DerlediklerimizGüncel

BAHADIR ÖZGÜR | Talanın fotoromanı: Erdoğan’ın dünürüne yasa işlemedi

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan’ın dünürüne özel imar planı değişikliği ile koruma altındaki bir alan tahrip edildi. Mevcut yasalara aykırı olan değişiklik için yargı ‘dur’ dedikçe, inşaat da adım adım büyüdü. İşte Datça-Bozburun Koruma Bölgesi içindeki bir alanın nasıl tahrip edildiğinin kare kare hikayesi…”

Dünyada korunması gereken öncelikli alanlardan birisi sayılan Datça-Bozburun Özel Koruma Bölgesi, parsel parsel talan ediliyor. İşlenen aleni kent ve çevre suçlarına rağmen kimse ‘dur’ demiyor. Hoş, mahkemeler ‘dur’ dese de dinleyen yok zaten. İşte bunlardan birisi de ‘şahsa özel imar planı değişikliği’ uygulamalarının bir örneği olan Hisarönü’ndeki 142 nolu parsel olayı. Yani Erdoğan ailesinin dünürünün inşaatı…

Konuyu ilk kez daha plan aşamasındayken, 1 Şubat 2022 günü Birgün gazetesinde duyurmuştum. Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim İl Müdürlüğü Marmaris’in Hisarönü Mahallesi’nde, Kirseburnu körfezinin dibinde yer alan bir arsa için imar değişikliği hazırlamıştı. Buraya özel bir yaşlı bakımevi ve tesisi yapılmak isteniyordu. Arsanın sahibi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan’ın dünürleri olan, Peker Tekstil’in sahipleri Hikmet ve Sevda Peker’di. Üzerinde sadece tek katlı iki küçük köy evi bulunan ve imar statüsü tarla olan yeri 2016 yılında satın almışlardı.

Bakın o günden sonra itirazlara, bilirkişi raporlarına, mahkeme kararına rağmen Hisarönü’nde neler değişti?

Bu sorunun yanıtını, bir kısmını kendim çektiğim, bir kısmını Marmaris’in çevre ve kent hakkı savunucularının kaydettiği görüntüler eşliğinde, bir talan fotoromanı halinde verelim.

1-KORUMA ALANINDA ŞAHSA ÖZEL PLAN OLUR MU?

Hisarönü, 1990’da Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilen ve Marmaris Milli Parkı’nı da kapsayan ‘Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi’ içinde yer alıyor. Datça-Bozburun yarımadası Avrupa’da korunması gereken 100, Türkiye’de 9 orman sıcak noktalarından biri.

Türkiye, 1993’te Ramsar Sözleşmesi’ne taraf oldu ve sözleşme 1994’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Dolayısıyla sulak alanların korunması mecburi. Sulak alanların kaybedilmesi halinde geri dönüşün mümkün olmadığı; başta kuşlar olmak üzere hayvan ve bitki çeşitliliği nedeniyle ‘doğal müze’ kabul edildiği; bulundukları yerin ekolojik dengesi açısından hayati oldukları biliniyor. Hisarönü de özellikle nesli tükenmekte olan bir su samuru türünün yuvası.

Dolayısıyla imar değişikliği askıya çıktığında Marmaris Kent Konseyi üyeleri, Muğla Çevre Platformu ve TMOBB itiraz ettiler, konuyu yargıya taşıdılar. İtirazları, plan bütünlüğü hiçe sayılarak şahsa özel düzenleme yapılamayacağıydı.

2- PLANA İTİRAZ SÜRERKEN ALANI DÜZLEDİLER

Marmarisliler’in ve konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin itirazlarının temelini plan bütünlüğü ve burasının koruma alanı olması oluşturuyordu. Üstelik plan değişikliği dosyasında dahi imara açılan arazinin ‘marjinal tarım alanı’ olduğu belirtiliyordu. Dolayısıyla belli koşullar altında tarımsal tesis, eğitim, sağlık gibi kamusal tesisler veya sosyal ve teknik altyapı tesisleri kurulabileceği ama bunun ilk şartının da “bölgede uygun başka bir alternatif yer bulunmaması” olduğu vurgulanıyordu. Yine 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 15. Maddesi’nde de ‘trampa usulü’nden bahsediliyor ve öncelikle imar planına uygun alternatif yer aranması gerektiği ifade ediliyor.

Nitekim Marmaris Belediyesi 2 Haziran 2020 tarihli bir yazı ile değişiklik talep edilen parselin bulunduğu alanda imar planı olmadığını, buna karşın ilçe sınırları içerisinde sosyal tesise uygun imar planına sahip alanlar bulunduğunu, bunu verebileceklerini bildirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri 21. Bölge Müdürlüğü de 11 Mayıs 2020 tarihli yazısında, alanın derelerin muhtemel taşkın sahası içinde olması sebebiyle imar planı çalışmasının uygun bulunmadığını belirtti. Onlar da “Önce alternatiflere bakılmalı” dedi. Baktılar mı? Elbette hayır.

Henüz hukuki süreç tamamlanmadan bakın arazide neler yaptılar:

3-AĞAÇLARIN DİBİNE VE AZAĞIN ALTINA ÇİMENTO DÖKTÜLER

İmar planı değişikliği askıya çıktıktan hemen sonra Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde plan değişikliğinin iptal edilmesi için açılan dava kapsamında mahkeme bilirkişi tayın etti. 8 Aralık 2022’de bilirkişi heyeti bölgede inceleme yaptı. Ve projenin uygun olmadığı yönünde görüş beyan etti.

Bilirkişi raporu çıktıktan 4 ay sonra bölgeye gittiğimde alelacele beton dökülmeye başlandığını gördüm. Koruma altındaki ağaçların dibine çimentolar dökülmüştü. Belki de en vahimi Marmaris’in en güzel azmağını kurumak için gösterilen olağanüstü çabaydı. Üzerine inşaat yapacakları için sulak araziye çimento enjekte ediliyordu.

 

4 – MAHKEME KARARINA RAĞMEN BİNALARI DİKTİLER

Mahkeme karar vermemişken Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, 28 Nisan 2023 günü yeni planı onayladı ve 5 Mayıs’ta da askıya çıkardı. Buna karşın Muğla 2. İdare Mahkemesi, bilirkişi raporuna dayanarak 3 Haziran 2023 günü planla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kararda hazırlanan imar değişikliği planının, kamu yararı ve plan bütünlüğü ilkelerine uygun olmadığı vurgulandı. Peki dünürler ne yaptı bu sırada?

Araziye inşa edilecek tesisin kaba inşaatını neredeyse bitirdiler. İnşaat için yargı sürecinin bitmesini beklemek bir yana, çıkan karar dahi dinlenmedi.

İşte inşaatın son hali de şöyle:

(Gazete Duvar – 27 Ekim 2023)

 

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu