GençlikGüncel

Ankara’da nefret yürüyüşüne tepki: “İsyan bayrağını çekiyoruz”

"Nefret yürüyüşlerine karşı isyan bayrağını çekiyoruz" diyen LGBTİ+'lar İHD Ankara Şubesinde bir basın açıklaması yaptı

“Sapkınlık normalleştirilemez, Ailen saldırı altında” sloganıyla “Ankara Sivil Toplum Platformu” adına çağrısı yapılan nefret yürüyüşü, LGBTİ+ yürüyüşlerinin 2016’dan bu yana yasaklandığı Başkent Ankara’da yapıldı.

“Aile”nin tehdit altında olduğunu söyleyen “Ankara Sivil Toplum Platformu”nun (ASTP) organize ettiği yürüyüş, 30 Ekim Pazar günü Hacı Bayram Veli camii önünden başladı. “Hacı Bayram Camiinden Melike Hatun Camiine” gerçekleştirileceği duyurulan yürüyüş, “Ulus Atatürk Heykeli” olarak da bilinen Ulus Heykel Meydanı’nda son buldu.

Nefret yürüyüşüne karşı bugün (31 Ekim) LGBTİ+’lar İHD Ankara Şubesinde bir basın açıklaması yaparak “Nefret yürüyüşlerine karşı isyan bayrağını çekiyoruz. Nefrete inat yaşasın hayat” yazılı pankart açtı.

Açıklamada, “İstanbul’da Yesevi Alperenler Derneği’nin ve 150 sözde STK’nın “Fikirde birlik ve mücadele platformu” adı altında bir araya gelerek gerçekleştirdiği nefret yürüyüşünden sonra bir nefret yürüyüşü de Ankara’da Sivil Toplum Platformu’nun tertibiyle 30 ekim Pazar günü 13.30’da Ulus’ta gerçekleştirildi.

LGBTİ+’ların gerçekleştirdiği onur yürüyüşleri polis şiddeti, valilik yasakları ile engellenmeye çalışılmış, Boğaziçi Onur Yürüyüşü’nde 70, İstanbul Onur Yürüyüşünde 373, ODTÜ Onur Yürüyüşü’nde 38, Eskişehir Onur Yürüyüşü’nde 10, Ankara Onur Yürüyüşü’ nde 45 ve sene içerisindeki diğer LGBTİ+ etkinliklerinde yaşanan gözaltılarla beraber sadece bu sene toplam 582 LGBTİ+ polis işkencesiyle gözaltına alınmıştı. Biz LGBTİ+’lar yaşamımız ve haklarımız için yürüdüğümüz için şiddete, tacize, işkenceye ve türlü hakaretlere maruz kalırken yaptıkları yürüyüşlerle nefreti örgütleyen ve bizi hedef gösteren cemaatler, tarikatlar ve faşist çetelerin önü bizzat devlet eliyle açılmıştır. En temel hakları olan ifade özgürlüğü, barışçıl yürüyüş ve protesto hakkı bu şekilde kısıtlanırken LGBTİ+’ları hedef gösteren yürüyüşler ‘kamu spotu’ olarak bile yayınlanmış, bizlere saldıran polisler bu nefret yürüyüşlerini adeta koruyup kollamıştır” denildi.

Açıklamada, “Nefret yürüyüşünün çağrısını yapan kurumların ‘Aile ortak paydamız’ derken bahsettikleri ailenin ne olduğunu biliyoruz. Anlattığınız, kadının ev içi emeğinin sömürüldüğü, erkek egemen, kadına, çocuğa şiddeti ve LGBTİ+ çocuklara yönelik istismarı barındıran ‘kutsal aile masalı’na kanmıyoruz. Üremeye dayalı heteroseksist ve onun ‘normal’, sözde sapkınlıktan koruduğunuz çocuklarından oluşan aileye mahkum değiliz. Aileye yönelik politikalarınızı kılıf olarak kullanıp LGBTİ+ların yaşamına müdahele etmeye çalışmanızı kabul etmiyoruz! Onların nefretine karşı bizler gücümüzü; varoluşumuzdan, özgür, eşit, sınıfsız, sınırsız sömürüsüz bir yaşam için sokaklarda yan yana mücadele eden tüm LGBTİ+’lardan, gullümümüzden, madiliğimizden, en önemlisi dayanışmamızdan alıyoruz.

Mücadelemizi Taksim’den, Ankara’dan, ODTÜ ve Boğaziçi Onur Yürüyüşleri’nden, seçilmiş ailelerimizden alıyoruz. Direncimizi Pürtelaş’ta, Bornova Sokak’ta, Küçük Bayram Sokak’ta direnen trans seks işçilerinden, Boysan’dan, Zeliş’ten, Hande’den, Zirve’den, Ahmet’ten, Hande Buse’den, Berrak’tan alıyoruz. Hafızamız Esat-Eryaman’a, siyah pembe üçgenlere dayanıyor. Buradayız, başlangıcından beri varız ve var olmaya devam edeceğiz. Sevgili Lubunyalar, Biricik Arzu’nun da dediği gibi “Elbet bir gün kaybedecekler! Ve gidecekler! Ama rahat rahat gitmelerine asla ama asla izin vermeyeceğiz!” O gün gelene kadar da asla yalnız değilsiniz. Bizler buradayız ve bir aradayız.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu