Kıbrıs: Lefkoşa’da ”Özgür susturulamaz” ve “Kürdistan’a ses ver” şiarıyla kitlesel protesto yürüyüşü gerçekleştirildi.
Lefkoşa’da aralarında Partizan’ın da bulunduğu, dernek ve sendikalar beraber yürüyüş yaptı. Demokratik örgüt ve sendikaların katılımı ile ”Özgür susturulamaz” ve “Kürdistan’a ses ver” protesto yürüyüşü gerçekleştirildi.
Eyleme Boran Kültür Merkezi, Dem Genç Kıbrıs, Dem Genç Kadın, Doğu ve Güneydoğu Kültür Derneği, Karpaz Gençlik İnisiyatifi, KTÖS, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Kuir Kıbrıs Derneği, Lefkoşa Emekçiler İnisiyatifi, Meserya Kadın İnisiyatifi, Partizan ve Çağ Sen katıldı.
Kürdistan’da yaşanan katliamlar ve basına yönelik şiddet meşaleli bir yürüyüşle protesto edildi.
Devlet halka karşı savaş açmış
Eylemde insan hakkı ihlallerinin arttığı, medya ve tarafsız basının susturulmaya çalışıldığı, gazetecilerin tutuklandığı, kadınların polis tarafından katledildiği, Kürt kentlerinde halka karşı ateşli silahlarla, tanklarla katliamlara girişildiği bir süreçten geçildiğinden bahsedilen açıklamda “İfade özgürlüğünün darbe yediği, gazeteciliğin esir alınmaya çalışıldığı, hapishanelerde 32 gazetecinin bulunduğu bu dönemde, IŞID’de gönderilen silahları deşifre ettikleri için Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması, JINHA muhabiri Beritan Canözer’in “heyecanlı” göründüğü gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra tutuklanması, Sayın Abdullah Öcalan, Hasan Cemal ve Tuğçe Tatari’nin kitaplarının yasaklanması ve toplatılması, ifade özgürlüğü açısından gelinen durumun kaygı verici olduğunu göstermektedir” denildi.
“Kadınların hesap sormasından korkuyorlar”
7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan tablo sonrası iktidarını kaybetme korkusuyla saldırganlaşan AKP ve Tayyip Erdoğan kliğinin yönettiği devlet, bir yandan halkın ifade ve haber alma özgürlüğünü kısıtlarken, diğer yanda da ilericilere, devrimcilere, yurtseverlere yönelik katliamlara girişiyor denilen açıklamada Gaziosmanpaşa’da polisin 2 devrimci kadını infaz ettiği ve Amed’te katledilen Taybet Canşin, Güler Eroğlu, ve Günay Özarslan, Dilek Doğan ve Dilan Kortak’ın devletin açtığı savaş sonucu katledildiler denildi.
Devletin kadından korktuğu ifade edilen açıklamada “politik ve örgütlü kadınlara dönük bu nefretin ve bu tahammülsüzlüğün altında tek bir neden var: Kadınlardan, kadınların bilinçlenmesinden, kadınların politika yapmasından, kadınların karşılarına dikilmesinden ve en çok da kadınların hesap sormasından korkuyorlar” diye belirtildi. Açıklamanın devamında devletin kadınları katletmesinin bir çözüm olmadığı ve olamayacağı şu ifadelerle vurgulandı, “yargısız infazlarla, katliamlarla, ne onların bilincini ne cesaretini ne de hesap sorma bilincini yok edemediler! Edemeyecekler”
Kürdistan’da katliam yaşanıyor
Türkiye’deki faşist diktatörlüğün bütün dünyanın gözleri ününde T.Kürdistan’da bir soykırıma giriştiği ifade edilen açıklamada “Kent merkezleri, semtler, ilçeler, köyler asker ve polis tarafından kuşatılmış, ablukaya alınmış durumda. Sokağa çıkma yasaklarıyla, ev baskınlarıyla, işkencelerle, yargısız infazlarla bir halk katlediliyor. Yoğunlaşan bu katliam kuşatmasıyla Kürt halkı kıyımdan geçirilerek teslim alınmaya çalışılıyor. Sur, Nusaybin, Silopi ve Cizre’de yakılıp yıkılmamış, ağır silahlarla harabe edilmemiş tek bir ev bile bulmak neredeyse imkânsız” denildi.
