İstanbul: Cumartesi Anneleri, 695’inci haftasında 28 Temmuz 1993’te Bitlis şehir merkezinde gözaltında kaybedilen Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe için adalet istedi.
695 haftadır Galatasaray Meydanı’nda kayıp yakınları için adalet arayan ve faillerin cezalandırılmasını isteyen Cumartesi Anneleri, bu hafta da Galatasaray Meydanı’nda buluştu. Kırmızı karanfiller ve kayıp yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri ayrıca “Failler belli kayıplar nerede” yazılı pankart açtı.
“Sensiz geçirdiğim her güne lanet olsun!”
Eylem de ilk olarak Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız’ın mektubu okundu. Yıldız mektubunda, “Senin bir de 24 Temmuz 1975 doğum günün var oğul. Senin doğduğun günde sevinemiyorum, kendi doğduğum güne ve böyle analığıma lanet ediyorum” dedi.
“23 yıldır oğlumun doğum günü hediyesi alınmıyor” diyen Yıldız, “Sensiz geçirdiğim her güne lanet olsun!” dedi.
“Katiller yargılanana kadar burada olmaya devam edeceğiz”
1993 yılında gözaltında kaybedilen Ferhat Tepe’nin babası İshak Tepe ise şunları kaydetti; “Kaybedenler devletin içinde kümelenmiş durumda. İsimlerini tek tek devlete verdik. İfadeler dahi alınmadı. Davayı AİHM’e de gönderdik ve kazandık. Ama devlet yine yargılamadı ve cezalandırmadı. Çünkü bu cinayetlerde devletin parmağı var. Biz bu suçu devlet işledi demeyelim de ne diyelim? Katiller yargılanana kadar burada olmaya devam edeceğiz”
“Hesap sormaya devam ediyoruz”
Ferhat tepenin annesi Zübeyde Tepe ise, “Yıllarca bu meydanda bizi 25 yıldır bitmeyen bir acıya ve kedere mahkûm edenlere seslendik durduk. Çocuklarımız için adalet istedik. Katillerin bulunmasını ve yargılanmalarını istedik.. Bulamadıklarımızın, hala aradıklarımızın kemiklerini istedik” dedi. “Ateş düştüğü yeri yakıyor önce” diyen Tepe, yine de ayakta kalmaya, hesap sormaya devam ettiklerini söyledi. Tepe konuşmasını şu sözlerle bitirdi; “Öpmeye kıyamadığımız oğlumuzun kokusunu, sesini, gülüşünü kendisi olmadan 25 yıldır taşıyoruz yanımızda.”
“Ferhat, haberleri ve siyasi görüşleri nedeniyle kaybedildi”
Ferhat Tepe’nin muhabiri olduğu ve OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi adına konuşan Hüseyin Kalkan; haberleri nedeniyle o dönem kaybedilen Ferhat Tepe ve Nazım Babaoğlu’nu hatırlatarak “Anneleri öpmeye kıyamıyordu, biz habere göndermeye kıyamıyorduk. Gazetenin en küçük iki muhabiriydi” dedi. Kalkan, “Ferhat, haberleri ve siyasi görüşleri nedeniyle kaybedildi. Sorumlular bulunmuş ve yargılanmış değil. İsteğimiz iki gazetecinin faillerinin bulunması ve yargılanması.” ifadelerini kullandı.
“Ferhat Tepe için ilk günkü kararlılığımızla adalet istiyoruz”
Haftanın açıklamasını Sebla Arcan okudu. Arcan, “OHAL’de geçerli bazı yetki ve uygulamaların daha da genişleyerek devamım sağlayacak yasa teklifi, dün Meclis komisyonundan geçti. Demokrasi dışı yetkilendirmeler ve keyfiyete yol açacak düzenlemeler içeren bu teklif, denetleme mekanizmalarını içermemektedir. OHAL’i hukuken kaldırırken, OHAL yetkilerini ‘3 yıl’ sürdürmek üzere yasal düzenleme yapmak, Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Demokrasinin özü sınırlı ve sorumlu devlet anlayışıdır” dedi.
OHAL de, OHAL’in devamcısı niteliğindeki düzenlemeler de, Türkiye’yi demokratikleşme olanağından tamamen uzaklaştırmanın aracı olduğunu kaydeden Arcan, “695 haftadır Galatasaray’dan yükselttiğimiz adalet talebimizin gerçekleşebilmesi ve yeni adaletsizliklerin yaşanmaması için Türkiye’nin normalleşmesine; yurttaşın hak ve özgürlüklerinin devletin müdahalesinden korunduğu hukuk devletine dönüşmesine ihtiyacımız var” dedi.
Ferhat Tepe davasının hukuksuz bir biçimde zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmasını kabul etmediklerini belirten Arcan, “Zaman kayıplarımızın acısını hafifletmiyor. Zaman yaralarımızı iyileştirmiyor. Zaman yaşadığımız adaletsizliği unutturmuyor. Gözaltında kaybedilişinin 25. yılında Ferhat Tepe için ilk günkü kararlılığımızla adalet istiyoruz” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
