GüncelKadın

ÖZEL HABER | “Rosa’ya yapılan gözaltı ve tutuklama, kadın mücadelesine dönüktür.”

Kadın mücadelesinin en büyük gücü dayanışmadır. Ve bizler ilk gün bunu çok derinden hissettik. Türkiye’nin bir çok ilinden dayanışma mesajları aldık.

22 Mayıs sabahı Amed’te polis operasyonu ile Rosa Kadın Derneği Yöneticisi  ve üyelerine dönük baskın ile onlarca kadın gözaltına alınarak  tutuklandı. Derneğin kadın faaliyeti, 8 Mart çalışması, savaş karşıtı çalışmaları kriminalize edilerek tutuklamaya gerekçe yapıldı.

Rosa Kadın Derneği  yöneticisi Rojda Barış ile derneğe ve kadın çalışmasını hedefleyen gözaltı ve tutuklamayı konuştuk.

İktidarın genel saldırıları içinde kadınlar her zaman daha özelde hedefe alınıyor ve kadın özgürlük mücadelesi yürüten hemen her kadın kurumuna dönük saldırılar hız kesmeden devam ediyor.

Bunun en son örneğini sizin de yöneticisi olduğunuz Rosa Kadın Derneğine dönük saldırıları ile görmüş olduk. Neler yaşandığını, iddiaların neler olduğunu, yani yaşanan süreci bize özetler misiniz?

22 Mayıs sabahı erken bir saatte (saat dört) içinde aralarında Rosa Kadın Derneği kurucu üyeleri ve yöneticileri de olan kadın aktivistlere dönük bir gözaltı operasyonu gerçekleşti. Aynı günün akşamı Diyarbakır Emniyetinde ifadeleri alındı ve ertesi gün Diyarbakır Adliyesine çıkartıldılar. 15 saati aşan bir sorgunun ardından bir kişi dışında tüm kadınlar tutuklandı.

Soruşturma dosyası hakkında kısıtlama kararı olduğundan aslında soruşturma içeriğini, bilemiyoruz ancak ifadeler sırasında sorulan sorulardan içeriğe dair bilgi sahibi olduk.

Buna göre kadın arkadaşlarımızın tamamına yöneltilen temel suçlama birincil olarak Rosa Kadın Derneğine üye olmalarıdır. Dernek soruşturma kapsamında örgüte müzahir kurum olarak değerlendirilmiş fakat isnat edilen fiillerden hiçbirinin örgütsel bir nitelik taşımadığını biliyoruz.

Örneğin 8 Mart mitingini tertiplemek, “kadınlar barış istiyor” içerikli açıklama yayınlamak, dernekten mesaj almış olmak, Belediye meclis üyeliği yaptığı partisinin eylem ve etkinliklerine katılmak, kadın barış hayal atölyesi yapmak, savaşa karşı açıklamalar yapmak  gibi hiçbir suç unsuru taşımayan tam tersi ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve toplantı-gösteri özgürlüğü gibi hakları kullanmaktan öteye geçmeyen fiiller suç konusu yapılmış ve tutuklanma gerekçesi yapılmıştır.

Gizli tanığın Rosa Kadın Derneği başkanı hakkında HDP ile ilişkileri vardı beyanı başkanın tutuklanma gerekçesi olarak sorgu tutanaklarına dahi geçirilmiştir.

Operasyonunun zamanlaması, sokağa çıkma yasağının kaldırılmasında hemen önceye denk getirilmiştir. Bununla  kamuoyu tepkisinin önüne geçilmesinin hedeflendiğini söylemek yerinde olur.

Yine sizin de belirtmiş olduğunuz gibi iktidarın ya da mevcut hükümetin kadınlara dönük saldırılarının son örneği bu tutuklamalardır.

Belki daha önce bu şekilde değil ama kadınların kazanımlarını geriye götürmeye dönük saldırılar, kadınların nafaka haklarına dönük yıllardır yapılmak istenen değişiklikler; istismar yasanının her fırsat kollanarak meclisten geçirilmeye çalışılması, İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun gibi kadınların güvencesi yazılı mevzuata dönük saldırılar, yine kadınların sosyal ve ekonomik yaşamlarına döndük söylemler ve kadın-erkek arasındaki derin eşitsizliğin en temel dayanaklarından biri olan toplumsal cinsiyeti pekiştirir her türden söylem; politika ya da uygulama kadınlara dönük saldırıların Türkiye’de vücut bulmuş halidir.

Ve kadın çalışması yürüten, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinde en ön safta yer alan, kadına karşı şiddetle mücadele ayağında çok büyük fedakarlıkla çalışan öncü kadınların tutuklanması bahsettiğim diğer saldırılardan farksızdır ama belki de en haksızdır.

Rosa Kadın Derneği, aslında kayyumlarla birlikte hedeflenen eş başkanlık ve kadın merkezleri, birimlerinin kapatılmasıyla durdurulmak istenen özelde Amed’teki kadın çalışmalarını aktif bir şekilde yürütüyordu.

Bu son gözaltı ve tutuklamanın esas hedefi kadın çalışması, mücadelesidir diyebilirmiyiz? Buna dair nasıl bir değerlendirmeniz var?

 Hükümetin kadın üzerindeki politikası, kazanımlarına dönük müdahale, kadına yönelik şiddet politikaları uzun yıllardır kılıf değiştirerek kadınların önüne çıkmaktadır.

Kadınlar; her dönem mücadele alanlarını, dayanışmasını büyüterek tüm sistemlere karşı koymuşlardır. Kayyum atamaların da bunun bir göstergesidir. Kayyum atamaların bir amacı da eşit temsiliyeti kabul etmemek, kadın merkezlerinin işlevsizleştirilmesi veya kapatılması ve bunun yerine kendi çalışma yöntemini belirlemesi kadın kazanmaların bertaraf etmektir.

“Rosa kadın derneğine saldırı  kadın mücadelesine dönüktür”

Rosa Kadın Derneğin biraz amacından bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Rosa Kadın Derneğini; kadına yönelik her tür şiddet, ayrımcılık ve baskının önüne geçmek için mücadele etmek, kadınların haklarını kullanabilmesi, kendi hayatlarına dönük talepleri ve görüşleri hayata geçirebilmeleri için güçlendirecek ortamı hazırlamak, toplumsal cinsiyet eşitliğine dönük çalışmalar yürütmektedir.

Kurulduğu günden itibaren yerelde ve bölgede kadın katliamları, şiddete maruz kalmış kadınlar ile dayanışmış ve talepleri( psikolojik destek, hukuki danışmanlık, sığınakta kalma talebi ile şönime yönlendirme, baro ya yönlendirme gibi) doğrultusunda yönlendirmeler yapmıştır.

Ve bunu yaparken birçok şehirden başvuru almaktadır.

Rosa; dayanışmanın, mücadelenin, emeğin adıdır. Yerelde ve bölgede kadınların nefes alanı, bir kadın derneğinin olması güven duygusunu yarattı.

Bunu bizler gece gündüz demeden çalışırken dayanıştığımız kadınların, “iyi ki kadın dayanışması var” dediklerinde daha çok güç alarak devam ettik.

Bugün Rosa’ya yapılan gözaltı ve tutuklama; Rosa’nın yaptığı faaliyetlere dönüktür. Bir kadın derneği olarak kazanımlarına dönüktür. Kadın cinayetlerine verdiğimiz reflekslere dönüktür. Ve evet dediğiniz gibi kadın mücadelesine dönüktür.

Son olarak başta kadın örgütlerine nasıl bir çağrı yapmak istersiniz? Kadın mücadelesi farklı coğrafyalarda da olsa birbirine güç veren bir yerde durmakta. Sizler dernek olarak kadınların bu gücü büyütmesi için neler yapmak gerektiğini düşünüyorsunuz?

Kadın mücadelesinin en büyük gücü dayanışmadır. Ve bizler ilk gün bunu çok derinden hissettik. Türkiye’nin bir çok ilinden dayanışma mesajları aldık. Çünkü bizler her birimiz birlikte aynı mücadeleyi veriyoruz.

Diyarbakır’daki Rosa veya başka bir şehirdeki kadın derneği bu mücadelenin sonucunda var oldular.

Ve mücadeleden aldığı güçle, dayanışma ile her zaman iktidarın kadın kazanımlarına dönük saldırına karşı mücadele etmişlerdir.

Bizler Rosa olarak tüm kadınlara, kadın derneklerine sesleniyoruz; tek amacı kadın hakları alanın da mücadele etmek olan, kadın cinayetleri politiktir ve kadınlar barış istiyor dedikleri için yargılanan, 8 Martın direnişle, umutla karşılamak için alanlarda olan mücadele arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar bizlerle birlikte dayanışmayı büyütmeye, kadınların kazanımı olan Rosa’yı birlikte büyütmeye çağırıyoruz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu