Gaziantep’in Şahinbey mahallesindeydik. Buralarda deprem çok fazla yıkıcı olmadığı görülüyor. 50 küsur bina yıkılmış ve ağır hasarlı raporu almış. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın göreve gelir gelmez eski ve harabe binaları kentsel dönüşüme sokması nedeniyle yıkılan bina sayısı az kalmış.
Kent merkezinde yani Şahinbey Mahallesi’nde birkaç gün önce 3-4 tane çadır varmış sadece. Bizim gittiğimiz gün 1 tane vardı. Evi ağır hasarlı olan bir kadın oğlu ve geliniyle birlikte bu çadırda kalıyordu. Evi ağır hasarlı olmasına rağmen kendisine henüz bir yer gösterilmemiş. Kira yardımı da almamış. Tek olmasına rağmen yardımların ulaştırılmadığını söylüyor. Evden çıkardıklarıyla idare etmiş. Az hasarlı ve orta hasarlı evleri olan insanlara evlerinize girin denilmiş. Korkudan evlere girmek istemediklerini söyleyen insanlara belediye ve AFAD evlerinize girin diyerek çadır vermemiş.
Yardım götürülmeyen yerler tarikatlara teslim edilmiş durumda
İslâhiye ve Nurdağı’na bağlı köylerin durumunun ise çok kötü olduğu söyleniyor. Buralar şu an tarikatlara teslim edilmiş durumda. Depremin öncesinde de tarikatların beslendiği bu ilçelerde depremin ilk günlerinden bu yana başka kimse yok.
Tekstil ‘cenneti’ Antep’te deprem sonrası kadınlar
Tekstil bölgesi olan Antep’de tekstil fabrikalarında, atölyelerinde çalışan kadın yok. İşler güvenceli ve düzenli maaşlı olunca erkekler çalışıyor. Kadınlar evde parça başı iş yapıyor, 20 liraya ceviz kırıyor, fıstığa ve temizlik işlerine gidiyor. Tekstil sektöründe halı ve iplik fabrikalarının çoğunlukta olduğu bu fabrikalarda kadınlar, yemekhanede ve idari bölümde çalışıyorlar. Perde, çeyiz ürünleri, ofis, plaza, hizmet işleri ve çikolata fabrikalarında çalışan kadınlar var.
Ünaldı Mahallesinde konfeksiyon atölyeleri çok fazla. Buralarda göçmen kadınlar çalışıyor. Tamamı kayıt dışı, düşük ücretli ve 12 saat çalıştırılıyor. Göçmenlerin ve Romanların yaşadığı bu mahalleye ilk günlerden beri yardımlar ulaştırılmamış. HDP, Ekmek ve Gül ve BİRTEKSEN dışında herhangi bir kurum, dernek, kitle örgütü dayanışmada bulunmamış. Keza devlet buraya hiç dokunmamış. Yemek kuyruklarında ve dayanışma sürecinde yer alan Suriyelilere karşı nefret söyleminde bulunanları BİRTEKSEN engellemiş.
Gaziantep Kalesi’nin de bazı duvarları yıkılmış ve öylece duruyor. Girişi kapatmışlar tedbir olarak.
Depremden önce de yoksulluğun en fazla hissedildiği görüntü olarak yalınayak gezen Suriyeli çocuklar yine sokaklarda ve hala yalınayaklar.
