DünyaGüncel

DÜNYA | Brezilya Seçimleri ve Lula’nın Yeniden Kazanması

"Lula'nın uzun bir dönemdir siyaset dışı bırakılması, “yolsuzluktan” yargılanması vb. argümanlarını da kullanarak seçmene seslenen Bolsonaro'nun söylemleri seçmen nezdinde fazla bir yer bulmadı ve seçimi kaybetti"

Ekim ayının ilk haftasında Latin Amerika ülkelerinden Brezilya’da devlet başkanı ve yardımcısının yanısıra 26 eyalet ve başkent Brasilia’ya da dahil olmak üzere Federe Bölgelerin valilerini, Kongre’nin 513 üyeli Temsilciler Meclisi’ni ve 81 üyeli Senato’nun 27 üyesini seçmek üzere halk sandık başına gitti.

İlk turda her iki adayın (Lula ve Bolsonaro) çoğunluğu sağlayamaması sonucu, 30 Ekim 2022 tarihine ertelenen seçimi, Lula kazanarak yeniden Brezilya devlet başkanlığına seçildi.

Brezilya’da ”sol” kesimin adayı olarak yeniden devlet başkanlığına seçilen Luiz Inacio Lula da Silva, eski bir sendikacı. Brezilya İşçi Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Lula, 2003-2010 yılları arasında iki dönem devlet başkanlığı yaptı. Bir önceki seçim döneminde hakkında yolsuzluk yaptığı iddiasıyla yargılandığı davadan dolayı aday olamayan Lula, mahkemenin yargılamanın “siyasi olduğu” kararını vermesinden sonra yeniden aday oldu ve Ekim 2022’de yapılan ikinci turda seçimi kazanarak yeniden Brezilya devlet başkanı oldu.

Lula’nın bundan önce hükümette olduğu 2003-2010 yılları arasında yoksulluğu bitirme, işsizliğe son verme vaatlerini yerine getirmede çok başarılı olduğu söylenemez. 2008 yılında petrol, soya, madencilik gibi alanlarda elde ettiği gelirle yoksullara yapılan sosyal yardım, asgari ücrete yapılan zam, toplumdaki sosyal eşitsizliği yok etmeye yetmedi. Lula hükümeti, zenginlere dokunamadı. Emperyalizmle bağlarını koparmadı. Ülkenin emperyalizme bağımlılığı devam etti.

2008 yılında dünya çapındaki ekonomik kriz Brezilya’yı da içine aldı. Emperyalizme bağımlı Brezilya ekonomisi, baş aşağı gitmeye başladı. Sıcak para, ülkeden çekilmeye başladı. Devlet, borçlarını ödemek için kemer sıkma politikasına gitti. Halk yoksullaştı, işsizlik artı, eğitim, sağlık ve sosyal yardım alanlara yapılan yardımlarda kesintilere gidildi. Toplumsal dengeler her geçen gün daha da bozularak Brezilya yoksullukla boğuşmaya başladı.

Lula’nın bu dönemde uluslararası alanda attığı bazı adımlardan dolayı dikkat çekti. İran’la yaşanan nükleer kriz konusunda ara bulucu girişimleri, iklim konusunda söylemleriyle en fazla konuşulan liderlerden biri oldu.

2022 seçim programı içinde bir kez daha “ülkedeki yoksulluğu ve açlığı ortadan kaldırmayı, iklim kriziyle mücadele etmeyi, ve Amazon yağmur ormanlarını daha iyi korumak için önlemler almayı, Brezilya’nın dünyayla ilişkilerini düzelterek bölgesel liderliği üstelenmeyi” vaat ederek seçimi kazandı.

Latin Amerika yapılan tüm seçimleri ”sol” kazanmış bulunuyor. Venezuela, Meksika, Şili, Honduras’da seçimi kazanan tüm ”sol” partilerin ortak hedefi “yoksulluğu bitirme, işsizliğe son verme, yolsuzluklara karşı savaş açma” vb. olarak açıklansa da, tüm bu ülkelerde toplumsal alt üst oluşlar bir devrimle gerçekleşmediği sürece, bu vaatlerin yerine getirilmesi mümkün değil. Bu ülkelerin emperyalizmle olan bağları, ekonominin Dünya Bankası, IMF gibi uluslararası sermaye kurumlarınca yönetilmesi, bağımsız bir ekonominin olmaması iş başına gelen ”sol” da olsa başarı olmaları zordur. Bu durum iş başına gelen bu ”sol” partilerin kendi iradelerinden bağımsız olarak böyledir. Bu durum emperyalizmin yarı-sömürgesi tüm ülkeler için geçerlidir.

 

Mafya ve büyük tekeller Bolsonaro’nun arkasında

Lula’nın seçimi kazanmasının ardından kamuoyunun önüne çıkmayan faşist Jair Bolsonaro’nun iktidarını devretmeyeceği ve ülkede bir kaos yaratarak, bir darbeyle iktidarda kalmaya devam edeceği konusunda güçlü emareler vardı. Jair Bolsonaro yanlısı işverenlerin yüzlerce kamyon kiralayarak yolları kapatması, Bolsonaro yandaşlarının sokak gösterileri ülkede ciddi gerginlik yarattı. Bolsonaro yanlısı kongre üyesi Carla Zambelli, sosyal medya hesabından yayınladığı bir videoda “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Brezilya halkından Lula’yı tutuklamasını beklediği” yalanını yayarak, ülkede kaos yaratmak istedi.

Sosyal Liberal Parti başkanı ve eski bir subay olan Jair Bolsonaro, 1991 yılından bu yana Temsilciler Meclisi üyeliği yapıyordu. Lula’nın “yolsuzluktan” yargılandığı ve ceza aldığı 2018 yılında girdiği seçimi kazanan faşist Jair Bolsonaro hükümette kaldığı dört yıl boyunca Brezilya yoksulluğun pençesinde boğuşmaya başladı. Amazon ormanlarının uluslararası tekellere peşkeş çekilmesi, pandemi döneminde aşı karşıtı olmasından dolayı 700 bin kişinin ölümüne sebep olması, LGBTİ+’lara karşı din argümanını öne sürerek geleneksel aile ve Hıristiyanlık değerlerini öne sürmesiyle toplum üzerinde büyük bir baskı kurdu.

Jair Bolsonaro, bir kez daha aday olduğu seçimde arkasına aldığı mafya ve büyük tekellerin sayesinde seçimi kazanacağına kesin gözüyle bakıyordu. Lula’nın uzun bir dönemdir siyaset dışı bırakılması, “yolsuzluktan” yargılanması vb. argümanlarını da kullanarak seçmene seslenen Bolsonaro’nun söylemleri seçmen nezdinde fazla bir yer bulmadı ve seçimi kaybetti.

Doald Trump’ın seçimi kaybetmesi ile başlayan fiili durum yaratma, seçim sonuçlarını kabul etmeme, Borsonaro ile yenden gündem oldu. Bunun giderek yaygınlaşacağı emareleri her iki seçim sonucunda kendisini açıkça gösterdi.

Benzer bir senaryonun Haziran 2023’te Türkiye’de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP’nin kaybetmesi durumunda, R.T.Erdoğan’ın bir iç savaş çıkartacağı ya da bir darbeyle iktidarı devir etmeyeceği sıkça konuşulan bir konu.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu