Hindistan Komünist Partisi (Maoist), 6 Aralık 1992 tarihinde gerici Hindu radikaller tarafından Müslümanlara ait Babri Mescidinin yıkılmasının yıldönümünde bir açıklama yaparak “Babri Mescidini yeniden inşa edin”, “Hindu faşist güçlerini tecrit et ve yık”, “Malegaon Mekke Mescidi, Ajmer Şerif ve Samwhouta Ekspres bombalamalarının sorumluları olan Safran Teröristlerini en ağır şekilde cezalandırın” dedi.
Hindistan’da aşırı milliyetçi Hindu gerici örgütlenmeler için kullanılan ismiyle “Safran teröristleri”, 18 yıl önce 6 Aralık günü, o zamanın hükümeti olan Kongre partisi ile işbirliği içinde Ayodhya’daki Babri Mescidini yıkmışlardı. Hindu gericiler, 500 yıldır Mescidin bulunduğu yeri Rama tanrısının doğum yeri olduğunu iddia ederek tartışmalı bir hale getirmişler ve bu bahaneyle ülkedeki binlerce Müslüman’ı katlederek toplumsal bir kaos yaratmışlardı.
HKP(Maoist) sözcüsü Abhay imzasıyla yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:
“Babri Mescidi’nin yıkılması ülkemiz tarihinde Hindu faşistlerin gerçekleştirdiği en büyük saldırıydı. LK Advani, Ashok Singhal, Murali Manohar Joshi, Praveen Togadiya, Uma Bharati, Sadhvi Ritambara gibi doğrudan bu eyleme katılan hiç kimse bugüne kadar bir mahkeme tarafından cezalandırılmadı. 61 yıl bekledikten sonra 30 Eylül’de, tartışmalı olan bu yerin mülkiyet haklarıyla ilgili Brahmanik Hindu dini ideolojisiyle hüküm veren Allahabad Yüksek Mahkemesi Müslümanlara haksızlık etmiştir. Herhangi bir tarihsel delil ve arkeolojik kanıt olmaksızın, tartışmalı olan yerin Rama tanrısının doğum yeri olduğu ifade edilmiştir.
Önce Mescit’i işgal etmek, sonra onu yıkmak şimdi de bu yeri yıkan güçlere teslim etmek, Hindistan devletinin Hindu faşist zihniyetini açık etmektedir. Bu kararla, bu ülkedeki adaletin köylüleri, işçileri, Dalitlerin, kadınları ve dini azınlıkları değil, yalnızca sömürücü sınıfları ve Brahmanik Hindu fanatikleri desteklediğini kanıtladı. Bu soruna mahkeme kararları çözüm bulamaz, ancak mevcut sistemi parçalayıp Yeni Demokratik Devleti kurarak çözüm bulunabilir(…)
Polis ve istihbarat teşkilatlarının, Mescit bombalanmış dahi olsa Müslümanları suçlamak bir norm haline gelmiştir. Yüzlerce genci sebepsiz bir şekilde tutuklamak, ağır işkenceler yapmak, sahte çatışmalarda katletmek, sahte davalar açmak, IŞİD ile bağlantı kurmakla suçlamak ve böylece hayatlarla oynamak Hindu toplumunun ve hükümetin faşist politikalarının bir parçasıdır. Hükümet medya aracılığıyla her Müslüman’ı terörist olarak yansıtarak, onları bastırmaya çalışmaktadır. Mumbai saldırılarına katılan Ajmal Kasab’ı idam etmek isteyenler, aynı zamanda Sangh çetesinin Hindu faşist katillerine karşı suspus olup seslerini yükseltmemeleri tehlikeli bir durumdur.
Hükümetler bu Safran teröristlerini asla tutuklamıyor, tutuklasalar dahi kapsamlı bir soruşturma yürütmeyerek onları masum ilan edip serbest bırakıyorlar. Diğer yandan bu Hindu radikal dinci güçlere karşı seslerini yükseltmeye cesaret eden aydınlar, gazeteciler, medya kuruluşları, gazeteler ve aktivistler birçok yerde Sangh çetesinin saldırısına uğruyor.
Genel olarak, Hindistan devletinin toplumsal faşist eğilimleri gün geçtikçe sert bir hal alıyor. Tüm dinlerin seküler güçleri, demokratlar ve ilerici düşünürler öne çıkmalı ve Hindu faşizmine karşı birlikte savaşmalıdır. Hepimiz Hindu faşist güçlerin Müslümanlara, Hıristiyanlara ve tüm diğer dini azınlıklara karşı saldırılarını kınamalıyız. Aynı zamanda, diğer radikal dincilerin tümüne karşı durmalıyız.”
HKP(Maoist) ayrıca Babri Mescidi’nin yerinin Müslümanlara ait olduğunu iddia ederek, bu yerin Müslümanlara tahsis edilmesini, yıkılan Babri Mescidi’nin aynı yerde yeniden inşa edilmesini ve Mescid’i yıkanların cezalandırılmasını istedi. Merkez Komite adına tüm demokratik, laik, ilerici ve devrimci güçler, örgütler ve partiler bu talepleri desteklemeye çağırıldı. Maoistler 6 Aralık gününü “Kara Gün” ilan ederek çeşitli toplantılar, törenler düzenledi ve Hindu faşizmini protesto için siyah rozetler taktı.
