DünyaGüncel

ADGB: Filistin halkının haklı mücadelesinin yanındayız

Filistin halkına yönelik soykırımın, barbarca saldırıların ve işkencelerin açığa çıkarılmasının engellendiğinin hedeflendiğini kaydeden ADGB, “Bundan dolayı hiçbir yasağı tanımıyoruz. Filistin halkının haklı mücadelesinin yanında olmayı sürdüreceğiz” dedi.

Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB), İsrail devletinin Filistin halkına yönelik soykırım saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

“Filistin halkının haklı mücadelesinin yanındayız” diyen ADGB, “Gazze’de yerleşim birimlerini yerle bir etmesi, çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 20 bine dayanan sayıda insanı barbarca katletmesi, on binlerce insanı yaralaması, hastaneleri okulları, su, gıda ve yakıt depolarını, elektrik santrallerini bombalayarak yüzbinlerce insanı aç ve açıkta bırakmasına her türlü desteği sunan Avrupa emperyalist devletleri, İsrail’in işlediği savaş ve insanlık suçuna da ortak oluyor” ifadeleriyle emperyalist devletlerin sorumluluklarına işaret edildi.

Siyonist İsrail’in kadınlara yönelik cinsiyetçi saldırılarının kadın bedeninin işgaline de dönüştüğü belirten ADGB, “Savaşın acısının kadınlardan çıkarıldığını bir kez daha İsrail siyonizminin Filistinli kadınlara yönelik saldırılarında gördük” ifadelerini kaydetti.

Dünya halklarının Filistin halkının direnişine ve mücadelesine öteden beri büyük bir saygı ve meşruluk bilinciyle sahip çıktığını hatırlatan ADGB, “Avrupa egemen sınıfları ve onların devletleri de Filistin halkıyla dayanışmak, siyonizmin gerçekleştirdiği katliamların durdurulması için direnişe geçen örgüt, kurum ve bireylere dönük saldırılarını arttırdı. Katliamın ilk günlerinde eylem yasakları, kitlesel gözaltı biçiminde protesto ve ifade özgürlüğü haklarının lime lime edilmesi biçiminde vücut bulan bu saldırılar, geçtiğimiz haftalarda örgüt ve kurumların yasaklanması, sözlü ve yazılı olarak siyonizm eleştirileri ve protestolarının yasal olarak suç sayılması derecesine vardı” dedi.

‘Zora’lı genç kadınlar enternasyonalist eylemlerinden dolayı Alman polisinin hedefinde

AB emperyalizminin motoru konumundaki Almanya’nın Filistin halkının direnişinin yanında yer alan kurumlara yönelik saldırganlığın startını veren ilk ülke olduğuna işaret edilen ADGB açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Filistinli Tutsaklarla Dayanışma Örgütü Samidoun’un yasaklandığını ilan eden Alman emperyalizmi, Samidoun yasağı ve toplam saldırganlığıyla mazlum Filistin halkı karşısında da İsrail siyonizmiyle saf tuttuğunu net bir şekilde ortaya koymuş oldu. Filistin halkıyla dayanışmayı sürdüren güçlere yönelik saldırılar Samidoun’un yasaklanmasından sonra da devam etti. Geçtiğimiz günlerde genç kadın örgütü Zora, Alman polisi tarafından hedef alınmış, Berlin Zora üyelerinin evleri ve Karanfil Kafe basılarak gözaltılar gerçekleştirilmiştir. Zora üyesi genç kadınlar Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ni desteklemekle suçlanıyor. Filistin halkının siyonist İsrail devleti tarafından katliamlarla soykırıma uğratıldığı 7 Ekim gününden bu yana militan eylemleriyle sokakları, üniversiteleri yasakları tanımayarak zapt eden Zora’lı genç kadınlar bu enternasyonalist dayanışmacı eylemlerinden dolayı Alman polisinin hedefindedir.”

Benzer yasakçı uygulamaların Fransa, Hollanda ve Belçika’da da gündemleştiği belirtilen ADGB, “AB emperyalistlerinin bu gerici, yasakçı hareket tarzı Filistin halk direnişi etrafında örülen enternasyonal dayanışmayı hedeflediği gibi, siyonist İsrail’i de daha fazla Filistin kanı dökmekte cesaretlendiren adımlar oluyor” denildi.

Tayyip Erdoğan’ın sözde tarafsızlık ve arabulucu rolüyle İsrail siyonizminin safına dizildiği belirtilen açıklamada, “Faşist şefin işbirlikçi yüzü ve dinbaz sahtekarlığı bir kez daha ortaya serildi. Sözde Filistin halkının yanında olmayı ‘din kardeşliği’ ikiyüzlülüğü ile dile getiren faşist rejim, diğer yandan da İsrail devleti ile sürdürdüğü işbirlikçi anlaşmaları sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

ADGB açıklamasının devamında şöyle denildi:

Kürdistan ve Filistin halklarına benzer yazgı

“Ortadoğu’da iki ezilen ulusun yazgıları birbirine benzeyip, ortaklaşıyor. Aynı sömürgeci sistem ve bölge devletleri Kürdistan ve Filistin halklarına benzer yazgı belirlemeye ve dayatmaya çalışıyor. Rojava halkları, tıpkı Filistin halkları gibi kuralsız bir sömürgeci işgal savaşıyla yüz yüze bulunuyor. Rojava’da alt ve üst yapıyı hedefleyeceklerini tüm dünyaya ilan eden faşist Türk burjuva devleti, zaman kaybetmeden dizginsiz savaş saldırılarını bu hedefler üzerinden genişletme yoluna girdi. Bu durum savaş suçlarının özgürce işlenmesi anlamına gelmektedir.

Filistin halkının mücadelesi haklı ve meşrudur!

Avrupa egemen sınıfları ve onların devletleri sadece 7 Ekim sonrası değil, Filistin topraklarının ilk işgalinden itibaren siyonizm destekçisi, organizatörü ve cesaretlendiricisi pozisyonlarını hep korudular. Bunun karşısında Avrupa işçi ve emekçileri, dünya halkları dün olduğu gibi bugün de Filistin halkının yanında saf tuttular. Siyonizmin son katliamlarında da haftalardır yasakları tanımayarak sokakları dolduran, eylemiyle dayanışmayı gösteren halkların enternasyonal hareketi devam ediyor. Bu direnişlerin artması günceldir; zira devam eden soykırım saldırıları ancak ve ancak bu direnişlerle örülecek halklar barikatıyla sonlandırılabilir.

Avrupa emperyalist devletlerinin Filistin halkının siyonist İsrail devletinin soykırımcı saldırılarını bir kez daha lanetliyor ve şiddetle protesto ediyoruz. Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Tüm yasaklamalar, Filistin halkına yönelik soykırımın, barbarca saldırıların ve işkencelerin açığa çıkarılmasını engellemeyi hedeflemektedir. Bundan dolayı hiçbir yasağı tanımıyoruz, Filistin halkının haklı mücadelesinin yanında olmayı sürdüreceğiz.
Filistin halkının mücadelesi haklı ve meşrudur! Filistin halkı yalnız değildir! Yaşasın enternasyonal dayanışma!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu