Güncel

Gazi halkı, katliamı 26. yılında birleşik direnişle lanetledi (Güncellendi)

Gazi Katliamı'ının 26. yılında Gazi Mahallesi zırhlı araçlarla polis ablukası altına alırken, devrimci örgütlerin çağrısı ile kitlenin toplanmasını engelleyemedi. Kitle Cemevi önünde bir araya gelerek, sloganlarla yürüyüşe geçti.

İstanbul Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te, Alevilerin gittiği üç kahvehanenin kurşunlanmasıyla başlayan ve 23 kişinin hayatını kaybetmesine, 653 kişinin yaralanmasına neden olan Gazi Katliamı’nın üzerinden tam 26 yıl geçti.

Gazi Katliamının 26. yılında Gazi Mahallesini zırhlı araçlarla polis ablukası altına alırken, devrimci örgütlerin çağrısı ile kitlenin toplanmasını engelleyemedi.

Gazi Mahallesi’nde onlarca kurumun çağrısı ile bir araya gelen kitle “Kurtuluş Yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Gazi’yi unutma unutturma” vb sloganlarla Gazi Cemevi önünde biraraya gelerek yürüyüşe geçti.

Partizan’ın da yer aldığı Birleşik Mücadele Güçleri ise ESP Sultangazi İlçe önünde yoğun polis ablukasında bir araya geldi. Polisin uzun süre oyalama ve GBT’nin ardından BMG, “Yaşasın birleşik mücadelemiz” sloganları ve “Birlikte direndik birlikte kazanacağız”, “Gazi ve Ümraniye şehitleri ölümsüzdür” sloganları ile Cemevi önüne geldi.

Gazi, Ümraniye Şehit Aileleri, Alevi Kurumları, Gazi halkı imzalı “Gazi’den Ümraniye’ye adalet istiyoruz” yazılı pankartın yanı sıra, 12 Mart Platformu imzalı “Gazi’de düşene dövüşene bin selam. Gazi ve Ümraniye şehitleri onurumuzdur” yazılı pankart da açıldı. Kitle Gazi Cemevi önünden Eski Karakol PTT önüne yürüyüş başlattı.

Yürüyüş sırasında Gazi Direnişinde katledilenlerin isimleri okunarak “Yaşıyor”, “Gazi faşizme mezar olacak”, “Gazi’de düşene dövüşene bin selam”, “Gazi’yi unutma, unutturma”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür” sloganları atıldı.

Eski Karakol önünde kadar sloganlarla yürüyen kitle burada bir açıklama gerçekleştirdi. İlk şehidin vurulduğu yere karanfiller bırakan kitle adına Gazi şehidi Dilek Şimşek’in abisi Erkan Şimşek açıklama yaptı. Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995 tarihinde kahvehaneler ve pastanenin tarandığı kontra saldırının Alevi ve Sünni olmak üzere tüm halka yönelik olduğuna dikkat çeken Şimşek, “Katiller nasıl oldu da Gazi gibi polis devriyelerinin her zaman çok yoğun olduğu bir yerde, ellerini kollarını sallayarak ortadan kayboldu. Bunun açıklamasını Gazi halkı biliyordu. Bu nedenle öfkesi sel oldu ve Gazi Karakoluna akmaya başladı” dedi. Gazi Ayaklanmasına katılan halkın ve devrimcilerin üzerine otomatik silahlarla ateş açıldığını hatırlatan Şimşek, “Gazi halkının zalime ve zulme direnişi, sokağa çıkma yasağına, katliamlara, devletin polisinin sergilediği vahşet görüntülerine, 18 şehit, yüzlerce yaralıya rağmen 3 gün boyunca sürmüştür” diye konuştu.

Dava sürecine ilişkin bilgi veren Şimşek, Türkiye ve Kürdistan’da yaşanan devlet eliyle örgütlenen katliamları hatırlattı. HDP’nin kapatılması tartışmalarına ve Boğaziçi direnişine yönelik saldırganlığa da değinen Şimşek, “Bütün bunlar yönetememe krizinin sonucu olarak yaratılan milliyetçi cephe iktidarı üzerinden bölgemizde olan tüm halklara karşı savaş açılmıştır. Bu savaş bizim savaşımız değildir ve reddediyoruz. Bu düzende tek seçeneğimiz örgütlü olmak” çağrısında bulundu.

 

Burada okunan açıklamanın ardından kitle Eski Karakol’a katledilenler için karanfil bırakıldı. Karanfil bırakılmasının ardından kitle Gazi Mezarlığı’na geçti. Mezarlıkta ise katliamda hayatını kaybedenler şahsında devrim şehitleri için 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.

akabinde eski karakolda okunan basın metni burada bir kez daha okundu.

Yürüyüş boyunca birlikte hareket eden ve sık sık “Yaşasın birleşik mücadelemiz”, “Gazide düşene dövüşene bin selam” sloganlarını haykıran Birleşik Mücadele Güçleri mezarlıkta ailelerin basın metninin okunmasının ardından ayrı bir anma daha gerçekleştirdi.

Anmada konuşan HDP milletvekili Musa Piroğlu, “Gazi katliamını anmak, katilleriyle hesaplaşma istemek, Maraş’ın, Sivas’ın, Çorum’un ve bu ülke topraklarında Sur’dan Cizre’ye tekrar eden katliamlar dizgisinin son bulmasını talep etmektir. Gazi katliamının hesabının sorulmasını talep etmek, derin devletle, suçlarıyla hesaplaşmak demektir. Barışı, adaleti inşa etmek demektir.” sözleriyle başladığı konuşmasında şunları kaydetti:

” Ve biz biliyoruz ki, ancak ve ancak Türkiye demokrasi güçleri, emek güçleriyle Kürt halkı omuz omuza verirse, ancak ve ancak birleşik bir mücadelenin koşulları yaratılabilirse bu hesaplaşma tamamlanacaktır. Adalet arayışı, adil bir dünyanın inşası arayışıdır. Katillerden adalet istemiyoruz. Biz katillerin yargılanacağı bir dünyanın peşinden koşuyoruz. Gazi’ye sahip çıkmak demek, halkların geleceğine, halkların geleceğine, barış ve adalet kavgasına sahip çıkmaktır.

Gazi’nin katilleriyle hesaplaşmak demek, geçmişten bugüne halklarımıza karşı suç işleyenlerle hesaplaşmak demektir. Halklara suç işleyenlerin peşindeyiz. Bu birleşik mücadeleyi yaratabilirsek, omuz omuza vermeyi başarır ve bunu halkla birleştirebilirsek, bu yolu inşa edeceğiz. Hesaplaşmamızı tamamlayacağız. Adil, özgür, barış içinde bir dünyayı ancak o zaman kuracağız. Bu kavga onun kavgasıdır.”

Piroğlu’nun ardından BMG temsilcileri de yaptıkları konuşmalarla Gazi Katliamı ve katliama karşı direnişin 26. yıldönümünde birleşik devrimci mücadelenin önemine dikkati çektiler.

Gazi katliam ve direnişinin 26. yılı vesilesiyle düzenlenen anma, önceki yıla oranla çok daha fazla sayıda kurumun birlikte hareket etmesi ve kitleselliği ile dikkat çekti.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu