Covid-19 salgınını bahane ederek faşist, ırkçı ve baskıcı politikaları yoğunlaştıran ülkelerden biri olan Filipinler’de, 15 Nisan’da biteceği öngörülen tecritin* 30 Nisan’a dek sürdürüleceği açıklandı.
Bu süreçte Başbakan Duterte tarafından “Covid-19 ile mücadele” adı altında Ulusal Eylem Planı (NAP) oluşturulmuş ve bu kapsamda Duterte rejiminin pandemiye karşı mücadelesini yönetme görevi asker ve polise devredilmişti.
NAP kapsamında ilan edilen tecrit, 15 Nisan’da sona erecekti. Ancak 7 Nisan günü yapılan açıklama ile tecritin 30 Nisan’a ertelendiği açıklandı. Bu kararı kınayan Ulusal Demokratik Cephesi (NDF)-Bicol, “15 günlük ek tecrit kararı, temel insan haklarının suistimalini artıracak” dedi.
“Halk yoksulluk nedeniyle tecriti çiğnemek zorunda”
cpp.ph sitesinde yer alan habere göre açıklama yapan NDF-Bicol sözcüsü Maria Roja Banua, NAP’ın pandemiye karşı mücadeleyi yönetmek yerine halkın karşılaştığı sağlık krizini çözme kapasitesini azalttığını vurguladı. Banua “Duterte’nin paralı ordusu son yıllarda insanların hayatlarını sona erdirmekte uzmanlık göstermiştir, onları kurtarmak da değil” dedi.
Filipin Ulusal Polisi’nin 17 Mart’tan 9 Nisan’a kadar toplam 99 bin 326 kişiye “tecrit kurallarını ihlal etmek”ten işlem yaptığı açıklamasına değinen Banua, “Halk karşı karşıya olduğu şiddetli açlık ve yoksulluk nedeniyle, bugün harekete geçmek zorunda kalıyor” dedi.
“Tecrit kitle hareketini yükseltir”
Banua konuşmasında rejimi uyararak “Tecrit, faşist bir diktatörlüğü yasallaştırma girişimlerini hayal kırıklığına uğratacak ve sona erdirecek olan kitle hareketinin yükselişine yol açacak” dedi ve Filipin halkını, demokratik haklarını ve son yıllarda edindikleri kazanımları savunmaya çağırdı.
* Metnin aslında kullanılan “lockdown” terimi, “(hapishanede) tecrit edilmek”, “hücre cezası” gibi anlamlara gelmektedir. NAP ile yürürlüğe konulan tecridi ihlal etmek, suç olarak görüldüğünden halk yaptırımlarla cezalandırılmaktadır
