Makaleler

(Makale) Korkusuz Özeleştiri

Nesnel gerçekliğe yönelik her devrimci müdahale aynı zamanda sınıf bilinçli militanın kendisine yönelmesi gerektiği ihtiyacını yaratır. Nesnelle öznelin, partiyle kitlelerin, partiyle savaşın, karşılıklı mücadele ve gelişim diyalektiği bir birinden kopartılıp, ayrıştırılıp tek başlarına alınmadığı sürece varılacak hedef netleşerek, kısalacaktır. Dışına, etrafına, bulunduğu ortama, mücadele alanına devrimci tarzda müdahale pratiği arttıkça devrimci militanın kendisine devrimci tarzda müdahale ihtiyaç ve isteği güçlenerek artacaktır. Savaşı büyütme, kitleleri örgütleme, partiyi güçlendirme pratikleri içinde devrimci birey eğitilip-yetişecek olgunlaşıp- nitelik kazanacaktır. Kavrayışında derinlik çözümleme gücünde bilimsellik, müdahale pratiğinde değiştirici özellikler artacaktır. Devrimci militanın daha ileri ve güçlü bir sürece girme adımları ancak örgütün yönlendirme ve yol göstermesiyle başarılır. Örgüt kendi hedef ve amacına uygun olarak, sahip olduğu savaşçılarını ve militanlarını eğitip, yönlendirebilir. Örgütün gelişim çizgisinden kopuk bir militanın tek başına ortaya koyacağı çaba ve çalışmalar zayıf-yetersiz ve eksik kalır. Örgütsüz yaşam, örgütsüz yürüyüş ve gelişim, soluksuz bir ortama benzer.

Örgütün merkezinde orta yerinde gerilla savaşı ve emekçi halkın acılarının ortadan kaldırılması mücadelesi varsa militanın bilinç ve duygu dünyasının merkezinde ve orta yerinde ise örgütü olmalıdır. Devrimci militanın her bir pratiğinde olaylara bakışı, ele alışı, mücadeleyi örgütleme ve düzenlemesi, bir önceki pratiğinden daha ileri ve gelişkin olmak zorundadır. Daha fazla devrimci diyalektiğe,felsefi materyalizme yakın olmak daha fazla hakim olmaya çalışmak zorundadır. Duruşu, yoldaşlarıyla ve halkla ilişkileri, etkileme ve yakınlaştırma çaba ve çalışmaları daha fazla devrimcileşmelidir. “Kendisine göre değil” devrimci felsefeye- örgüt bilimine-partiye, halkın çıkarlarına göre düşünmeli ve hareket etmelidir. Ben böyle düşünüyorum, bana göre böyledir” tarzındaki yaklaşımlar yerine “materyalist diyalektiğin yasalarına göre düşünmek, materyalist bilgi teorisine göre bilgilenmek, parti ve halkın çıkarlarına göre hareket” etmek esas alınmalıdır.

Kendi alışkanlıklarına-tarzına göre değil partinin alışkanlıklarına ve hareket tarzına göre hareket etmelidir. Kendi karar-plan ve hedeflerine göre değil partinin karar-plan ve hedeflerine göre hareket esastır. Kendi istek-talep-ihtiyaç ve durumuna göre değil partinin ihtiyaç- talep ve durumuna göre hareket etmek esas alınmalıdır. Bütün bu değişim ve devrimcileşmenin kaçınılmaz ve vazgeçilmez ihtiyaçları ancak sınıf savaşımının yasalarına uygun belirlenen temel devrimci görevlere sıkı sıkıya sarılarak onun zorlu ve çetin pratikleri içinde gerçekleşir.

“Devrime halka ve partiye ait olmak”

Dışına müdahale etmeyen, dışındaki düşmana karşı savaşmayan, kitleleri örgütlemeyen kendisine yönelik devrimci hamleleri büyütüp geliştiremez. Düşünsel olgunluğa erişemez, örgütsel yetkinliğe varamaz; kısaca devrimcileşemez. Gerilla savaşını geliştirme-sağlamlaştırma, kitleleri ve partiyi örgütleme pratiğinden uzak ve ona yabancı hiçbir pratik devrimci olamaz. Devrimci militan kendisine ait olan her düşünce davranış ve alışkanlıklarını kendisine ait olan dil ve üslubu her gün her an korkmadan yılmadan cesaretle yıkarak partiye, savaşa ve halka ait olanları almak, onları kuşanmak ve donanmak zorundadır.

En büyük engel küçük burjuva alışkanlıklardır. Devrimci olmayan her alışkanlık yaratıcılığın-değişim ve devrimcileşmenin düşmanıdır. Devrim, alışkanlıkları yıkan-aşan-değiştiren-dönüştüren ve yenilenen sarsılmaz güçlü bir harekettir. Her gün her an kendinde devrimi gerçekleştiremeyen dışındaki devrimi gerçekleştiremez. Devrime ait olan hiçbir görevi ve sorumluluğu layıkıyla yerine getiremez. “Kendine ait olmakla”, “devrime halka ve partiye ait olmak” arasındaki çatışma ve hesaplaşma bireye önemli bir sorumluluk yükler. İç çatışma ve hesaplaşma zorunluluğuna ciddi bir anlam verilemediğinde büyük bir acı ve açıklanması zor bir iç sıkıntı yaratır. Devrim mücadelesi, deyim yerindeyse her gün muazzam bir kendine yüklenme, her düşünce ve davranışını kontrol ve terbiye etme- yeninden düzenleme ve her

hareketine çeki düzen verme ihtiyacını ve çabasını dayatır. Bundandır ki işçilerin emekçilerin ve devrimin talep ettiği, beklediği devrimcilik kolay ve rahat yaratılmaz. Bireyin her gün kendisiyle sayısız iç çatışma ve hesaplaşması her zaman başarıyla sonuçlanmaz.

Duraklama-sarsılma-gerileme ve ilerleme sarmalı içinde karmaşık ve zorlu bir gelişim çizgisi izler. Bu iç çatışma dış düşmana karşı devrimci tarzda mücadele yürütüldüğü oranda kendi içinde doğru bir rota izler. Düşüp-ayağa kalkmadan, duraklayıp sendelemeden ilerleme ve gelişme olmaz. Diyalektiğin gelişim yasasında zıtların birliği ve mücadele ilkesi her yerde ve her şeyin gelişimi içindedir. Bu vazgeçilmez temel yasa devrimci bireyin gelişim gerçekliği için de geçerlidir. Çelişkinin bir yanında dış düşman varsa diğer kutbunda ise iç düşman vardır. Uzlaşmadan- ertelemeden-geçiştirmeden içteki her türlü engele ve örgütsüzlüğe karşı yürütülen mücadele bilinçli ve örgütlü tarzda ele alındığında dış düşmana karşı mücadele isteği ve çabası aratarak çoğalır ve büyür. Nitel değişim sayısız küçük nicel çaplı çatışma ve çalışmaların üzerinden gerçekleşir. Kendi iç geriliğimizi çözdüğümüz ölçüde dışımızdaki düşmanı çözer, ondan etkili ve güçlü parçalar kopartabilir ve yıkabiliriz. Savaşın Partizancı kişiliğini yaratmak ihtiyaç-ilgi-sorumluluk ve ciddiyet ister. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu