Güncel

İstanbul’da Newroz deklarasyonu: Özgürlük ve zafer için ayağa kalkma zamanı

DEM Parti, HDK ve TJA İstanbul 2024 Newroz’unun deklarasyonu açıklandı. Deklarasyonda, Zaman ezilenlerin ortak mücadelesinde daha fazla ısrar ve bunu güçlendirme zamanıdır.” çağrısı yapıldı.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (Dem Parti) İstanbul’da 2024 Newroz deklarasyonunu açıkladı. HDK bileşenleri ve aralarında Partizan’ında yer aldığı çok sayıda devrimci-ilerici kurumun katılımıyla Taksim Hill Otel’de bir basın toplantısı düzenlendi. HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, deklarasyonu okudu.

Deklarasyonun tamamı şöyle:

“Asya ve Ortadoğu halklarının kendini içinde gördüğü, sahiplendiği, kutladığı Newroz; tarihte olduğu gibi günümüzde de kültürel soykırım kıskacında olan Kürt halkı ve sömürge altında tutulan halklar için direnişin ve isyanın kültürüdür. 2024 Newroz’u, tekçi devlet geleneğinin dinci, milliyetçi ve cinsiyetçi faşizme evrildiği günümüz koşullarında, vazgeçmeyenlerin, teslim olmayanların ve zafere inananların yan yana, omuz omuza geldiği gün olacaktır.

Bugün Kürtler, Aleviler, yoksullar, işçiler, kadınlar, gençler AKP-MHP faşizminin politikaları ve şiddet tekeli altında itaat etmeye zorlanırken Demirci Kawa’nın Dehak’a karşı verdiği mücadelenin sembolü olan özgürlük meşalesi, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.

Faşist rejimin ‘çöktürme planının’ hedefinde olan Kürt halkının özgürlük mücadelesi için Newroz, sömürgeciliğe karşı başkaldırının günü olarak önemini koruyor. On yıllardır meydanlarda özgürlük iradesini beyan eden Kürt halkı için bu yılki Newroz, ‘Abdullah Öcalan’a fiziki özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyasının ateşine dönüşecektir.

25 yıldır İmralı işkence sisteminde tutulan ve son üç yıldır kendisinden hiçbir şekilde haber alınamayan Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak iletişimsizlik uygulamaları, Amed zindanından İmralı’ya uzanan tekçi, inkarcı, asimilasyoncu, sömürgeci devlet politikalarının güncel olanıdır.

Nasıl ki dün Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın yaktığı üç kibrit yolumuzu aydınlatmışsa, bugün de Sayın Abdullah Öcalan’ın ‘Newroz halkı’ dediği bizler, İmralı işkence sistemini kıracağız. Bunun bir gereği olarak, sömürgeciliğe ve işgalciliğe karşı Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesini yürütenler, dün olduğu gibi bugün de örgütlü iradesini ezilenler ve sömürülenler lehine kullanmaya devam edecektir.

Kürdistan’da özel savaş politikalarıyla Kürt halkına diz çöktürmeyi ve onu halk olmaktan çıkarmayı hedefleyen AKP-MHP faşizmi, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin dört bir parçasını ulusal ve uluslararası sermayeye peşkeş çekmektedir.

Yanısıra halkların arasına nifak tohumları ekerek, yürüttüğü üretim ve bölüşüm ilişkileri arasındaki uçurumu savaş politikalarıyla derinleştirmektedir.

Rojava ve Güney Kürdistan’da yürüttüğü işgal politikaları, AKP-MHP ittifakının iktidarda kalma garantisiyken, işçi sınıfının sömürü katsayısını sermaye lehine artırmasının da en başat kaldıracıdır. Bizler; ezilenler, yok sayılanlar, sömürülenler, demokrasi talep edenler, kimliğine sahip çıkanlar bu çarkı kırabiliriz, kırmakla mükellefiz.

Kendisini milliyetçilik, dincilik ve cinsiyetçilik temelinde üreten ulus devletçiliğe karşı demokratik ulus çözümünü ortaya koyan ve bu yönüyle ezilenlerin mücadelesine ciddi katkılar sunan Sayın Öcalan üzerindeki İmralı işkence sistemini parçalamak, tüm emek, demokrasi ve özgürlük güçlerinin de sorumluluğundadır. Bu nedenle İmralı’dan başlayıp tüm topluma yayılan tecrit ve kuşatma karanlığını Newroz ateşiyle aydınlatma zamanıdır.

Newroz ateşinin, Türkiye ve Kürdistan halklarının birleşik mücadelesini aydınlatması umudunu canlı tutma zamanıdır. Newroz ateşi etrafında Demokratik Cumhuriyet mücadelesi için birleşme zamanıdır.

Kürdistan belediyelerine atanan kayyumlar, tutsak edilen on binler, rant uğruna depreme kurban verilenler, cenazelerine ulaşılamayan maden işçileri, barınamayan öğrenciler, açlığa ve ölüme terk edilen emekliler, elleriyle dünyayı inşa edip karşılığında yok sayılanlar, evlerin içinde görünmeyen emeğin öznesi kadınlar, köylerinden edilen köylüler, ekolojik yıkımın mağdurları…

Hep birlikte Newroz alanlarına akacak hasta tutsaklara, hukuksuzca hapishanelerde tutulan Kürdistanlı ve Türkiyeli devrimcilere, açlık grevinin 106. gününde olan yoldaşlarımıza ses olacağız.

Bugünün Dehakları dünya mafyasını ülkesinde ağırlayanlardır. Bugünün Dehakları eğitimi belli bir sınıf için sağlayıp, halk çocuklarına erkenden işçiliği dayatanlardır. Bugünün Dehakları 17.500 liraya işçileri patronlara peşkeş çekenlerdir.

Bugünün Dehakları boşanmak isteyen kadınları katleden erkekleri koruyan, kadınların nafakalarına göz koyanlardır. Bugünün Dehakları Filistin halkına selam gönderirken İsrail devletiyle ticari ilişkilerini sürdürenlerdir.

Bugünün Dehakları İliç’teki ekolojik yıkıma sebebiyet veren işçi katilleridir. İçinden geçtiğimiz tarihsel sürecin başarısı ve mücadelemizin zaferi hepimizin elzem görevidir. Newroz bayrağını bugünlere taşıyan tüm yoldaşlarımıza ve halkımıza sözümüz, özgürlük olsun.

Zaman, İmralı işkence sistemini kırma zamanıdır.

Zaman Kürt sorununun demokratik çözümünü ve Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlama zamanıdır.

Zaman özgürlük taleplerini en güçlü şekilde haykırma ve toplumsal mücadeleyi büyütme zamanıdır.

Zaman kimliğini ve kültürünü anadilinle yaşama zamanıdır.

Zaman toplumun üzerine karabasan gibi çöken karanlığı Newroz ateşiyle aydınlatma zamandır. Zaman zindanlardaki yoldaşlarımızla özgür ortamlarda kucaklaşma zamanıdır. Zaman ezilenlerin ortak mücadelesinde daha fazla ısrar ve bunu güçlendirme zamanıdır.

Ve zaman, ögürlük ve zafer için ayağa kalkma zamanıdır! Bu duygu ve düşüncelerle halkların Newroz Bayramı’nı kutluyor, başarılar diliyoruz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu