DünyaGüncel

ÇEVİRİ | Nijer Sahel’de Batı Karşıtı Darbe Yaşayan Dördüncü Ülke Oldu

"Nijer'deki darbe, Mali (Ağustos 2020 ve Mayıs 2021), Burkina Faso (Ocak 2022 ve Eylül 2022) ve Gine'deki (Eylül 2021) benzer darbeleri takip etmektedir. Bu darbelerin her biri, Fransız ve ABD askerlerinin varlığına ve ülkelerine yaşatılan kalıcı ekonomik krizlere öfkelenen subaylar tarafından yönetildi."

26 Temmuz 2023 günü saat 03:00’te Cumhurbaşkanlığı Muhafızları Nijer’in başkenti Niamey’de Cumhurbaşkanı Mohamed Bazoum’u gözaltına aldı. Tuğgeneral Abdourahmane Tchiani liderliğindeki birlikler ülke sınırlarını kapattı ve sokağa çıkma yasağı ilan etti. Darbe, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu, Afrika Birliği ve Avrupa Birliği tarafından derhal kınandı. Nijer’de askeri üsleri bulunan Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri durumu yakından izlediklerini açıkladılar. Bazum yanlısı olduğunu iddia eden ordu ile başkanlık muhafızları arasında çıkan bir çatışma başkenti tehdit etti, ancak kısa sürede yatıştı. 27 Temmuz’da ordudan General Abdou Sidikou Issa bir açıklama yaparak “farklı güçler arasında kan gölüne neden olabilecek ölümcül bir çatışmadan kaçınmak” için durumu kabul edeceğini söyledi. Tuğgeneral Tchiani 28 Temmuz’da televizyona çıkarak Ulusal Vatanı Koruma Konseyi’nin (Conseil National pour la Sauvegarde de la Patrie ya da CNSP) yeni başkanı olduğunu açıkladı.

Nijer’deki darbe, Mali (Ağustos 2020 ve Mayıs 2021), Burkina Faso (Ocak 2022 ve Eylül 2022) ve Gine’deki (Eylül 2021) benzer darbeleri takip etmektedir. Bu darbelerin her biri, Fransız ve ABD askerlerinin varlığına ve ülkelerine yaşatılan kalıcı ekonomik krizlere öfkelenen subaylar tarafından yönetildi. Afrika’nın bu bölgesi – Sahel – bir dizi krizle karşı karşıya kaldı: iklim felaketi nedeniyle toprağın kuraklaşması, Libya’daki 2011 NATO savaşı nedeniyle İslami militanlığın yükselişi, çöl boyunca silah, insan ve uyuşturucu ticareti yapan kaçakçılık ağlarının artması, uranyum ve altın da dahil olmak üzere doğal kaynaklara, bu zenginlikler için yeterli ödeme yapmayan Batılı şirketler tarafından el konulması ve üslerin inşası ve bu orduların cezasız kalması yoluyla Batılı askeri güçlerin yerleşmesi.

Darbeden iki gün sonra CNSP, CNSP’ye liderlik edecek 10 subayın isimlerini açıkladı. Bu isimler ordudan (General Mohamed Toumba) hava kuvvetlerine (Albay Binbaşı Amadou Abouramane) ve ulusal polise (Genel Müdür Yardımcısı Assahaba Ebankawel) kadar tüm silahlı kuvvetlerden geliyor. CNSP’nin en etkili üyelerinden birinin, eski Genelkurmay Başkanı ve Şubat 2010’da Başkan Mamadou Tandja’ya karşı yapılan darbeyi yöneten ve Bazoum’un selefi Mahamadou Issoufou’nun 2011 başkanlık seçimlerini kazanmasına kadar Nijer’i yöneten Demokrasinin Restorasyonu Yüksek Konseyi’nin lideri General Salifou Mody olduğu artık açık. Issoufou’nun görevi sırasında ABD hükümeti Agadez’de dünyanın en büyük insansız hava aracı üssünü inşa etmiş ve Fransız özel kuvvetleri uranyum madenciliği şirketi Orano (eskiden Areva’nın bir parçasıydı) adına Irlit şehrini garnizon haline getirmişti.

General Salifou Mody’nin ordudaki etkisi ve uluslararası bağlantıları göz önüne alındığında CNSP’nin etkili bir üyesi olarak algılandığını belirtmek önemlidir. Mody, 28 Şubat 2023’te Roma’da düzenlenen Afrika Genelkurmay Başkanları Konferansı sırasında ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley ile bir araya gelerek “terörle mücadele işbirliği ve bölgedeki şiddet yanlısı aşırıcılıkla mücadelenin sürdürülmesi de dâhil olmak üzere bölgesel istikrarı” görüşmüştü. Mody 9 Mart’ta ise Mali’yi ziyaret ederek Albay Assimi Goïta ve Mali ordusu Genelkurmay Başkanı General Oumar Diarra ile Nijer ve Mali arasındaki askeri işbirliğini güçlendirmek üzere bir araya geldi. Birkaç gün sonra 16 Mart’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Bazoum ile görüşmek üzere Nijer’i ziyaret etti. Nijer’de pek çok kişinin Mody’nin kenara itilmesi olarak algıladığı bir şekilde, Mody 1 Haziran’da Nijerya’nın Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi olarak atandı. Niamey’de Mody’nin, devletin başındaki isim olan Tuğgeneral Tchiani’nin kulağındaki ses olduğu söyleniyor.

Yolsuzluk ve Batı

Nijer’den oldukça bilgili bir kaynak bize ordunun Bazoum’a karşı harekete geçmesinin nedeninin “yolsuzluğa bulaşmış, Fransa’nın bir piyonu olması” olduğunu söylüyor. “Nijeryalılar ondan ve çetesinden bıkmış durumda. Kamu fonlarını zimmetine geçiren ve birçoğu yabancı elçiliklere sığınmış olan devrik sistemin üyelerini tutuklama sürecindeler.” Yolsuzluk meselesi, dünyanın en kârlı uranyum yataklarından birine sahip olan Nijer’in yakasını bırakmıyor. Nijer’de söz konusu olan “yolsuzluk” hükümet yetkililerinin küçük rüşvetleri değil, Fransız sömürge yönetimi sırasında geliştirilen ve Nijer’in hammaddeleri ve kalkınması üzerinde egemenlik kurmasını engelleyen bütün bir yapıdır.

“Yolsuzluğun” merkezinde, ülkedeki uranyum endüstrisinin sahibi ve işletmecisi olan Société des mines de l’Aïr (Somaïr) adlı Nijer ve Fransa arasındaki sözde “ortak girişim” yer almaktadır. Somaïr’in yüzde 85’i Fransa Atom Enerjisi Komisyonu ve iki Fransız şirketine aitken, sadece yüzde 15’inin Nijer hükümetine ait olması dikkat çekicidir. Nijer dünyadaki uranyumun yüzde 5’inden fazlasını üretmektedir, ancak uranyumu çok yüksek kalitededir. Nijer’in ihracat gelirlerinin yarısı uranyum, petrol ve altın satışlarından elde ediliyor. Afrika ülkesinin nüfusunun yüzde 42’si yoksulluk sınırının altında yaşarken, Fransa’daki her üç ampulden biri Nijer’den gelen uranyumla çalışıyor. Nijer halkı onlarca yıldır zenginliklerinin ellerinden kayıp gitmesine seyirci kaldı. Hükümetin zayıflığının bir göstergesi olarak, geçtiğimiz on yıl boyunca Nijer, Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözümü Merkezi ve Uluslararası Ticaret Odası nezdinde çok uluslu şirketler tarafından açılan sadece 10 tahkim davasında 906 milyon dolardan fazla kaybetti.

Fransa 2002 yılında Euro sistemine geçtiğinde Fransız Frangı’nı kullanmayı bırakmıştır. Ancak on dört eski Fransız sömürgesi, Fransa’ya büyük avantajlar sağlayan Communauté Financiére Africaine’i (Afrika Finans Topluluğu-CFA) kullanmaya devam etti (bu ülkelerin rezervlerinin yüzde 50’si Fransız Hazinesinde tutulmak zorunda ve Fransa’nın CFA’da yaptığı devalüasyonlar – 1994’te olduğu gibi – onu kullanan ülkeler üzerinde yıkıcı etkiler yaratıyor). 2015 yılında Çad Devlet Başkanı Idriss Déby Itno, CFA’nın “Afrika ekonomilerini aşağı çektiğini” ve “Afrika’nın gelişmesini engelleyen bu kordonu kesmenin zamanının geldiğini” söylemişti. Sahel’de artık sadece Burkina Faso ve Mali’de olduğu gibi Fransız askerlerinin çekilmesi değil, aynı zamanda Fransız ekonomisinin bölge üzerindeki hakimiyetinin kırılması da konuşuluyor.

Yeni bağlantısızlık

Temmuz ayında düzenlenen 2023 Rusya-Afrika Zirvesi’nde Burkina Faso Devlet Başkanı İbrahim Traoré, ülkesinin suikasta kurban giden sosyalist lideri Thomas Sankara’nın üniformasını andıran kırmızı bir bere takmıştı. Traoré, Sahel’deki askeri darbelerin kınanmasına ve bir Afrika Birliği heyetinin kısa süre önce ülkesine yaptığı ziyarete sert tepki gösterdi. “İsyan etmeyen bir köle merhameti hak etmez” dedi. “Afrika Birliği, Batı’nın kendi kukla rejimlerine karşı savaşmaya karar veren Afrikalıları kınamaktan vazgeçmelidir.”

Şubat ayında Burkina Faso, Mali ve Gine hükümetlerinin de katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yapmıştı. Gündemde bu devletlerden oluşan yeni bir federasyonun kurulması var. Nijer’in de bu görüşmelere davet edilmesi muhtemeldir.

Vijay Prashad ve Kambale Musavuli (www.peoplesdemocracy.in)

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu