YDk facebook sayfasında yer alan haberde kampanya kapsamında İstanbul ve Didimde yürütülen çalışmalara yer verildi.
“Kadınlar ve LGBTİ+’lar pandemiyi ve “normalleşme”yi anlatmaya devam ediyor. İstanbul’dan Ateş ve Didim’den Gülcan konuştu: “Normalleşme insanların hakkını alması, adaletin olması, ayrımın-ötekileştirmenin olmaması, herkesin eşit şartlarda haklara sahip olması demek…” sözlerine yer verilen haberde şunlar aydedildi:
“İlk vaka duyulduğu anda endişeye kapıldığını ve giderek endişelerinin arttığını anlatan İstanbul’dan Ateş pandemiye karşı önlemin bireylere bırakıldığına dikkat çekerek bunun her birimizi tehlikeye attığını söyledi.
Sokağa çıkma yasakları ve okulların kapanmasıyla evde ailesiyle daha fazla vakit geçirmeye başladığını ve bunun kendisi için pandemi döneminde daha fazla zorlanma anlamına geldiğini söyleyen Ateş, trans kimliği nedeniyle ailesi tarafından baskıya uğradığını, sevgilisi ile aile baskıları nedeniyle görüşemediğini, uzaktan eğitimin faydasız olduğunu ve bu yüzden de eğitim hayatının mahvolduğunu düşündüğünü anlattı. “Bu kadar olay üst üste gelince insan psikolojik olarak daha da çöküyor tabii” dedi.
“Pandemi döneminden önce de çok normal bir hayatım vardı diyemem. Maalesef ülkemizde yapılan ötekileştirme yüzünden öncesinde de ekonomik sıkıntılarım vardı” diyerek konuşmasına devam eden Ateş, normalleşmenin ne demek olduğunu şöyle tanımladı: Normalleşme insanların hakkını alması, adaletin olması, ayrımın-ötekileştirmenin olmaması, herkesin eşit şartlarda haklara sahip olması demek…”
“Kısıtlamalarla boğuluyoruz”
Didim’den Gülcan bu durumun ülke için zor bir dönem olduğunu ve bu süreçte ailesini düşünmenin kendi görevi olduğunu söyleyerek “Bu sıkıntılı dönemde, sürekli bir kısıtlamanın içinde normal yaşantı sağlamaya çalışıyoruz. Pek yaşadığımız söylenemez normalde de, kısıtlamalarla da boğuluyoruz” dedi.
Nasıl bir normalinin olmasını istediğini sorduğumuz Gülcan’ın yanıtları şu şekilde: “Ben şöyle normal bir hayat isterdim. Kolayca iş bulmayı, kısıtlamalar olmadan, giriş çıkış yasağı olmadan yaşantımın devam etmesini isterdim. Mevzu sadece iş değil. Bir sabah da şu haberlerde şu kadın katliamları olmadan, çocuklar öldürülmeden, taciz edildiklerini duymadan uyanmak isterdim.”
