GüncelMakaleler

1 MAYIS | Halkın Gücü Örgütlülüğündedir; 1 Mayıs’ta Alanlara!

1 Mayıs’ta emek sömürüsüne ve güvencesiz/taşeron çalışmaya; iş cinayetlerine, sendikasızlaştırma politikalarına, ağır çalışma saatlerine; yoksulluğa, şovenizme, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı adresimiz sokaklar olmalıdır!

2023 yılı 1 Mayıs’ını, işçi sınıfı ve emekçilerin, derin bir açlık ve yoksulluk içinde yaşama tutunmaya çalıştığı koşullarda karşılıyoruz. Sürekli bir hal alan zamlarla ve yüksek enflasyonla, alım gücü günden güne mum gibi eriyen emekçiler, her geçen gün daha büyük bir yoksulluk girdabına çekiliyor.

İşsizlik ve alım gücündeki düşüş, işçi sınıfı ve emekçiler için hayatı daha da çekilmez kılıyor. İktidar bir yandan esnek ve güvencesiz koşullarda daha ağır bir sömürü ile çalışmayı dayatırken diğer yandan emeklilere de benzer bir politikayı uyguluyor.

AKP-MHP iktidarı, ANAP ve Özal döneminde başlatılan özelleştirme programlarını daha da derinleştirdi. Sermaye örgütlerinin talebi olan iş davalarında “zorunlu ara buluculuk” uygulaması getirildi. İşsizlik, vergi adaletsizliği arttı, dolaylı vergilerin oranı yüzde 65’e yükseldi.

Sağlıktan eğitime, ulaşımdan barınmaya kadar her şey yüzde 300-400 zamlanırken işçi ücretleri açlık sınırının dahi altında kaldı. İktidar, hizmet adı altında halk ve işçi düşmanı politikaları büyük şovlar eşliğinde bir bir yaşama geçirirken nihayetinde daha kötü koşullarda, güvencesiz ve örgütsüz bir şekilde çalışmak zorunda kalan yine emekçiler oldu.

Türk sermaye sınıfları, 2023’te tıpkı önceki yıllardaki gibi AKP-MHP eliyle çok sayıda işçi direnişi ve grevi yasakladı. İşçilerin sendikalaşma mücadelesi polis zoruyla patronların çıkarları doğrultusunda engellenmeye çalışıldı. Öte yandan çalışma rejiminde yaratılan korkunç güvencesizlik ve taşeron çalışma sonucunda binlerce işçinin yaşamını yitirdiği ve adına “iş kazası” denilen katliamlar yaşandı. Soma’dan sonra Ermenek’te gerçekleşen iş cinayetleri, sermayenin daha fazla kâr ve rant politikasının bir ürünü olarak karşımıza çıktı.

2023 1 Mayıs’ını aynı zamanda rant ve talan politikalarının neticesinde büyük bir katliama dönüşen deprem gerçekliğiyle karşılıyoruz.

6 Şubat’ta Maraş, 20 Şubat’ta Antakya merkezli depremlerde 11 il adeta yerle bir oldu. Deprem, Türk sermayesinin yağma ve talan, insan hayatını hiçe sayan politikalarının ne kadar yıkıcı olacağını bir kez daha çok acı bir şekilde gösterdi.

Devlet neden olduğu vahşete müdahale etmez, elini uzatmazken, emekçileri ölüme terk etti. Ne var ki bu defa coğrafyamızın dört bir yanından işçi ve emekçiler, ezilenler, deprem bölgelerindeki sınıf kardeşlerine dayanışma elini uzattı. Dayanışmanın, ezilenlerin inceliği olduğunu bir kez daha hem de en güçlü biçimde dosta düşmana gösterdi.

2023 1 Mayıs’ı emekçilerin önüne, “kırk katır mı kırk satır mı?” tercihinin konulduğu bir atmosferde gerçekleşecek. Özellikle de Millet İttifakı’nın sarı sendikal çizgi eliyle işçi sınıfını peşinden sürüklemeye, politikalarına angaje etmeye çalıştığı bir dönemden geçiyoruz.

İktidarın gitmesiyle her şeyin değişeceği vurgusu yapan Millet İttifakı bugüne kadar sınıf ve emek düşmanı politikalardaki suç ortaklığını da gizlemek istiyor.

Bir yandan da sınıfın biriken öfke ve tepkisini düzeninin karanlık dehlizlerine akıtarak sönümlendirmeyi ve emekçiler arasında da şovenizmle örülen büyük çitler çekmeyi hesaplıyor.

Oysa biliyoruz ki Millet İttifakı’nın, Cumhur İttifakı’ndan bir farkı yoktur. Nihayetinde yapılmak istenen bir padişahın yerine bir başkasının geçirilmek istenmesidir.

İşçi sınıfını ve emekçileri, gençleri, kadın ve LGBTİ+ları ezen, emeğini ve alınterini sömüren, mevcut düzenin ta kendisidir. 1 Mayıs; işçi sınıfının, faşizme, kendisini ezen ve sömüren sınıfa ve onun düzenine başkaldırdığı ve sosyalizm bayrağını yükselttiği bir gündür!

Eşit ve özgür bir dünya biliyoruz ki ancak işçi sınıfının önderliğinde, ceberrut sisteme meydan okunarak, sokakta fiili meşru direnişlerle ve zorla yıkılacaktır. Bugün dört bir yandan estirilen parlamenterist, sınıf uzlaşmacı, reformist hayallerin ötesinde sınıfı kurtaracak yegane güç yine kendi elleridir.

Halkın özgür geleceğini kuracak olan kendi örgütlülüğü ve gücüdür!

1 Mayıs’ta emek sömürüsüne ve güvencesiz/taşeron çalışmaya; iş cinayetlerine, sendikasızlaştırma politikalarına, ağır çalışma saatlerine; yoksulluğa, şovenizme, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı adresimiz sokaklar olmalıdır!

Gerçek kurtuluşun ancak ve ancak faşizmin, kapitalizmin yıkılmasıyla ve sosyalist bir dünyanın kurulmasıyla geleceğini yüksek sesle haykırmak için alanlarda buluşalım!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu