DünyaGüncel

ATİK: “Mülteciler Zirvesi”nden çıkan tek sonuç: Daha fazla sınır dışı ve daha fazla baskı!

 Avrupa Türkiyeli İşçiler Federasyonu (ATİK), geçtiğimiz günlerde  yapılan "Mülteciler Zirvesi" için bir açıklama yaparak, "tek sonuç: Daha fazla sınır dışı ve daha fazla baskı!" dedi.

ATİK yapılan açıklamada, “Alman Federal Cumhuriyeti içişleri Bakanı Faeser ve eyalet başbakanları ile birlikte 10.05.2023 tarihinde gerçekleştirdiği, “Mülteciler zirvesinde” her zaman olduğu gibi, mülteciler ve siyasi ilticacılara karşı kararlar alındı. Ukrayna savaşından sonra Almanya’ya gelen mültecilerin sayısındaki artıştan sonra birçok belediye başkanının talep ve tepkileri üzerine Alman İçişleri Bakanı ve eyalet başbakanları ile birlikte 10 Mayıs 2023 tarihinde bir “Mülteciler Zirvesi” gerçekleştirdi. Görünen o ki, zirvede gerek mülteci ve siyasi ilticacıların durumlarının düzeltilmesi ve gerekse de savaş ve yoksunluktan göç etmek zorunda kalan insanların Almanya’da insani bir yaşam kurmasının önündeki engeller zorlaştırılarak, öncelikli olarak daha baskıcı güvenlik politikaları devreye konulmaktadır.

Söz konusu mülteciler zirvesinde alınan kararlar daha önceki politikaları aratmadı. Zirveyi tek cümle ile özetlemek gerekirse; daha fazla kontrol, daha fazla baskı ve daha fazla sınır dışı etmeler diyebiliriz.

Almanya genelinde birçok belediye başkanı ve eyalet temsilcisinin talebi üzerine Berlin’de gerçekleştiren zirveye federal hükümetten içişleri bakanı ve yetkililerinin yanı sıra, belediye başkanları ve 16 eyaletten hükümet temsilcileri katıldı. Eyalet ve belediyelerin taleplerinin aksine, hükümet olarak sadece bir milyar Euro gibi bir rakamla, söz konusu taleplerin zamana yayılarak karşılanalabileceği, bunun haricinde federal düzeyde herhangi bir destek ve yardımın yapılamayacağının altı çizildi.

Olaf Scholz yönetimindeki hükümetin teklifinin aksine, “Eyalet Başbakanları Konferansı“ federal cumhuriyetin kişi başına bir meblağ ödemesi gerektiğini belirterek, bunu da eyalet ve şehirlere uygun bir şekilde dağıtılmasını talep ettiler. Başbakanlıktan verilen rakamlara göre, Alman hükümeti eyalet ve belediyelere 2022 yılında 15 milyar Euro ve 2023 yılında 15,6 milyar Euro maddi destek sağladı.

Mülteciler ve ilticacıların yaşamsal durumlarını iyileştirme beklentisinin aksine, zirvede esas itibari ile daha fazla yurtdışı edilmelerin yoğunlaştırılması öngörülmektedir.

Ayrıca alınan kararlara uygun olarak, başta sınır hatlarında olmak üzere, herhangi bir somut kuşku ve sebep olmaksızın insanlar durdurulup kontrol edilecek ve üzerleri aranabilecek.

Alınan kararların arasında özellikle iltica talebi kabul edilme şansları düşük olan insanların, mültecilerden ayrı bir şekilde ele alınarak, daha hızlı ve yaygın bir şekilde yurtdışı edilmesine karar verildi. Bilindiği gibi geçmiş dönemlerin Alman hükümetleri belirli aralıklarla Almanya anayasasındaki iltica hakkı paragraflarını birçok kez değiştirerek, özellikle politik iltica başvuru taleplerini neredeyse kabul etmemektedir. Söz konusu insanların savaş ve yoksunluktan kaçtığını, bu savaş ve yoksulluğun sorumlarının başında Almanya’nın da geldiğini düşünürsek, alınan bu karar emperyalistlerin çıkar amaçlı politikalarını daha net göz önünde getirmektedir” denildi.

 İltica Başvuruları: Ocak – Nisan 2023

Ait Oldukları Ülke: Toplam: İlk başvurular Devam başvurular
1. Suriye 29.056 28.499 557
2. Afghanistan 20.349 19.410 939
3. Türkiye 13.206 12.804 402
4. iran 4.749 4.381 368
5. Irak 4.259 3.893 366
6. Gürcistan 3.747 3.406 341
7. Rusya Federasyonu 3.531 2.946 585
8. Eritre 1.726 1.683 43
9. Somali 1.842 1.670 172
10. Venezuela 1.365 1.357 8
Toplam: 110.516 101.981 8.535

 

Açıklamada, “İçişleri Bakanlığının resmi istatistiklerine bakılırsa 2023 yılının ilk dört ayında Almanya’ya 110.516 kişi iltica talebinde bulunmuştur. Bu sayı geçen yılın aynı dönemine kıyasla %78 bir artış göstermiştir. Tabii ki burada hedeflenen esas şey Almanya’ya gelen mülteci ve ilticacılar arasında bir ayrışma yaparak, insanları birbirine düşürmektir. Yine bazı ülkelerin “güvenli üçüncü ülke” kategorisine alınması da karar altına alındı. Yeni olarak Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya, Montenegro, Senegal ve Sırbistan bu listelere dahil edildi. “Güvenli üçüncü ülkeler” listesine alınan ülkelerden gelen mülteci ve ilticacılar, herhangi bir işlem yapılmaksızın söz konusu ülkelere sınır dışı edilebiliyor. Böylelikle legal yollarla Almanya’ya insanların ilticacı olarak gelmesi engelleniyor. Alman hükümeti böylelikle katı ve ırkçı yüzünü bir kez daha ispat altına almıştır.

Zirvenin kararları arasında en çok dikkat çeken ise, sınır dışı hapsinin 10 günden 28 güne çıkarılmasıdır. Savaş ve baskılardan kaçan insanlara mübah görülen bu uygulama açıkça ırkçı ve faşist bir uygulamadır.

Zirvede alınan kararlara Amnesty International ve Pro Asyl gibi insan hakları kuruluşları tepki göstererek, bu kararların acilen iptal edilmesi veya gözden geçirilmesi talebinde bulundular. Almanya’ya 2023 yılı Ocak ve Nisan ayları arasında gelip iltica başvurusunda bulunan insanların listesinin başında Suriye 29.056, Afganistan 20.349, Türkiye 13.206, İran 4749, Irak 4259, Gürcistan 3742, Rusya 3531 kişi ile ilk yedi ülkesini oluşturmaktadır! Özellikle Türkiye ve Kuzey Kürdistan’dan gelen insanların sayılarına bakılırsa, daha önceki yıllara kıyasla bu rakamın 2022 ve 2023 yılında iki katından fazla yükseldiğini de belirtmekte fayda var.

Alman hükümetinin talebi üzerine 8 Haziran 2023 tarihinde Lüxemburg’da gerçekleştirilen „Avrupa Birliği İltica Hakları Reformu“ adı altında yapılan zirvede Alman hükümetinin kararları belirleyici olup, Avrupa Birliği siyasi ilticacılara adeta yeni bir savaş ilan etmiştir.

Buna göre öncelikli olarak Avrupa Birliği sınırlarının „daha fazla korunacak“! Sınırlarda oluşturulacak yeni kontrol merkezleriyle örneğin Türkiye, Tacikistan veya Arnavutluk gibi ülkelerden gelen iltica başvuruları „hızlandırılmış iltica başvuru sistemi” ile  ele alınacak ve başvurunun reddi durumunda hemen ülkelerine geri gönderilecektir! Avrupa birliğinin „güvenli üçüncü ülkeler“ listesinin haricinde, her bir AB ülkesinin kendi listesi de bulunmaktadır. Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, toplamında 13 Avrupa ülkesi „güvenli üçüncü ülke“ listesine uygun olarak, bu ülkelerden siyasi iltica talebinin kabul etmemektedir. Bu listeler arasında birçok gerici ve otokrat ülkeler bulunmaktadır. Örneğin Yunanistan 2021 yılında Türkiye’yi bu listeye dahil etmişti.

Zirvede öte çıkan bir başka sonuçta, mülteci kabul etmeyen ülkelerin karşılında belirli bir tazminat ödemeleridir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin resmi rakamlarına göre, 2014-Haziran 2023 tarihleri arasında 26.924 mülteci, Avrupa’ya geçmek isterken Akdeniz’de boğularak yaşamını yitirmiştir. Gerçek rakamların bunun çokça üzerinde olduğu kesindir.

Dünya çapında emperyalist talan, savaş ve sömürgesinden kaçmak zorunda kalan milyonlarca insandan yüzbinlercesi, insani bir yaşam için ülkesini terk ederek, „umuda yolculuk“ta hayatını kaybetmektedir.

En son olarak 14 Haziran 2023 tarihinde Yunanistan açıklarında bir mülteci gemisi batmış ve yaklaşık 500-600 insan Akdeniz’de boğulmuştur.

Yaşanan bu trajedi de görüldüğü gibi, Avrupa Birliği Avrupa’yı adeta bir kale haline getirerek, mültecilerin Avrupa’ya gelmesini engelleyerek, onbinlerce ölümden direkt sorumludur!

Yapılan bu uygulamarın sadece yaşanan gelişlere bir reaksiyon olarak düşünmemek lazım. NATO ve diğer emperyalist ülkeler arka planda daha fazla savaş politikaları yürüterek, gelecekte yaşanabilinecek göçlere hazırlık yapmak istemektedir.

İnsanlık dışı bu politikalara karşı daha fazla hassasiyet ve kamuoyu oluşturmakla birlikte, bu ırkçı uygulamalara karşı aktif mücadele başta demokratik kitle örgütleri olmak üzere tüm ilerici güçlerin görevidir!” şeklinde sona erdi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu