Güncel

Çok sayıda kentte Hrant Dink anması: ‘Cinayet 17 yaşında’ (Güncellendi)

Hrant Dink, katledilişinin 17. yıldönümünde çok sayıda kentte anıldı. Ayrıca Dink'in ailesi, sevenleri, meslektaşları ve binlerce kişi Dink'in katledildiği yerde bir anma gerçekleştirdi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesinin üzerinden 17 yıl geçti. Dink, katledilmesinin yıl dönümünde birçok kentte yapılan açıklama ve etkinliklerle anıldı.

Adana

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri, İnönü Parkı’nda açıklama yaptı. Anmada Hrant Dink’in fotoğrafları ile karanfiller taşındı. “Bu ülkede insanlar güvercin tedirginliği ile değil eşit ve özgür yaşasın diye…Hrant Dink için adalet” pankartının taşındığı açıklamada, sık sık “Faşizme karşı omuza omuza ve “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeni’yiz” sloganları atıldı.

İHD Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Aziz Sarı, Dink’in “uzantıları devlet içine kadar sızmış derin örgütlü yapılar” tarafından katledildiğini vurguladı. Cinayetin işlenmesine göz yumanların ortaya çıkarılmadığına dikkati çeken Sarı, “Sorumluların korunmasının nedeni bu konuda bağımsız, etkili ve kapsamlı bir soruşturmanın yürütülmemesi, uygulanan cezasızlık politikasının bir sonucudur” dedi.

Anma oturma eylemiyle son buldu.

Mersin

İHD Mersin Şubesi, Özgür Çocuk Parkı’nda yaptığı açıklamayla Dink’i andı. Çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi açıklamaya katıldı. Anmada, “Katilleri yaratan karanlığı sorgulamadan geçen 17 yıl. Bu dava bitmedi!” pankartı açıldı. İHD Şube Başkanı Gazi İnci,  “Hrant Dink, ırkçılık ve ayrımcılık karşıtı mücadelemizin her zaman doğal bir destekçisi oldu. O, ırkçılık, nefret ve önyargının düşmanıydı” dedi.

Açıklama alkışlarla son buldu.

Antakya

İHD İskenderun Şubesi, derneğin bulunduğu konteynerlerde Dink’i andı. İHD Şube Eşbaşkanı Ayten Kılınç, Hrant Dink’i anarak, “Bizler hak savunucuları olarak dün olduğu gibi bugün de ırkçılık, ayrımcılık ve nefrete karşı verdiğimiz her mücadelede Hrant Dink’i yanımızda hissedecek, mücadelemizde yaşatacağız” diye konuştu.

Urfa

İHD Urfa Şubesi, dernek binasında açıklama yaptı. Urfa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri de açıklamaya katıldı. Toplantının yapıldığı salona, “Hrant Dink’i unutmadık, unutmayacağız” pankartı asıldı.

İHD Urfa Şube Eşbaşkanı İsmail Tutal, “Daha çok insan, Ermenilerin varlığı ve yaşadıkları ayrımcılığı ilk defa ondan duydu. Bu görünürlük de onun hedef tahtasına konmasında önemli bir rol oynadı. Gerçek failler, düğmeye basanlar, yol boyunca her şeyden haberdar olanlar, yol verenler, göz yumanlar yargılanmadı. Türkiye’nin en baştan beri ve hâlâ demirbaşı olan cezasızlık zırhı tarafından korundular ve korunuyorlar” diye konuştu.

Malatya

Dink memleketi Malatya’nın Çavuşoğlu Mahallesi’nde bulunan evinin önünde de anıldı. Malatya Emek ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen anma töreninde konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Malatya Şube Başkanı Abdulmelik Kop, “17 yıl geçti, acısı yaşıyor, hiç bitmeyecek. Hrant Dink, birbirimizi anlamamızı istedi. Sürekli bunun için çağrı yaptı. Ruhumuza seslendi” dedi.

İstanbul: Dink katledildiği yerde anıldı

Agos Gazetesi’nin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilişinin 17. yıldönümünde ailesi, sevenleri, meslektaşları ve binlerce kişi Dink’in katledildiği Sebat Apartmanı önünde toplandı.

17’nci yıldönümüne ilişkin yapılan anmada, eski gazete binasına, Dink’in fotoğrafının da yer aldığı, “Cinayet 17 yaşında” yazılı pankart asıldı. Anmada, Dink’in vurulduğu kaldırıma nar, karanfil ve Agos gazetesi bırakıldı.

Anma öncesi Halaskargazi Caddesi’ndeki Osmanbey Kavşağı ile Harbiye Müzesi arası polis tarafından trafiğe kapatılırken, anmanın olduğu alan ise ablukaya alındı. Anmaya katılmak isteyenler polis aramasından geçirilerek alana alındı. Anma öncesi Hrant Dink’in katledildiği yere “Hrant için adalet için”, “Ji bo Hrant ji bo dad e” dövizleri ile karanfiller bırakıldı ve kırmızı mumlar yakıldı.

Anma “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz” , “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, ” Katilleri koruyan cinayete ortaktır”, Yaşasın halkların kardeşliği, “Öldür diyenler yargılansın” sloganlarıyla başladı.

Anmada ilk olarak Gezi Davası’ndan aldığı ceza nedeniyle Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutsak bulunan Çiğdem Mater’in, Dink’e ilişkin hapishanede gönderdiği mektup, gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun tarafından okundu. Daha sonra, Dink’in geçmişte yaptığı konuşmalar da katılımcılara dinletildi.

Ardından bu yılki anma metni ise gazeteci ve yazar Oya Baydar tarafından okundu. Anma için alanda bulunan kalabalığı selamlayarak konuşmasına başlayan Baydar, “Kardeşler dostlar, Hrant’ın sevgili arkadaşları ve ailesi bugün burada bulunamayan ama yürekleri bizimle çarpan barışçı, vicdanlı insanlar.  17 yıl önce burada, bu kapının önünde sevgili Rakel Dink’in unutulmaz deyişiyle, ‘ bir bebekten bir katil yaratan karanlık, Türkiye’nin vicdanını katletti. Evet Hrant bu ülkenin dertlerinin, acılarının hem taşıyıcısı hem de ezilen halklarının dermanı ve vicdanıydı” dedi.

“Sizlere, hepimize karşı işlenmiş bu korkunç cinayetten ve 17 yıldır bizlere izlettirilen yargı komedisinden söz etmeyeceğim” diyen Baydar,  şöyle devam etti: “Ben Hrant’ı anlatmak ve anmak istiyorum. Özel insanlar vardır. Onlar topraklarının ve halklarının değerlerini kendilerinde toplarlar. Hrant böyle bir insandı. Burada onu anarken bir Hrant güzellemesi yaptığımı sanmayın. Onu ilk tanıdığım 2002 yılıydı. Barış Girişimi’ni kurmak üzere bir araya gelmiştik. Çift taraflı ateşe maruz kaldığı günlerde burada Taksim’in ortasında, ‘Burada soykırım vardır diye bağıracağım. Paris’e gidip orada meydanda bir taşın üstüne çıkıp ‘soykırım yoktur’ derken halkları birbirine düşman eden ırkçı, milliyetçi bağnazlığa karşı barışın diliyle haykırıyordu.”

Dink’in resmi tarih anlayışı karşısında bir “tabu kılıcı” olduğunu söyleyen Baydar, katledilmesinin de bu yönüyle doğrudan bağlantılı olduğuna işaret eden Baydar, şöyle konuştu:

“Biliriz ki karanlıklarda yuvalanmış güçler en çok tabuların kırılmasından, yalanlarının meydana çıkarılmasından, karanlık yüzlerinin görünmesinden korkarlar. Hrant’ı o yüzden vurdular. O bir şahin değil güvercindi. ‘Bir güvercin tedirginliği ile yaşıyorum ama biliyorum ki güvercinler öldürülmez’ derken ne yazık ki yanılıyordu. Şahin olsaydı, halkların birliği yerine silahı, şiddeti savunsaydı telef olmayacaktı. Bu ülkeye hakim olan karanlık tam da güvercin olduğu için çıkardı idam fermanını. Hrant Dink’ten hain imajı yaratamayacağını anladıkları için susturdular.

Sana ‘bu topraklarda gözümüz var’ diye saldıranlara verdiğin cevabı hatırlıyorum. ‘Bizim bu topraklarda gözümüz var çünkü köklerimiz burada. Ama merak etmeyin bu toprakları alıp gitmek için değil bu toprakların dibine girmek için’ demiştin. Sen bu toprakların en has, en değerli yüz akımızdan birisiydin. Şimdi köklerinin derinlerde olduğu bu topraklarda yatıyorsun.  Ülkenin bütün insanlarının yeri topraklarımızın derinliklerinde birbirine karışıyor. İşte bu yüzden bizleri ayırıp birbirine düşman etmeye çalışanlara inat her yıl bugün burada buluşuyor, ‘Faşizme inat, kardeşimsin Hrant’ diye haykırıyoruz. Hepimiz Ermeni oluyoruz. Hafızayı diri tutmak, unutturmamak için ama asıl bu topraklar üzerinde eşit ve özgür insanlar olarak beraber yaşama arzusunu, senin vasiyetini kabul ettiğimiz için.”

Dink’in ülkeye dair hayalini kurduğu özgür ve aydınlık günlerin henüz gelmediğini ifade eden Baydar, aksine giderek daha da karanlığa sürüklenen bir tablo ile karşı karşıya olduklarını kaydetti.  Baydar, son olarak, “Sen bizim vicdanımızdın Ahparig. Herşey ve herkes öldürülebilir ama vicdan öldürülemez. İşte bu yüzden her yıl 19 Ocak’ta hepimiz için yeniden doğuyorsun. 19 Ocak bu ülkenin vicdan ve kardeşlik günüdür. Öyle kutlanmalıdır. Selam seninle aynı değerleri paylaşanlara. Selam bu değerleri cesaret ile gerekirse canları pahasına ant içenlere. Selam bu değerleri savundukları için zindanlarda bedel ödeyenlere.  Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın, Gültan Kışanak’ın simgeselleşmiş şahıslarında onların tümünü senin adınla selamlıyorum. Biz buradayız Ahparig” diye konuştu.

Anma, kitlenin hep bir ağızdan söylediği, “Biz bitti demeden bu dava bitmez” ve “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganlarıyla son buldu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu