Kadın

KJA İstanbul İl Koordinasyonu Gever izlenimlerini aktardı

İstanbul: Kongreya Jinen Azad (KJA) İstanbul Koordinasyonu, Gever’de  bir hafta boyunca yaptığı incelemeleri bugün, HDP İstanbul İl binasında paylaştı; basın toplantısında, “Direnmek ve mücadele etmekten başka çaremizin olmadığını gördük” denildi.

Gever’de evler kolluk kuvvetleri ve korucular tarafından yağmalandı

3 Temmuz günü İstanbul’dan yola çıkan KJA üyeleri bir hafta boyunca Gever’de yaptıkları incelemeleri ve izlenimlerini, bugün HDP İstanbul İl binasında kadınlarla paylaştılar. Gever’de çekilen görüntülerden oluşturulan sinevizyon gösterimi ile başlayan basın toplantısı, Gever’e giden kadınların izlenimlerini aktarmaları ile devam etti. Gever’de 5 mahalle ve 8 bin evin yakılıp yıkıldığını belirten kadınlar, evlerin içlerinde bulunan eşyalarında kolluk kuvvetleri ve korucular tarafından yağmalandığına dikkat çektiler.

“Abluka kaldırıldı ama devletin kanlı eli hala Gever halkının üzerinde”

Gever halkının bugün tek bir çay kaşığı bile kalmamış durumda. Gever’e kış oldukça erken geliyor. Dolayısıyla bizlerin hemen kışlık ihtiyaçları da karşılayacak şekilde bir çalışma yapmamız önemli noktada duruyor” diyen kadınlar, Gever’de çatışmaların 65 günün 2 haftası sürdüğünü, geri kalan zamanlarda ise evlerin yakılıp yıkıldığını ifade ettiler. Bölgede ablukanın kaldırılmasına karşın kolluk kuvvetlerinin zırhlı araçları ve ağır silahları ile her 100 metrede bir ilçede olduğunu söyleyen kadınlar, “Abluka kaldırıldı ama devletin kanlı eli hala Gever halkının üzerinde” dediler.

“Durum sizlere bir fotoğraf karesinden yansıyandan çok daha ağır”

Basın toplantısı KJA üyesi Eylem Karabulut’un okuduğu basın açıklaması ile devam etti. İlçeye oldukça sıkı ve birden fazla aramaya tabii tutularak girebildiklerini aktaran Karabulut, “Şunu hemen ve hiç abartısız söyleyebiliriz, şehir; 1939 yılında Almanya’nın Polonya’yı işgal ettiği zaman neler olmuşsa öyledir. Yani bir işgal kuvveti şehre girmiş yakıp yıkmış, sokaklarda bağlı bulunduğu ülkenin bayrağının takılı olduğu akrep, panzer, kirpi diye tabir edilen zırhlı araçlarla 24 saat aralıksız tur atmakta, ellerinde ağır otomatik silahlarla köşe başlarında nöbet tutup, hava karardıktan sonra da helikopterle tur atmaktadır. Durum sizlere bir fotoğraf karesinden yansıyandan çok daha ağırdır” şeklinde ilçedeki durum hakkında bilgi verdi.  

Karabulut, “Şehirlerine yavaş yavaş dönen Yüksekovalılar nasıl bu yaşamı reddedip direnmeye devam ediyorsa biz de direnmeye ve özgürlük mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü buradan bir kez daha tekrarlıyoruz” diyerek sözlerine devam etti.

Koordinasyon insani yardım, hasar tespit ve sağlık başlıkları altında çalışma yürütüyor

Şehirde abluka kalktıktan hemen sonra Rojava Derneği, GAP, HDP, DBP ve KJA’nın da dahil olduğu bir koordinasyon oluşturulduğunu belirten Karabulut, “Koordinasyonun yeniden kurmaya çalıştığı şehirde tespitli 10 bin yıkılacak konut, elektriği ve suyu olmayan mahalleler, atılan kimyasal silahtan kaynaklı meyve ve sebze vermeyen bahçeler, polis escortu olmadan garajdan çıkamayan belediyenin iş makinaları var” ifadelerini kullandı.

Koordinasyonun çalışmalarını üç ana başlık altında yürüttüğüne dikkat çeken Karabulut, bunların insani yardım, hasar tespit ve sağlık olduğunu açıkladı. Bu çalışmaların devlet engellemeleri ile karşılaştığını ifade eden Karabulut, Ramazan ayında yıkımın yüksek olduğu mahallelerde kurulmak istenen 12 çadırın valilik izin vermediği için kurulamamasını örnek olarak verdi.

IMG 9811“İŞKUR yardım edecek” denilerek Gever halkının kimlikleri toplanılıyor, AKP’ye üye yapılıyor!

İŞKUR üzerinden insanlara yardım edeceğiz diye kimliklerini toplayıp AKP’ye üye yapıyor” diyen Karabulut, buna karşı koordinasyon tarafından hukuki olarak neler yapılabileceği üzerine araştırma yürütüldüğünü belirtti. Bu zamana dek koordinasyon tarafından halkın temel ihtiyaçlarına ilişkin bir çok çalışma gerçekleştirildiğine ve bu bu çalışmaların devam edeceğine değinen Karabulut, Gever’in devlet için durduğu stratejik noktaya şu sözlerle dikkat çekti: “Hepimiz biliyoruz; Yüksekova İran, Suriye ve Irak arasında bir üçgendir. Daha önceden buraya yapılan havaalanı da, il yapılmaya çalışılması da stratejiktir. Devlet yine Kürde bildik biçimde yaklaşmaktadır. Yani devreye koyduğu güvenlik konseptiyle halkımızı kuşatmayı planlamaktadır. Ama halkımızdaki demokratik özgürlükçü bilinç bunu yine boşa çıkaracak düzeydedir. Toplumun özgürlük ve yurtseverlik bilinci dimdik ayaktadır. Şehirlerimizi yerle bir edebilirler belki ama bizlerin özgür yaşama isteğini asla yıkamayacaklardır.

Açıklama şu şekilde devam etti: “Bizler Yüksekova’da bir hafta kalabildik. Oradaki yıkım düşünüldüğünde bu süre kuşkusuz yetersiz. Ama bunu sürekli hale getirebilirsek ve ihtiyaca göre insan sürkülasyonunu sağlayabilirsek, acil ihtiyaçları karşılamak için bütün güçleri harekete geçirip dayanışmayı büyütürsek hem bu yıkımın altından kalkarız, hem de bize dayatılan bu savaşı durdurabiliriz.Yapılanlar karşısında öfkemiz hep diri kalmalı, kalmalı ki bu yıkıma sebep olan soykırımcı ve katliamcıların uluslararası mahkemelerde yargılanmalarını sağlayabilelim.

IMG 9803“Kürdistan’da durum ak ve kara kadar nettir”

Karabulut açıklamayı “Yüksekova halkı bilinç düzeyi yüksek, özgürlük mücedelesinde ısırarlı bir halktır. Evlerinin başına yıkılmasının sebebinin Suriye’de geçilen ve geçilecek olan kırmızı çizgiler olduğunu bilmektedir. O yüzden ‘biz partiden birşey istemiyoruz, parti birşey isteme yeri değil, dava yeridir’ demektedirler. Tek duaları ‘Allah onlara bırakmasın!dır. Yani arkadaşlar Kürdistan’da durum ak ve kara kadar nettir. Bir işgal vardır, bir de o işgale karşı işgale karşı direnenler” sözleriyle sonlandırdı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu