Güncel

Cumartesi Anneleri 828. hafta: Maksut Tepeli için adalet istendi

Cumartesi Anneleri yaptıkları açıklamada, “Biz kuşaktan kuşağa aktardığımız mücadelemizle çeyrek asırdır haykırıyoruz: Unutmuyoruz, affetmiyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açığa çıkarılması ve faillerin yargılanması için yıllardır mücadele eden Cumartesi Anneleri 828.  haftasında.

Bu hafta 37 yıldır mezar yeri açıklanmayan Maksut Tepeli için açıklama yapan kayıp yakınları, gözaltında kaybedilenler için yürütülen hukuk mücadelesinde en önemli engel olan zamanaşımı ve cezasızlık politikasına da dikkat çekti.

Covid-19 salgınından kaynaklı online yapılan açıklamada, 37 yıldır Maksut Tepeli için adalet isteyen hayat arkadaşı Şehriban Tepeli seslendi. Erzincan’da Maksut Tepeli ile birlikte TÖPDER üyesi olduklarını belirten Şehriban Tepeli, 4 Şubat 1980’de tutuklandıklarını ve 4 ay tutsaklığın ardından tahliye olduklarını belirtti.

12 Eylül askeri darbesinde ikisinin de aranır duruma düştüğünü söyleyen Tepeli, “Maksut, 2 Şubat 1984 tarihinde İstanbul Küçükbakkalköy’de bir arkadaşının evine gitti. Eve yaklaştığında kapının kırık olduğunu fark ettiğinde, oradan uzaklaşmaya çalışmış. İçeride karakol kuran polisler tarafından ateş açılarak yaralanmış, yoğun kan kaybetmesine rağmen hastane yerine bir battaniyeye sarılarak Gayrettepe Siyasi Şube’ye işkenceye götürülmüş. Dosyada işkence yapan polislerin ismi olmasına rağmen hiçbir soruşturma yapılmadı” dedi.

“AİHM’in zamanaşımı vermesi bizim acılarımızın zamanaşımı değildir. Biz kayıplarımızı aramaya devam edeceğiz” diyen Şehriban Tepeli, Maksut Tepeli’nin 12 Ağustos 1983 yılında kızı için yazdığı şiirden bir parça okudu. Maksut Tepeli’nin şiirde yer alan, “Sana söz çocuğuz, söz.

Bu hafta da yapılacak çok işimiz var. Bir aradayız haftaya, gelecek haftaya” sözüne dikkat çeken Şehriban Tepeli, kızının bugün 39 yaşında olduğunu ve “gelecek hafta”nın hiç gelmediğini kaydetti. Kızı ve torunlarına bir mezar yeri göstermek istediğinin altını çizen Tepeli, mücadeleyi sürdüreceğini vurguladı.

Davanın avukat Gülseren Yoleri, Tepeli’nin işkencede ağırlaşması üzerine 5 Şubat’ta Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne götürüldüğünü aktardı. Yoleri, “Bir daha kendisinden haber alınamadı. Eşi de o tarihlerde aranır duruma düştüğü için çocuğuyla birlikte yurt dışına gitmek durumunda kaldı. 2003 yılına kadar Maksut ile ilgili hiçbir bilgiye hiçbir ize ulaşamadılar. 2003 yılında Türkiye’ye döndüğünde eşi nüfus kaydında ‘dul’ ibaresinin yazıldığını gördü ve Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak suç duyurusunda bulunda. Aynı zamanda Maksut’un akıbetinin açıklanmasını ve mezar yerinin gösterilmesini istedi” dedi.

828. haftanın basın metnini okuyan Hepgül Bozoğlu, 37 yıl önce Gayrettepe Siyasi Şube’de kaybedilen Maksut Tepeli için hukukun işletilmesi, akıbetinin açığa çıkarılması, fail ve sorumluların yargılanması için adil makamları bir kez daha göreve çağırdı. Bozoğlu, Türkiye’de gözaltında kaybetmelerle ilgili yürütülen mücadelede karşılaşılan en önemli engellerden birinin zamanaşımı uygulaması olduğunun altını çizdi ve ekledi, “İnsanlığa karşı suçları teşvik eden, suça katılan, suçların işlenmesine hoşgörü gösteren kamu görevlileri zamanaşımı uygulamasıyla cezasız bırakılamaz.”

“Kaç yıl geçerse geçsin Maksut Tepeli için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 129  haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu