Güncel

GÜNCEL | Kuru üzüm alım fiyatı açıklandı: “Üzüm değil üzüm üreticisiyiz”

"Çiftçiler Sendikası tarafından yapılan açıklamalar, şirketlerin karlarını ve çıkarlarını büyütmek için devlet eliyle atılan adımlar sonucu çiftçilerin sürekli olarak yoksullaştığı, köylülerin kendi toprağında üretemeyecek hale geldiği ifade edildi. Açıklamalar çiftçilere kötü gidişatı durdurmak için mücadele ve örgütlenme çağrısı yapılarak sonlandırıldı."

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Manisa’da çekirdeksiz kuru üzüm fiyatını açıkladı. Buna göre kuru üzüm alım fiyatı 27 TL olarak belirlendi. Geçtiğimiz yıl çekirdeksiz kuru üzüm alım fiyatı 13 TL olmuştu.

ÇİFTÇİ-SEN ise açıklanan kuru üzüm alım fiyatına tepki göstererek, “Kuru üzümlerimizi maliyet fiyatına satmamız, üretimi bırakmamız isteniyor…” dedi. Kuru üzüm alım fiyatına yüzde 100’lük bir artış söz konusu olsa da geçen yıldan bu yana birçok kalemde girdi fiyatının 3 katına çıktığını belirten Çiftçi-Sen yaptığı açıklamada şunları belirtti:

Geçen yıl açıklanan alım fiyatına göre yüzde yüzlük bir artış söz konusudur ama geçen yıldan bu yana şirketlerin kontrolündeki elektrik, mazot, kimyasal gübre, tarım zehirleri, tarımsal alet ve traktörüne kadar bütün tarımsal girdilerdeki artış yüzde iki yüzün de çok üzerindedir. Açıklanan fiyat alım gücü zayıflayan üzüm üreticilerinin sıkıntısını çözemeyeceği gibi, borç sarmalını daha da büyütecektir.

2021 yılı Ağustos ayında mazotun litresi 8 TL civarıyken, Cumhurbaşkanı’nın kuru üzüm fiyatı açıklamasının ardından mazota gelen zamla beraber 3 katına çıkmıştır. 2021 yılında üzüm kurutmada kullanılan bir torba potasa fiyatı 280 TL iken, 2022 yılında 5 katına, bandırma yağı tenekesi 2021 yılında 250 TL civarında iken 2,5 katına çıkmıştır. Bunlar sadece birkaç kalem girdideki artış oranlarıdır.

Çiftçi Sen kuru üzüm alım fiyatının en az 39,5 TL olması gerektiğini belirlemişti

Üzüm fiyatları açıklanmadan geniş çaplı bir araştırma yapan Çiftçi-Sen bu çalışmaları sonucu 2022 yılı için üzüm alım fiyatının en az 39,5 TL olması gerektiğini belirtmiş ve yaptıkları çalışmanın ayrıntılarını kamuoyu ile paylaşmıştı.

“Üzüm değil, Üzüm üreticisiyiz! Ezilmek istemiyoruz!” diye belirtilen açıklamada “üzüm üreticilerinin insanca yaşayabilmesi ve üretimlerini devam ettirebilmeleri için en azından kuru üzüm maliyeti olan 23,70 TL’nin üzerine (bu maliyet tesis masrafları amortisman payı ve çıplak arazi değerinin faizi hesaba katılmadan, oluşan maliyettir.) %25 kar payı + insanca yaşam payı olarak % 40 (en azından yıllık TÜFE enflasyon oranının yarısı) eklenerek fiyat belirlenmelidir. Bu hesaplamaya göre referans taban fiyatı en az 39,50 TL olmalıdır.” denildi.

 

JES’ler ve Maden çalışmaları üzüme zarar veriyor

Yaşanan iklim değişikliklerinin üzerine eklenen maden üretimi ve aramaları, JES’ler gibi doğaya zarar veren faaliyetlerin üzüme de büyük ölçüde geri dönülemeyecek zararlar verdiğini de açıklayan Çiftçi-Sen JES’lerin faaliyette olduğu bölgelerde üzüm rekoltesinin yarı yarıya düştüğünü de ifade etti. Özellikle JES’lerin etkisiyle salkımlarda uç kuruması, üzüm tanelerinde buruşma, külleme vb. hastalık sorunlarının daha fazla yaşanmaya başladığını ifade eden Çiftçi-Sen şöyle devam etti:

JES’lerin etkilemediği İzmir, Manisa Saruhanlı vb. bölgelerde kuru üzüm ortalama verimi dekarda 800 kg civarındadır. Çekirdeksiz üzümün önemli üretim merkezlerinden olan Salihli, Sarıgöl ve Alaşehir ovaları JES’lerin henüz faaliyete geçmediği dönemlerde dekarda 800-900 kg kuru üzüm verirken; şimdilerde Jeotermallerin etkilediği yeraltı sularıyla sulanmak zorunda kalınması, JES’lerin atmosfere saldığı su buharı ve gazların olumsuz etkileri nedeniyle kalite ve verim düşmüştür. Dekarda 400-450 kg kuru üzümü zor alabilecek duruma gelinmiştir. Üretim bölgeleri arasında maliyet uçurumları oluşmuştur.

