EmekGüncel

EMEK | FEDAŞ Direnişçileri: “İnsanca Bir Ücret İstiyoruz!”

Dersim'de çalışma koşulları ve düşük zam oranına karşı eyleme geçen FEDAŞ işçilerinin direnişini FEDAŞ işçi ve Enerji-Sen Genel Sekreteri Emin Atsız ile konuştuk.

Dersim’de çalışma koşulları ve düşük zam oranına karşı iş yavaşlatma eylemi başlatan FEDAŞ işçileri ile patron arasında anlaşma sağlanamadığı için işçilerin eylemi sürüyor. Taleplerinin karşılanması için Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş (FEDAŞ) binası önünde aileleri ile birlikte iş yavaşlatma eylemini sürdüren enerji işçileri, patronun insanca yaşanabilir bir ücret taleplerini karşılamasını istiyor.

Bizler de bir FEDAŞ işçi ve Enerji-Sen Genel Sekreteri Emin Atsız ile bir röportaj yaptık. İşçiler FEDAŞ haklarını verene kadar mücadeleye devam edeceklerini vurguladılar.

– 9 Ağustos günü iş yavaşlatma eylemine gittiniz, sizi bu eyleme götüren çalışma koşullarınızı anlatır mısınız?

– FEDAŞ işçisi: Çalışma koşullarımız kötüydü, zam vermediler, 12.500 Liraya çalıştırıyoruz. Enflasyon karşısında bu maaş çok yetersiz. Biz bu durumu anlattık, dilekçe verdik, kendimizi ifade ettik yani. Sonuç olarak biz bu maaşa çalışmayız. Üstelik mobbing de uygulanıyor. Biz bu ücretle ölüme mahkûm olmak istemiyoruz.

Koşullarımız gerçekten çok zor, vardiyalar uzun, ilçelerde 8 kişinin işi “personel eksik” denilerek, 4 kişiye yaptırılıyor. Saat 8 ile 18.00 arası çalıştırıyorlar. İş bitiyor, bir misafirle-arkadaşımızla oturacağız mesela “arıza var” diye çağrılıyoruz. Mesai oluyor ama ücretsiz. 14 bin lira alıyoruz yemek parası ile birlikte, kimse bu paraya razı değil. Biz de dedik “biz bu şekil çalışamayız, çalışma koşularımız çok zor, ölmek istemiyoruz.” Bakın 20 gün içinde 5 arkadaşımız elektrik akımına kapıldığı için yaşamını yitirdi. Örneğin geçen hafta yaşamını yitiren Karadenizli bir arkadaşımız saat 18.00’de işten çıkıyor. Sonra tek başına arızaya gönderiliyor, arkadaş yorgun gitmek istememiş, “çıkışını veririz” vs. diye tehdit edince 2 çocuk babası, işsiz kalırım diye düşünerek gitmiş en sonunda. Direkte elektriğe kapılmış ve iki saat direkte asılı kalmış.

Kısacası ölmek istemiyoruz ve yasal hakkımızı istiyoruz. İstediğimiz para da fazla bir şey değil. 22 bin lira para ve sosyal hakkımızı istiyoruz, zaten yoksulluk sınırının altında çalışıyoruz. Yani mesela bir garsondan daha az para alıyoruz ve onun en azından ölüm riski yok.

Ancak taleplerimize bir yanıt alamayınca iş yavaşlattık ama çalışıyorduk, işe gidiyorduk. 16’sına kadar zaman verdik ama yok bir ses seda.  Şimdi acil durum dışında çalışmıyoruz.

Sendikalı olması süreciniz nasıl gelişti? Sendika ile birlikte yürüttüğünüz süreç, iş yavaşlatma süreciniz nasıl gidiyor?

– Biz arkadaşlar olarak kendimiz karar verdik, biraraya geldik ve sendikayı buraya çağırdık. Baktık kimse memnun değil, hüzünlü, o diyor “böyle olmaz”, öbürü diyor “böyle olmaz”. Birleştik ve sendikaya haber verdik. Sendika da geldi, birliğimizi gördü ve yanımızda durdu. Sendika biziz aslında. Beraber süreci yürütüyoruz ama bu beraberlik için “sendika biziz” demek daha doğru olur.

Bizim okuyucu ekibi var, onlara “sendikalı olamazsınız” filan denildi ama şimdi hepsi sendikalı. Onlara da ayrı bir mobbing uygulanıyor. Biz örneğin elektrik arızasındayız, bizi arayıp “niye durdunuz?” diye baskı yapılıyor, bu şekilde ciddi mobbing yapılıyor. Kışın ayrı zor, yazın ayrı zor bu iş.

Biz iş yavaşlatırken acil arızalara müdahale ediyorduk, araçların anahtarlarını patron topladı. Şimdi bizi yıldırmak için yasal takip başlattıklarını söylüyorlar. Şu an bir belirsizlik var, işten çıkarıldık mı çıkarılmadık mı belli değil. İşveren gözünü kulağını kapatmış, hiçbir şey söylemiyor.

Köy köy gezip bizi karalıyorlar!

– FEDAŞ patronu elektrik abonelerine işçilerin çalışmadığını, dışardan gelen işçilere müdahale ettiğini iddia eden bir mesaj atmış. Bu nasıl bir etki yarattı?

– Evet, işveren her yola başvuruyor şu anda. Yok işçiler bunu yaptı, yok şunu yaptı, çalışmıyorlar vb. Bir de dışardan gelen elemanlara müdahale ediyormuşuz. Hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Biz geçen halka durumu anlatmak için bildiri dağıttık. Ardından Pülümür ilçesine gittik, halk “arkadaşlarınız da burada” dedi. Baktık bir müdür yardımcısı, 3 yabancı ve iki mühendis, bizi karalamaya gitmişler. Köylüler tepki göstermiş, “Siz mühendissiniz, müdür yardımcısınız, bu arızamızı niye yapmıyorsunuz” demiş. Onlar da “ekipler çalışmıyor” diyerek bizi kötülemeye gitmişler. Köy köy bizi karalamak için geziyorlar. Biz yanlarına gittik bu durumu konuşmak için üstümüze araç sürdüler.

– Eyleminiz devam ediyor, neler yapacaksınız, nasıl bir çağrınız var?

– Bundan sonra da direnişe devam edeceğiz, haklıyız ve taleplerimizin arkasındayız. Bu şirket bizim hakkımızı verinceye kadar, burada-binalarının önünde eylemimize devam edeceğiz. Bugün halk buluşmamızı yaptık ve gerekli bilgilendirmeyi de yaptık, Dersim halkı bizim haklı olduğumuzu biliyor.

“Enerji işçilerin taleplerini görmezden gelmeyin”

– Siz tabloyu nasıl görüyorsunuz, FEDAŞ işçilerinin mücadelesini kısaca sendikanız cephesinden aktarır mısınız?

Enerji-Sen Genel Sekreteri Emin Atsız: İşçi arkadaşlarımız bir mücadele yürütüyor burada. Aslında süreç, 9 Ağustos’ta değil 25 Temmuz’da başladı. İşçi arkadaşlarımız insanca yaşanabilecek bir ücret ve çalışma koşulları için talepler listesi oluşturarak patrona verdi. Ama işveren ayın 9’una kadar bir cevap dahi vermedi. Bunun üzerine işçiler de ayın 9’undan sona bir mücadeleye başladı, üretimden gelen güçlerini kullanarak iş yavaşlatma eylemi başlattı. Bu eylemle birlikte işverenle bir diyalog oluştu. Ama işveren görüşme kanallarını açtıktan sonra çok hızlı bir biçimde o tekrar işçilerin haklı taleplerini görmezden gelmeye devam etti ve işçi arkadaşlarımızla bir mücadele yürütmeye girişti. Çünkü şöyle bir durumla karşı karşıya buradaki işçi arkadaşlarımız, taban maaşlarının 12 bin lira olduğu ortalama ücretlerin ise 12-14 bin olduğu bir durum ve hayati tehlikenin olduğu bir iş kolunda çalışıyorlar. İşçiler ölümle burun buruna çalışıyorlar, çalışma koşullarının düzenlenmesini de talepleri arasına koydular.

Personel eksikliği de diğer bir sorun. Çünkü 8-9 kişinin yapacağı işler 3-4 kişinin üzerine bırakılmış. İşçiler tüm bunlara karşı bir mücadele başlattı. Sonrasında da şöyle bir sorunla karşı karşıya geldiler; işveren ile görüşme günü alınmışken bir anda işveren görüşme kanallarını tıkayıp “Bir daha görüşme olmayacak ve hakkınızda yasal işlem başlatıldı” diye işçilere bildirimde bulundu. Hemen ardından kamuya ait yani halka hizmet için kullanılacak araçların anahtarlarını topladı. Bu durumla birlikte acil arızalara bile müdahale edilemez bir durum açığa çıktı. Böyle olunca da çeşitli sorunlar yaşanmaya başlandı. Dışarıdan getirilen yani yasadışı bir şekilde getirilen işçiler oldu, coğrafyayı bilmeyen, çalışma koşullarını bilmeyen işçiler bir şekilde iş yaptırılmaya, çalıştırılmaya başlandı.

Geldiğimiz noktada bizim taleplerimiz açık; insanca bir ücret ve insanca çalışma koşulları, mücadelemiz bunun için. Şu an işverenden herhangi bir geri dönüşümüz yok ama mücadele devam ederken enerji işçileri acil müdahale edilmesi gereken arızalara bakmaya çalışıyorlar, halkın mağdur olmaması için. Mücadelemiz sürüyor, ta ki işveren gözlerini açana kadar.

İşveren halk ile işçileri karşı karşıya getirmek için çeşitli manipülasyonlar yapma girişimde ama halkımız Fırat Aksa firması olduğunu çok iyi biliyor. Biz de halkımızla birlikte süreci takip ediyoruz. Bir an önce çözülmesi açısından halkın desteği ile işçi arkadaşlarımızla mücadeleyi birlikte yürütüyoruz. Bugün de (25 Ağustos) Kent Meydanı’nda bir halk buluşması yaptık. Köylüler, halk dertlerini anlattı enerji işçilerine, yani karşılıklı olarak. Biz buradan şu çağrıyı yapıyoruz; “Enerji işçilerinin taleplerini görmezden gelmeyin, çünkü enerji işçileri her gün ölümle burun buruna çalışıyor ve ekonomik olarak açlık sınırındalar!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu