H. Merkezi: Darbe girişimi ve ardından OHAL ile Sincan ve Bolu F Tipi Hapishanelerden sürgün edilen tutsak Partizanlara dönük işkence uygulamalarının ayrıntıları, avukatların yaptığı suç duyurusunda ortaya çıktı.
Darbe girişimini “Allah’ın bir lütfü” olarak değerlendiren egemenlerin hedefindeki hapishanelerde “askeri hapishane” uygulamaları hayata geçirilmeye çalışılıyor, buna karşı çıkan tutsaklar işkenceye uğruyor. Çeşitli hapishanelerden sürgün sevk edilen tutsak Partizanlar da çeşitli zamanlarda gönderdikleri mektuplarla, aile ve avukat görüşlerinde dile getirdikleri bilgilerle bu uygulamalara maruz kaldıklarını aktarmışlardı.
Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishane’den Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishane’ye sürgün edilen tutsaklar ile Bolu’dan Edirne F Tipi Hapishane’ye sürgün gönderilen Baysal Demirhan’ın yaşadıkları daha gündeme gelmişti. Avukatlar tarafından yapılan suç duyurusunda ise bu uygulamaların ayrıntıları ortaya çıktı.
İşkence olağan hale getirilmek isteniyor
22 Temmuz günü bulundukları Sincan 1 No’lu F Tipi Hapishane’den Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishane’ye sürgün edilen TKP/ML dava tutsakları Küçük Hasan Çoban ve Tayyar Eroğlu hapishaneye giriş sırasında sırayla arama kabinine alınmış; yasanın aradığı hiçbir şüphe mevcut olmamasına rağmen “rutin” bir uygulama olduğu ifade edilerek, tutsaklara “ince arama” adı altında çıplak arama yapılmak istendiği belirtiliyor.
Tutsaklar “çıplak aramanın insanlık onuruna aykırı bir uygulama olduğunu” belirterek, bu muameleye karşı çıkmışlar bunun üzerine gardiyanlar tarafından saldırıya uğramış ve sonrasında ayrı koğuşlara konulmuşlardır.
Suç duyurusunda tutsaklardan Çoban ve Eroğlu’nun hiçbir ihtiyaçları temin edilmeden bir gün boyunca hücrede tutulmalarını protesto etmek için kapı dövme eylemi gerçekleştirdikleri ve bunun üzerine hapishane idaresi tarafından daha ciddi şekilde darp edildiği belirtiliyor. Ayrıca yine TKP/ML dava tursaklarından Kemal Ertürk’ün, gardiyanların “Kapı dövdün mü?” şeklindeki sorusuna karşılık salt “Dövmedim, ama gerekirse kapı da döverim, slogan da atarım” dediği için saldırıya uğradığı ve yeniden darp edildiği suç duyurusunda yer alan bilgilerden…
“Kendi eşyaları da, yakınlarının getirdikleri de verilmiyor”
Tutsakların 9 saatlik sevk yolculuğu sırasında hiçbir ihtiyaçları giderilmediği; sevk sonrası yakınlarına haber vermelerine izin verilmediği, Sincan hapishanesinde bulunan diş fırçası, iç çamaşırı, tıraş takımı, terlik gibi kişisel eşyalarını dahi alamadan sevk edildikleri ve hesaplarında bulunan paranın naklinin bile gerçekleştirilmeyerek tutsakların insani ihtiyaçlardan dahi mahrum bırakıldığı belirtiliyor.
Avukat görüşmelerin gerçekleştirildiği 28 Temmuz tarihinde hala hiçbir ihtiyaçlarının karşılanmadığını söyleyen tutsakların yakınlarının hapishaneye getirdiği eşyalar da kabul edilmiyor.
Tek kişilik hücrelerde tutularak belli saatlerde diğer ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlüleri ile ortak havalandırma kullanmaları gereken tutsaklar; mevcut durumda 3 kişilik koğuşlarda yalnız başlarına tutuluyor, havalandırma saatlerinde dahi diğer tutsaklarla iletişim kurmaları engellenerek tamamen tecrit ediliyorlar.
Avukatlardan işkenceye karşı suç duyurusu
22 Temmuz’da sürgün sevk uygulamasına maruz kalan tutsaklardan biri de Baysal Demirhan’dı. Bolu F Tipi Hapishane’den Edirne F Tipi Hapishane’ye gönderilen sevk edilen Demirhan’a “rutin” bir uygulama olduğu ifade edilerek “ince arama” adı altında çıplak arama yapılmak istenmiş, buna karşı çıkan Demirhan gardiyanlar tarafından ciddi biçimde darp edilmiştir.
Konu ile ilgili suç duyurusunda bulunan avukatlar, bu işkence görüntülerine hapishanelerin 24 saat kayıt yapan kameralarından ulaşılabileceğini ve aynı davadan tutuklu Yaşar İnce, Mesut Deniz, Halil Şahin, Halil Gündoğan, İbrahim Şahin‘in de benzer uygulamalara maruz kaldığını ve şahit olarak dinlenebileceklerini belirterek işkence yapan hapishane görevlileri ve amirlerinin teşhis edilmesini ve haklarında dava açılmasını talep ettiler.
