AKP hükümeti 2015 yılında en büyük toplu sözleşme asgari ücret için teklifini şimdiden kamuoyuna sundu. Birinci altı ay için yüzde 3, ikinci altı ay için yüzde 3 olmak üzere yıllık toplam yüzde 6 rakamları ifade edildi. Bu rakamlar mevcut asgari ücret üzerine bir zam gibi sunuluyor. Hükümet söz konusu teklifle kamuoyunun tepkisini ölçmek, talepleri şimdiden sınırlamak istiyor. Enflasyon oranı yüzde 10’larda açıklanırken asgari ücret için teklif edilen rakamın anlamı sıfırın da altında zam demektir. Asgari ücret teklifi sermaye ve hükümetin işçi sınıfına karşı açtığı bir savaştır.
Sermaye bir yandan geleceğimizi karartırken bir yandan da başta madenler olmak üzere iş cinayetleri ile her gün işçileri öldürüyor. Ermenek’te göçük altında kalan 18 maden işçisinden bir hafta geçmesine rağmen halen haber alınamıyor.
Bugüne kadar “iş kazaları”nın ortaya çıkardığı sonuçlar gösteriyor ki işçi sınıfının katilleri azami kar peşindeki patronlar ve onların koruyucusu hükümettir. Kaza, kader ya da fıtrat denilen işçi ölümleriyle asgari ücretin yakından ilgisi vardır. İşçi sınıfını ölüm riski olan alanlarda çalışmaya zorlayan asgari ücretle ve asgari ücretin de altında ücretlerle geçinmek zorunda bırakılmasıdır. Belirlenen ve önerilen asgari ücret rakamları, işçilerin yavaş yavaş ya da madenlerde olduğu gibi topluca ölüme gönderilmelerinin de ilanıdır.
Bu katliam düzenin temel ayaklarından birisi de taşeron sistemidir. Taşeron sistemi kölece bir ücret ve çalışma demektir. Sermaye ve hükümetin, en temel hakları gasp edilir ve öldürülürken işçiler karşısında sorumluluktan kaçma girişimidir. İşçi cinayetleri, taşeronlaştırma ve asgari ücret aynı bütünün parçalarıdır. Sömürü ve katliam düzeninin birbirini tamamlayan saldırılarıdır. Bu yüzden asgari ücret saldırısına karşı tüm işçi ve emekçiler sesini yükseltmelidir.
Sömürüye, açlığa ve ölüme mahkum değiliz. Hükümetin asgari ücret teklifini kabul etmiyoruz. Asgari ücret köleliğine karşı fabrikalarda, sokaklarda, alanlarda sesimizi yükselteceğiz.
Devrimci Demokratik Sendikal Birlik
