Güncel

Cumartesi Anneleri/İnsanları İhsan Haran’ın akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 977’nci haftasında, 29 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kaybedilen İhsan Haran’ın akıbetini sordu.

Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 977’nci haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Ellerinde karanfil ve kayıp yakınlarının fotoğrafını taşıyan Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu hafta ki eylemde, Diyarbakır’da 24 Aralık 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen İhsan Haran’ın akıbetini sordu.

Açıklama metnini ise 1995 yılında İstanbul’da bir araca bindirilerek kaçırılan ve gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okudu.

AYM’nin 1 Mayıs’ta Taksim’in yasaklanmasına dair verdiği hak ihlali kararını hatırlattan Tosun, “977’nci haftamızda bizimle özdeşleşmiş olan Galatasaray Meydanı’nı kapatan polis bariyerlerinin önündeyiz. Oysa daha dün AYM, 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı yasağını hak ihlali saydı ve mekan seçme özgürlüğünün kategorik olarak yasaklanmasının anayasal haklar bakımından kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı. Bu vesileyle karar vericilere, “Galatasaray Meydanı’nı bize açan AYM kararlarının ve bizim için de emsal teşkil eden Taksim Meydanı kararını hiçbir kısıtlama olmadan uygulayın!” çağrısında bulunuyoruz” dedi.

Ardından İhsan Haran’ın akıbetini soran Tosun, “977’nci haftamızda, ‘25 yaşındaki 3 çocuk babası İhsan Haran nerede?’ diyerek buluştuk. Haran Ailesi Diyarbakır’da yaşıyordu. İhsan Haran 24 Aralık 1994 tarihinde, yeni çalışmaya başladığı Diyarbakır yeraltı çarşısı inşaat alanına gitti. Ancak, akşam eve dönmedi. Zaman zaman ek iş veya fazla mesai yaptığı için eve dönmediği olurdu. O yüzden ailesi bu durumu olağan karşıladı. 27 Aralık 1994 tarihinde, köylüleri F. H., Haran Ailesi’nin evine geldi. Onlara 24 Aralık 1994 sabahında, inşaat alanına gelen üniformalı polis memurlarının kimlik kontrolü yaptığı ve ardından İhsan’ı gözaltına alarak götürdüklerini söyledi. Eşinin gözaltına alındığını öğrenen Nesibe Haran, onun nerede tutulduğunu öğrenmek için Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçe vermeye çalıştı. Ancak, yaklaşık bir ay boyunca uğraşan aile, mahkeme önündeki polisler tarafından engellendikleri için bunu başaramadı. Valilik ve emniyet müdürlüğü nezdinde yaptığı başvurular da sonuçsuz kaldı” ifadelerini kaydetti.

Savcıya ulaşamayan Nesibe Haran’ın eşini bulma umuduyla civardaki hapishaneleri dolaştığını aktaran Tosun, “Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 31’inci Koğuş’ta kalan ve isminin kamuoyuna açıklanmasını istemeyen bir kişi, İhsan Haran’ı gözaltında gördüğünü söyledi. Ağır baskı ve tehditlere maruz kalan aile, 1995 yılında İHD Diyarbakır Şube avukatları aracılığıyla AİHM’e başvurdu. AİHM’in hükümetten bilgi istemesi üzerine 26 Şubat 1996 tarihinde, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı Haran Ailesi’nin iddialarına yönelik bir soruşturma başlattı. 21 Ocak 1998 tarihinde, Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı, İhsan Haran’ın polis nezaretinde ortadan kaybolduğunu gösteren bir delil bulunmadığı gerekçesiyle, ileri bir soruşturmaya gerek olmadığı kararını verdi. Ağır baskı ortamında tanıklar AİHM’e ifade vermekten kaçındı. Mahkeme, İhsan Haran’ın ortadan kaybolmasına ilişkin yeterli ve etkin bir soruşturma gerçekleştirmediği için Türkiye’nin AİHS’nin 2’nci maddesini ihlal etiğine karar verdi” diye konuştu.

‘Vazgeçmeyeceğiz!’ 

Gözaltında kaybedilişinin 29’uncu yılında bir kez daha İhsan Haran dosyasındaki inkar ve cezasızlığın son bulması çağrısında bulunan Tosun, “JİTEM tetikçilerinden Abdülkadir Aygan’ın 2009 yılının Ocak ayında basına yansıyan ifşaatlarında İhsan Harran’ın Diyarbakır JİTEM’de sorgulandıktan sonra  JİTEM Grup Komutanı Abdülkerim Kırca’nın  talimatı ile infaz edildiği detaylarıyla yer aldı. Ancak dosyada bir ilerleme olmadı. Gözaltında kaybedilişinin 29’uncu yılında bir kez daha İhsan Haran dosyasındaki inkar ve cezasızlığın son bulması talebimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; İhsan Haran için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, ellerindeki karanfilleri meydana attıktan sonra açıklama sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu