H.Merkezi: YDG, yaptığı bir açıklama ile halk gençliğini yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla gelişen sürece müdahele etmeye çağırdı. Açıklama şöyle:
Her Yer Rüşvet Her Yer Yolsuzluk;
Öfkemizden Kurtulamayacaksınız!
Gezi İsyanının, depreminin yarattığı sarsıntıların hâkim sınıflar cephesinde yarattığı kaosa tanık oluyoruz.
2002 yılından bu yana kurdukları ittifaklarla, işçi sınıfı ve emekçi halkımızın kanını emen, biz halk gençliğini neo-liberal politikaların kıskacında daha fazla geleceksizleştiren, baskı ve zulümle terbiye etmeye çalışan AKP-cemaat bugün birbirine düşmüş durumda.
Ayakkabı kutularından çıkan deste deste paralar, aklımızda tutmakta zorlanacağımız korkunç rakamlardaki paralar; işçilerin, memurların, emekçi kadınların, LGBT bireylerin emeği ve alın terinin gasp edilmesiyle elde edilmiştir.
Bu sömürücü zorbalar, asgari ücretle insanlık dışı çalışma koşullarında çalıştırdıkları biz emekçi yığınları, halk gençliğini sömürerek kasalarını şişirdi; köşkler, yalılar, uçaklar, gemicikler aldı.
Parası olmadığı için milyonlarca insan hastanelerden çevrilirken, hastane kapılarında emekçiler can verirken onlar para içinde yüzüyorlar. Bize büyük bir açlık ve sefaleti reva görenler, paradan, dolarlardan kurdukları hanedanlıklarda sefahat sürüyor. Bugün milyonlarca genç, ucuz iş gücü olarak, esnek, güvencesiz, her an ölümle burun buruna, kıyasıya bir yaşam mücadelesi verirken onlar odalardan taşan paralarını saymak için para makinesi ediniyorlar.
Onlar yani sömürücü zorbalar, emeğimizi, alın terimizi, kanımızı emen vampirlerdir. Onlar, sömürü ve zulüm, baskı ve zor üzerine kurdukları ve ayakta tutukları faşist Türk devletinin gerçek yüzünün sadece küçük bir parçasını oluşturuyorlar.
Ortada iddia ettikleri gibi derin ya da paralel bir devlet yoktur. Ortaya çıkan görüntüler tamda Türk devletinin kendisidir. Faşist devletin varlığını nasıl sürdüğünün, işlerin nasıl yürüdüğünün, halkımızın emeği ve alınteri üzerinden nasıl ayakta kaldığının en rafine görüntüsüdür.
Bu devletin kimyası böyledir: Toplumun tüm kesimlerine yönelik faşist bir terör, baskı, gözaltı ve tutuklama ve tüm bunla azgınca eşlik eden dizginsiz bir sömürü!
Her biri hâkim sınıfların birer kliği olan AKP ve Cemaat arasındaki kavga bugün tarafların birbirlerine yönelik karşılıklı hamleleri, gözden düşürme, ekarte etme operasyonlarıyla büyük bir hızla ve daha fazla gerilerek devam ediyor. Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki günlerde bu kavgada tansiyon daha fazla yükselecek, bugüne karşı gizli kasalarında sakladıkları kasetler, bilgiler yolsuzluk dosyaları bir bir deşifre edilecek, ortalığa saçılacak.
Her klik, bir diğerini bizi kandırmak için kendisi sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi suçlayacak, türlü iddialarda bulunacak.Bu arada 11 yıldır beraber yolsuzluk, rüşvet ve büyük bir alçaklıkla elde ettikleri milyon dolarlar ortaya saçılacak.
Elbette sistemin temel direklerinden biri olana CHP bize kurtarıcı olarak takdim edilecek. Oysa TC tarihi boyunca görüldü ki tıpkı bugünkü AKP gibi CHP’de boğazına kadar pisliğe, yolsuzluklara, rüşvete batmıştır. Bu sistemin bir parçası, devletin dişlilerinden biri olunduğunda başka bir alternatifte yoktur.
CHP, sol-sosyal demokrat maske takan faşist bir partidir. CHP’nin gerçek yüzünü daha yakın zamanda Gezi İsyanı sırasında gördük. Bir yandan biz halk gençliğine methiyeler dizerken öte yandan sistemi yeniden işler kılmak, devleti korumak için nasıl bir gayret sarf ettiğini unutmadık.
Artık yalanlarınıza karnımız tok!
Biz halk gençliği, neler yapabileceğimizi, gerçek gücümüzü ve bizden ne kadar da korktuğunuzu Gezi İsyanında şehitler vererek öğrendik. Sizi bugün birbirinize düşüren, neredeyse artık yönetemez hale getirenin, sarsanın, Haziranın isyan günleri, Gezinin kahredici gücü olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunu bilince çıkardığımız içindir ki, şimdi sizi alaşağı edeceğiz.
Gezi’de tahtınızı sarstık, ayaklarınızın altındaki halıyı çektik. Gezi, bizim için bir başlangıçtı ama aynı zamanda daha büyük isyanların habercisi ve kabaran özgür gelecek mücadelemizin işaret fişeğiydi.
Bizi sömüren, yoksunluk ve yoksulluk sarmalında, asgari yaşamda simit çaya mahkûm eden, geleceğe dair ümitlerimizi ve düşlerimizi yıkmak isteyen, kaç çocuk doğuracağımızdan ne giyeceğimize kadar yaşamamızın en küçük gözeneklerine zorla sızmaya çalışan, homofobi ve transfobiyi körükleyerek bize yaşamı zindan etmeye and içenler, öfkemizden kurtulamayacaksınız!
Yolsuzlukların, hesabınız soracağız, geleceğimize, emeğimize sahip çıkacağız.
Sokaklarda öfkeli sloganlarımıza daha fazla tanık olacak, kaçacak delik bulamayacaksınız!
YENİ DEMOKRAT GENÇLİK