‘Gıda, şirketlerin kontrolünde’

Ekonomik kriz üreticileri, yoksulları vurmaktadır. Ekmekten başlayarak şirketlerin kontrolündeki gıda ürünlerinde, elektrik, mazot, kimyasal gübre, tarım zehirleri, tarımsal alet ve traktörüne kadar bütün tarımsal girdilerde zam yağmuru başlamış borç sarmalındaki üzüm üreticilerinin alım gücü daha da zayıflamıştır.

Bazı girdi fiyatları ise döviz kurunun artış oranını katbekat aşarak geçen yıla göre 2-3 kat artmıştır. 2021 yılı Ağustos ayında mazotun litresi 8 TL civarıyken 2022 yılı Ağustos ayında 23,5 TL civarıdır. 2021 yılında üzüm kurutmada kullanılan bir torba potasa fiyatı 280 TL iken, 2022 yılında 1400TL , bandırma yağı tenekesi 2021 yılında 250 TL civarında iken 2022 yılında 600 TL civarına çıkmıştır. Bunlar sadece birkaç kalem girdideki artış oranlarıdır.

Üreticiler her yıl bir önceki yıla göre daha fazla problemle ve yoksullaşmayla karşılaşmaktadır. Çok yıllık bir bitki olan üzüm para etse de, etmese de, üretici kendisinin ve çalışan aile fertlerinin yevmiyelerini dahi kazanamasa da umudunu daha sonraki yıllara taşıyarak üretimini devam ettirmek zorunda kalmaktadır. Ancak görünen o ki, madencilik ve JES yatırımları devam ederse ortaya çıkan kirlilikten ve iklim değişikliğinden dolayı üzümde kalite ve verimlilik sürekli düşecek Türkiye’nin en verimli topraklarında bırakın üzüm üretmeyi hiçbir ürün yetişemez, tarım yapılamaz hale gelecektir.

‘Üreticiler, fabrikaların insafında’

Şaraplık üzüm üreten üreticilerin durumu da sofralık üzüm yetiştiren üreticilerden farklı değildir. Şarap fabrikaları dışında alıcı bulma olanakları veya üzümlerini kurutma olanakları çok sınırlı olduğundan dolayı alım fiyatlarının belirlenmesi de tamamen şarap fabrikalarının insafına bırakılmış durumdadır. Üreticilerin kendi üzümlerini işleyip satmaları da yasaktır ve yapanlar ise cezai yaptırımlarla karşılaşmaktadır. Şaraplık üzüm alım fiyatının belirlenmesinde devre dışı olan devlet, şarap fabrikalarının ticari çıkarlarını korumada, şaraba yüksek vergiler koymada ve tüketicilerden dolaylı vergi gelirleri elde etmede devrededir.

“Piyasa şirketlerin lehine düzenleniyor”

Tarım ve Orman Bakanlığı yıllardır açıkladığı ve TMO’ya sınırlı miktarda aldırdığı kuru üzüm alım fiyatlarını açıklarken maliyet hesaplamasının içine üreticilerin arazileri ve meyve bahçeleri için yatırdıkları parayı, bankalardan aldıkları kredilerin faizini, hatta üreticilerin ve ailelerinin emeklerinin parasal değerini bile hiç hesaba katmayarak piyasayı şirketlerin lehine düzenlemektedir. TMO aldığı kuru üzümleri de işleme veya dış pazar arama yerine, ya TARİŞ’e ya da tüccarlara satmakta, elde ettiği kârı çiftçilerle paylaşma yerine de çiftçinin sırtından para kazanmayı yeğlemektedir.

Çiftçiler Sendikası tarafından yapılan açıklamalar, şirketlerin karlarını ve çıkarlarını büyütmek için devlet eliyle atılan adımlar sonucu çiftçilerin sürekli olarak yoksullaştığı, köylülerin kendi toprağında üretemeyecek hale geldiği ifade edildi. Açıklamalar çiftçilere kötü gidişatı durdurmak için mücadele ve örgütlenme çağrısı yapılarak sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu