GüncelManşet

“Kara çarşaflar içinde çıktım, büyük bir güçle döndüm”

H.Merkezi: Minbic’te IŞİD’e karşı savaşan Nrwana isimli kadın savaşa katılış sürecini ve geçirdiği değişimi anlattı.

Sürecini Yeni özgür Politika’ya anlatan Nirwana kadınlara acıları kadar direniş büyütme mesajı veriyor.

“Kara çarşaflar içinde ürkekçe çıktığım Minbic’e, büyük bir güçle yürüdüğümü hissettim.” şeklindeki sözler,  Minbic’de devrimci yüreklerin imza attığı zaferin ardından eşinden ve çete zulmünden kurtulan 7 çocuklu 32 yaşındaki Şaha’nın sözleri.

Şaha kara çarşaflarla birlikte, üzerlerine sinen korkuyu, kader diye belletilen “kara yazgıyı” boşanmak isteyen binlercesinden sadece biri.

“Acın ne kadar büyükse direniş de büyük olmalı” diyerek çektiği acıya işaret ederken ardından soluğu YPJ saflarında alır.

Söyleşi yapan gazeteci Şaha için, “Bir YPJ noktasında karşılaştım Şaha El-Hemîdî (32) ya da kendi seçtiği adı olan Nîrwana ile

Minbic’in 5 kilometre batısına düşen Medena Mezin köyünden. 13 yaşında kendinden yaşça büyük birisi ile evlendirilmiş Şaha.

Çocuk yaşta çocukları olan Şaha, birçok kez eşini terk ederek ailesinin yanına döner, fakat ailesi kabul etmez ve tekrar eşinin yanına gönderilir.

Nirwana kızı ile DAİŞ’e karşı savaştı

Şaha’nın evlendirildiği eşi, sonrasında 2 kez daha evlendi. “Evlendiğim gün ateşi gittikçe harlanacak bir cehennemle karşı karşıya kaldım” diyen Şaha, eşinin ardından bu kez de DAIŞ çetelerinin zulmü ile yüz yüze kalır. Minbic’e devrimcilerin geleceğini duyar duymaz yol gözlemeye başladığını belirtiyor Şaha. Sonrasında 12 Ağustos 2016 tarihinde kentin tamamen özgürleştirilmesi ardından Minbic Askeri Meclisi savaşçılarının yardımıyla YPJ saflarına katılır.

YPJ saflarına katıldıktan sonra temel askeri ve ideolojik derslerini tamamlar. Nirvana, 18 yaşında olan en büyük kızını da YPJ saflarına katmak için Minbic’in yolunu tutar. Kente dönüşünü “Kara çarşaflar içinde ürkekçe çıktığım kente, büyük bir güçle yürüdüğümü hissettim” sözleri ile tanımlıyor Nîrwana. Evden aldığı kızını YPJ saflarına katar. “Onu hem babasının zulmünden kurtardım hem de ayaklarının sağlamca yere bastığı bir geleceğin kapılarını açtım” diyen anne, askeri eğitimi tamamladıktan sonra onu “yoldaşça” ilk tebrik eden olur.

“Acın ne kadar büyükse direnişin de büyük olmalı”

Aradan geçen zaman içerisinde öğrenme ve anlama merakını gidermeye devam eden Nîrwana’nın ikinci kez Minbic’e gidişi diğer çocuklarını görmek içindir. Nîrwana’nın geldiğini duyan eşi ise çoktan kaçmıştır. Evine gittiğinde gördüğü tek çocuğu Suzan olur. Diğer kardeşlerini sorduğunda kızı, babası tarafından sokağa atıldıkları cevabını verir. Evin etrafında çocuklarını aramaya başlayan Nîrwana, çöp yığınlarının arasında donmak üzere iken bulur çocuklarını.

Yara bere ve kir içinde kalmış 4 çocuğunu gözyaşları içerisinde alır yanına. “Çocuklarımı çöplerin arasından topladım. Öyle karışık duygular yaşadım ki, o an ne hissettiğimi hala anlayabilmiş değilim, acı, öfke birbirine karışmıştı” sözlerinin ardından nemlenen gözlerini kaçırıyor objektiften.

Onca acının ardından kendini öyle güzel anlatıyordu ki, öyküsü canımı yaksa da verdiği direniş karşısında sevincimi gizleyemedim. Kitaplarda uzun uzun bahsi geçen diyalektiği anlattı bir çift sözle: Acın ne kadar büyükse direnişin de büyük olmalı.

Sabriye(7), Bidul (5), Emine (3) Cuma (4) isimli 3 kızı ve 1 oğlunun yanı başında oturan Nîrwana, üzerindeki askeri üniformanın verdiği de güvenle çocuklarına farkında olmasa da güç aşılıyordu. Başına bağladığı rengârenk kefiye ile çocuklarının henüz anlatamadıkları ama hafızalarına kazıdıkları kara hikâyenin arasına renk sıkıştırmak için süzüyordu onları.

Çocuklara bakıyorum anneleri ile sohbetimizi sürdürürken, merkezdeki diğer YPJ savaşçılarına alışan kara gözleri takip ediyorum bir yandan da. Geldikleri günden bu yana, çocukların donup kalan bakışlarına dalıyorum arada bir. Annelerin etrafında toplanan çocuklar, ne olup bittiğini anlamaz ifadelerle bakıyor. Çocukların minnacık ayaklarının altı kesikler, yara izleri ile dolu. Doktor kontrolünden geçirilen oğlunun, yoğun iltihap kaplayan göğsü, başlanılan tedavi sonrasında iyileşmeye başladığını aktarıyor Nîrwana.

“Savaşmaya devam etmek istiyorum”

Bir daha babalarının yanına dönmek istemediklerini söyleyen çocuklardan en büyüğü Sabriye, elim kameramın kablosuna takılınca irkiliyor birden. Kabloyu göstererek soruyorum bundan mı korkuyorsun diye, babasının kendilerini kablolarla dövdüğünü ve çok ağladıklarını belirtiyor. Çocukların yaşadığı kötü anıları anımsatmaktan çekiniyorum ve Nîrwana’ya dönüyorum tekrar.

Bundan sonrasını soruyorum Nîrwana’ya, “Ben savaşmaya devam etmek istiyorum” diyor. YPJ ise henüz çok küçük olan çocuklarının annelerinden ayrı kalmasını doğru bulmadıklarını ve uygun bir yerleşkede Nîrwana ve çocuklarının yaşamlarına devam etmesi için hazırlık yaptıklarını belirtiyor.

Ben çıkarken Nîrwana, annelerinden bir an olsun ayrılmayan çocukları ile oyun oynamaya koyuluyor.

* Yeni Özgür Politika’dan alınmıştır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu