İstanbul: 47 haftadır Galatasaray Meydanı’na çıkışları yasaklanan Cumartesi Anneleri eyleminin 746’ıncı İHD İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirildi. Bu hafta ki eylem, 10 Temmuz 1994 tarihinde Batman Soğuksu Mezrası’nda, Hizbullah örgütü tarafından kaçırılan İbrahim Çelik ile oğlu Edip Çelik’in akıbetleri soruldu. Eyleme HDP milletvekili Oya Ersoy ile CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
‘Adaletin sağlanması yükümlülüğünüzü yerine getirin’
Eylemde ilk olarak basın açıklaması okundu. Kayıp yakınlarından Maside Ocak tarafından okunan basın açıklamasında, devletlerin insan hakkı ihlallerine karşı yükümlülüğü olduğunu ancak TC devletinin bu yükümlülüğü yerine getirmediği belirtildi: “Türkiye’de devlet, anayasasından ve imzalamış olduğu insan hakları sözleşmelerinden doğan bu yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Gözaltında kaybetme suçunun, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak yargılanması gerekirken, suçun takibatı engelleniyor, etkin soruşturma yürütülmüyor, zamanaşımı hükümleri sorumluların yargılanmasını engellemek için kullanılıyor.”
TC’de var olan bu hukuksuzluktan dolayı 746 haftadır alanlarda olduklarını belirten Ocak, bu hukuksuzluklar giderilmeden asla demokratik bir ülke olunamayacağını belirtti. Ardından, Bu hafta akıbetleri sorulan İbrahim ve Edip Çelik hakkında bilgi verdi.
Hizbullah örgütü tarafından kaçırılan İbrahim ve Edip Çelik’in kaybedildiği 90’lı yıllarda, Batman ve çevresinin Hizbullah çetelerinin üssü konumunda olduğunu belirten Ocak, dönemin bürokrasinin de bu çetelere göz yumduğunu vurguladı. İbrahim ve Edip Çelik gibi yüzlerce faili meçhulün yaşandığını ancak bunlarla ilgili herhangi bir soruşturma yapılmadığını belirten Ocak “Dönemin Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek, şöyle diyordu: ‘Ne yazık ki, Hizbullah Örgütü mensupları bir dönem askerlerden yardım gördüler. Buradaki bazı askeri birliklerde silahlı eğitim yaptılar, lojistik destek gördüler’” diye belirtti. Devletin de göz yumarak bu cinayet ve kaçırılmalardan sorumlu olduğunu belirten Ocak “Devlet yetkililerinin, göz yumma şeklinde bile olsa, bu alıkonulmaya dâhil olmaları devletin gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğuna işaret eder. Uluslararası hukuktan ve anayasadan kaynaklanan yükümlülüklerinizi yerine getirin adaletin sağlanması yükümlülüğünüzü yerine getirin” diye belirtti.
Son olarak İbrahim ve Edip Çelik şahsında kayıplardan ve Cumartesi Anneleri’nin kayıplarla buluşma mekanı olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceklerini belirten Ocak açıklamasını sonlandırdı.
Ocak’ın ardından kayıp yakınlarından gözaltında kaybedilen Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe ise şunları söyledi: “25 yıldır kayıplarımızı, yakınlarımızı arıyoruz. Kuşaktan kuşağa mücadele ediyoruz, hakikate, adalete elimizi uzattık ama onlar ellerini uzatmadılar. Bizim çocuklarımızın suçu neydi? Onları neden öldürdüler? Onların mücadelesini devam ettiriyoruz. Hakikati ve adaleti istiyoruz. Neden Galatasaray’ı yasakladılar? Orada sadece çocuklarımızı istiyorduk, orayı geri alıncaya kadar mücadele edeceğiz. Çocuklarımızın katillerini sormaya devam edeceğiz, adalet önünde yargılasınlar istiyoruz.”
İbrahim ve Edip Çelik
50 yaşındaki İbrahim Çelik, Batman’ın Soğuksu Mezrası’nda yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. 10 Temmuz 1994 gecesi İbrahim Çelik’in evine maskeli ve silahlı 4 kişi geldi. Yer göstermesi bahanesiyle İbrahim Çelik’i yanlarında götürdü. Durumdan şüphelenen 19 yaşındaki Edip Çelik de babasını yalnız bırakmamak için peşlerinden gitti. Baba oğuldan bir daha haber alınamadı.
Eşi ve oğlundan haber alamayan Merese Çelik, onların bulunması için emniyete ve jandarmaya başvurdu. Hizbullahçı Talat Rüzgâr, Aziz Önlük, İlhan Önlük, Resul Güneş ve Çetin Dursun isimli kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak bütün başvuruları sonuçsuz kaldı. 25 yıldır İbrahim ve Edip Çelik dosyasında hukuk işletilmedi.
