H.Merkezi: Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, Meclis Genel Kurulu’nda konuştu. Bilgen, 20 Temmuz 2015 DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucu 34 kişinin yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı bugün görülen duruşmasına değinerek konuşmasına başladı.
Katliamda yaşamını yitirenleri anan Bilgen, katliamın üzerinden 40 ay geçtiğini hatırlatarak, “34 genç insan sadece IŞİD vahşeti, IŞİD barbarlığının çocuklarda oluşturduğu tramvaya karşı bir destek, bir sorumluluk duygusuyla, yanlarında sadece oyuncaklar bulundurarak, Suruç’ta bir basın açıklaması yapmaya çalışırken, orada patlatılan bombayla hayatlarını kaybettiler. Tabi ki yargılama sürecine dair bir polemik yapmak için söylemiyorum. Ama bu ülkede özellikle o dönemde, 2015 Haziran ve Kasım seçimleri arasında patlayan bombalar dolayısıyla hayatını kaybeden insan sayısı neredeyse 15 Temmuz’da hayatını kaybedenlere yakın bir sayı. Bu elbette ki sistematik ve üzerinde siyaset adına düşünmeye, Suriye politikasını, Türkiye’nin Ortadoğu’daki pozisyonunu bunun ortaya çıkardığı sonuçları yeniden ele almayı gerektirecek rakamlar. Yargılama sürecinin de etkin ve ciddi bir sonuç vermesini umut ederek bunu paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
‘Bir yılda 20 kişi öldü’
Dün Urfa’nın Birecik ilçesinde zırhlı araçtan açılan ateş sonucu hayatını kaybeden Sedat Polat’ın ölümüne ilişkin konuşan Bilgen, bir yıl içinde zırhlı araçların çarpması ve ateşli silahlar nedeniyle 20 kişinin öldürüldüğü bilgisini verdi. Bilgen, “Birecik’te Diyarbakır’dan Adana’ya aile yakınlarının göz ameliyatına giden Sedat Polat, GBT kontrolünde otobüsten indiğinde, oradaki zırhlı aracın üzerindeki ateşli silah dolayısıyla hayatını kaybetti. Ya hiç bir spekülasyona, hiç bir polemiğe yer vermeksizin sadece geçen yıl 20 civarında 4-80 yaş arası insanın ya güvenlik güçlerine ait araçların kontrolden çıkması, eve giresi, kavşakta virajı alamaması ve sivillerin üzerine düşerek hayatını kaybeden insanlar ve de ateşli silahlardan çıkan hiçbir çatışma söz konusu olmadığı halde ya da güvenlik gerekçesi ortaya konamayacak nedenlerden dolayı sadece bir yılda 20 kişi hayatını kaybetti. Bu durum galiba insan güvenliği açısından bu yöntemin, bu alışkanlıkların ne ortaya koyduğunu ifade etmeye yetiyor” diye belirtti.
İşsizlik ödeneği rakamları
İŞKUR’a 10 ay içerisinde 1 milyon 161 bin 604 kişinin işsizlik ödeneğinden yararlanmak için başvurduğuna dikkat çeken Bilgen, şöyle devam etti: “Başvuru oranı son bir yılda yüzde 27 artmış durumda. Bir ülkede hem enflasyon bu kadar yüksek hem de işsizlik bu kadar hızlı yükseliyorsa bunun içtihattaki yeri bellidir. Stagflasyondur. Bunun başka türlü izahı yoktur. Ne işsizliği başka türlü temin etmek ne enflasyonu fiyat artışı, fiyat ayarlaması ya da sadece dış güçler diye izah etmek doğru değildir ve sadece kendimizi kandırmaktır. İşsizliğin bedelinin sadece ekonomiden, rakamlardan ibaret olmadığını her birinin bir hayat, bir umut, bir intihara dönüşme, bir aile faciasına dönüşme potansiyeli taşıyan toplumsal sorun olduğunun bilincinde ve farkında olarak siyasi sorumluluk üstlenmeliyiz.”
