Güncel

Birlikte Kazanacağız

Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde Leyla Güven Haklıdır Tecrit Kalkmalıdır İnisiyatifi tarafından açlık grevlerine dair panel düzenlendi.

İstanbul: Leyla Güven Haklıdır, Tecrit Kalkmalıdır İnisiyatifi tarafından Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde ‘Tutsakların talepleri ve açlık grevleri’ konulu panel düzenlendi. Panele, tahliye olduktan sonra da açlık grevine devam eden tutsaklar, HDP, HDK, ESP, Partizan, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Genel Sekreteri Ahmed Saadat’ın avukatı ve Addameer Hukuk Birimi Başkanı Avukat Mahmoud Hassan, Barış Aktivisti Ela Gandhi, DİSK Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut katıldı.

 ‘Mücadele edeceğimiz her alan baskı altında’

Panelin açılış konuşmasını HDK Eşsözcüsü Gülistan Koçyiğit yaptı. “Yaşanılan her haksızlığın kaynağına bakmamız gerekir” diyen Koçyiğit, insanların en sıradan hakları için bedel ödediğini ve bunun nedeninin çözüm sürecinin bitirilmesi olduğunu kaydetti. AKP’nin savaşı gündelik hayatın içine taşıdığını ve en sıradan hakların bile gasp edildiğini vurgulayan Koçyiğit, “Açlık grevi dünyanın her yerinde siyasi tutsaklar, bedeni dışında direnecek hiçbir şeyinin kalmadığı süreçlerde açlık grevi yapıyor. Bizde tam böyle bir süreçten geçiyoruz. Mücadele edeceğimiz her alan baskı altında” dedi. Koçyiğit, barış gibi bir erdemi sahiplenmenin bile tutuklanmak için yeterli olduğunu söyledi.

Böyle bir hukuksuzluk içinde Leyla Güven’in direniş yolunu gösterdiğini belirten Koçyiğit, “İmralı tecridine söz söylemeden ve görmeden hiçbir devrimci iddiamızı yerine getiremeyiz” diye konuştu.

Açlık grevi direnişçilerinin talebinin insani, vicdani ve hukuki bir talep olduğunu ifade eden Koçyiğit, direnişçilerin kendileri için bir talebi olmadığını ve Öcalan’ın aile ve avukat görüşmesi yapabilmesini istediklerini belirtti.

“Öcalan’a yönelik tecridin kırılması Türkiye’nin normalleşmesi için bir adımdır ve bu hepimizin sorumluluğudur. Bu noktada hepimize sorumluluk düşüyor. Bugün kör bir savaşın ortasındayız” diyen Koçyiğit, barışın sağlanması için tek unsur olan Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması gerektiğini ifade etti. Koçyiğit, “Binlerce insanın bir görüş hakkı için açlık grevine giriliyor olması bazılar için anlaşılmayabilir ama Sayın Öcalan barışın tesis edilmesinde kilit durumdadır” diye kaydetti.

‘Direnişçilerle dayanışma içinde olalım’

Dünyanın her yerinde açlık grevi direnişçilerinin taleplerinin karşılanması için bir şeyler yapıldığını ancak Türkiye’de ses çıkmadığının altını çizen Koçyiğit, “Açlık değil sessizlik öldürür” dedi.

Fedai eylem yapan direnişçilere de değinen Koçyiğit, cenaze törenlerine yapılan saldırılara karşı “Gelin el ele verelim ve bu hukuksuzluğu göz önüne seren açlık grevi direnişçileri ile dayanışma içinde olalım” çağrısı yaptı.

“Yarın geç olabilir” diyen Koçyiğit, “Sesimizi bugünden yükseltmeliyiz. Aksi taktirde çok üzüleceğimiz sonuçlarla karşılaşabiliriz” diye belirtti.

‘Onlar ölmek için değil, yaşamak için direniyor

Koçyiğit’in açılış konuşmasının ardından panel bölümü yapıldı. Bu bölümde ilk olarak Avukat Gülizar Tuncer açlık grevi direnişlerinin tarihlerine değindi. İlk siyasi açlık grevinin de antik Roma döneminde olduğunu belirten Tuncer hak arama mücadeleleri içerisinde açlık grevinin önemli bir yer tuttuğunu kaydetti.

Türkiye hapishanelerindeki açlık grevlerinin tarihine de değinen Tuncer, ilk olarak Nazım Hikmet ile başlayan açlık grevi direnişinin Kemal Pir’lerden 96 ve 2000 ölüm oruçlarına uzandığını kaydetti. Son olarak açlık grevinde olan direnişçilere de seslenen Tuncer “Onlar ölmek için değil yaşamak için direniyor. Onlara ‘sesiniz duyuldu eylemi bırakın’ demeyin. Çünkü onların sesi yeteri kadar duyulmadı. Ayrıca onlar umutsuz oldukları için açlık grevinde değil” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Tuncer’in ardından Avukat Emran Emekçi İmralı Hapishanesi’ne dair bilgilendirmelerde bulundu. İmralı Hapishanesi’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik komplonun devamı olduğunu belirten Emekçi İmralı için “Burası tabutluktur” dediğini aktardı. Emekçi, “Ben bu tabutluğa neden katlanıyorum: Kürt sorunun demokratik çözümü noktasında rol oynamak için” dediğini hatırlattı.

Demokratik politikaların halklara kazandırdığını belirtildiğini Emekçi, Öcalan’ın bunun için direndiğini kaydetti. “Neden bu haklar Öcalan’a uygulamıyor” diye soran Emekçi, Kürt sorununda çözüm gücü olacak siyasi bir iradenin olmadığını dile getirdi.

Tecrit bütün ülkede var

TJA aktivisti Ayşe Gökkan ise açlık grevi direnişçilerine “direnişi bırakın” demenin onların iradesine saygısızlık olacağını belirtti. Önemli olanın açlık grevine neden başladığını olduğunu ifade eden Gökkan, Leyla Güven’in milletvekili, 40 yıllık geçmişi olan kadın hareketinin aktivisti, DTK Eşbaşkanı olduğunu belirterek “Sorun bu kimliklerin hepsine tecrit uygulanıyor. Tecrit sadece İmralı’da yok bütün ülkede var” dedi.

Dünyada birçok demokratik kitle örgütüne ve temsilciye mektup göndererek durum hakkında bilgilendirme yaptıklarını ve sadece “takip ediyoruz” cevabını aldıklarını söyleyen Gökkan, şöyle devam etti: “Leyla Güven, açlık grevini ilan ettiği, katılmayı reddettiği mahkemede tahliye oldu. Ancak o zamana kadar yapılan her başvuru sonuçsuz kalmıştı. Demek ki bu ülkede tahliye olmak için bile direnmeniz gerekiyor.”

‘Birlikte kazanacağız’

Addameer Hukuk Birimi Başkanı Avukat Mahmoud Hassan’da, Leyla Güven’i ziyaret ettiğini ve Güven’in direnişçi biri olduğunu gördüğünü söyledi. Filistin’deki tutsakların açlık grevine değinen Hassan, 1 milyon Filistinlinin hapishane deneyim edindiğini söyledi. İsrail hapishanelerinde yaşanan tecridi anlatan Hassan, İsrail hapishanelerinde yaşanan zorla besleme işkencesinde 4 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini ve taleplerin aile görüşü olduğunu söyledi. Hassan, açlık grevlerinin ancak dışarda gelişecek bir kitle hareketi ile sonuçlanabileceğini kaydetti.

Barış Aktivisti Ela Gandhi, panele telekonferans ile bağlandı. Gandhi, herkesin direnme hakkı olduğunu, açlık grevi direnişinin insanlarda vicdan uyandırmasını gerektiğini belirterek “Birlikte kazanacağız” dedi.

Barış Annesi Türkiye Bozkurt ise salonu Kürtçe selamladı. Bozkurt, tecridin yaşarken ölmek olduğunu söyledi ve sessizlik bozulmazsa hapishanelerden cenazelerin çıkmaya başlayacağını aktardı.

‘Yazgımız kazanmaktır’

Leyla’ya Ses Ver imzacılarından Helin Yılmaz ise tarihin kimler kaybedebileceğini ve kaybettiğini yazacağını aktararak “Biz de tarihi direnişimizle yazacağız” dedi. Bakırköy Hapishanesi’nde süresiz açlık grevi direnişçisi Hülya Gerçek’in “Yazgımız kazanmaktır” dediğini aktardı. “Biz ‘yazgımız kazanmaktır’ diyecek ve kalanların ölenlere şiir yazmasına izin vermeyeceğiz. Kazanacağız” diye konuştu.

DİSK Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ise tecridin sadece Öcalan’a yönelik olmadığını tüm topluma ve işçi sınıfına uygulandığını söyledi. Güvencesiz çalışma ve işsizlik ile tecrit altında olduklarını ve nefes alamadıklarını ifade eden Karabulut, binlerce açlık grevi direnişçisinin sesini 1 Mayıs’a taşıyacaklarını söyledi. Tecridi kırmak için mücadele etmek gerektiğini aktaran Karabulut, herkesi 1 Mayıs’ta buluşmaya çağırdı.

Yapılan etkinlik konuşmaların ardından yapılan müzik dinletisiyle sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu