DerlediklerimizGüncel

Nubar Ozanyan | Rojava Devrimi 9. yılında!

"Rojava Devrimi, enternasyonalisttir. Bunun en somut örneğini devrim sürecinde ve TC’nin son işgal girişiminde ve ona karşı yaşanan direnişte Enternasyonalist Özgürlük Taburu’nun (EÖT) somut ve pratik bir pozisyon alışında görmekteyiz"

Ortadoğu tarihi boyunca kölelik ve cehalet içinde yaşamaktan kurtulamamıştır. Uygarlığın diğer bir ifadeyle sınıflı toplumların ilk ortaya çıktığı yerlerden biri olan bu topraklar bin yıllardır, baskının, talanın, yağmanın ve sömürünün yaşandığı coğrafya olmuştur.

İmparatorluklar kurulmuş ve yıkılmıştır. Büyük İskender’den, Pers Kralı Darius’a, Romalılardan, Osmanlı’ya uzanan çizgide bölge coğrafyası hep zalimin boyunduruğuna maruz kalmış, seferler düzenlenmiş, bölge atların toynakları altında inlemiş, askerin yağmalarıyla yoksul düşürülmüştür.

Bu coğrafyanın bir şansızlığı da yeraltı ve yer üstü zenginlikleri olmuştur. Bu durum günümüz hakim sınıflarının, bölgeye yönelik özel ilgilerini de getirmiştir.

Bölge gericileriyle el birliği halinde, bölge halklarının üzerine bir kabus gibi çökmüş, Ortadoğu coğrafyasını kan ve zulme boğmuşlardır. Egemenlerin Irak’la başlayan saldırısı Suriye ile sürmüş, gericilikle işbirliği içinde egemen güçler, bölge halklarına bir kez daha savaş ve bununla bağlantılı olarak ölüm, açlık ve yoksulluk dayatmışlardır.

Bütün bunlar yaşanırken elbette bölge halkları da boş durmamış, kendilerine dayatılan zulme, açlığa ve yoksulluğa başkaldırmıştır. Ortadoğu coğrafyası bu anlamıyla bir isyanlar ve direnişler coğrafyası olarak şekillenmiştir. Hasan Sabbah hareketinden, Siyahilere ve Karmatilere uzanan bir isyan ve direniş geleneği söz konusudur.

Bu direniş geleneği şimdilerde modern anlamda bir tarihsel örneğe de tanıklık etmektedir. Yokluk ve yoksulluk dolu yaşamları kaderleri haline gelmiş halklar ilk kez Rojava Devrimi’yle karanlıktan aydınlığa kavuşmuştur. Halklar ilk kez Rojava Devrimi’yle birleşip kendi kimlik, dil ve kültürlerini özgürce yaşamaya başlamış; kardeşliğin gücünü ortaya koymuşlardır.

Ezilenlerin ezileni kadınlar tarihlerinde belki de hiç olmadıkları kadar özgür ve onurlu bir yaşam ve mücadelenin sembolü haline gelmişlerdir. Bu anlamıyla Rojava Devrimi gerçek anlamıyla bir kadın devrimidir.

Ancak aynı zamanda Hıristiyan halkların da devrimidir. Soykırıma maruz kalmış Ermeni-Süryani-Asuri halkların bayramıdır. Bu halklar her türlü ulusal baskı ve aşağılanmadan kurtularak özgürce yaşamanın olanaklarını elde etmişlerdir.

Rojava Devrimi aynı zamanda Türkiye devrimci hareketinin de devrimidir. Rojava Devrimi, Türkiye devriminin bir cephesidir. Türkiye devrimcinin önemli bir bölüğü Kürt ulusuna dayatılan imha saldırısı karşısında başta Kürt ulusu olmak üzere Arap-Ermeni-Süryani-Asuri-Çerkez vb. ulus ve milliyetleriyle aynı safta, aynı mevzilerde saf tutmuştur.

Gelinen aşamada TC devletinin bölgeye yönelik işgalci ve ilhakçı politikası, devrimcilerin bu tavrının ne kadar doğru olduğunu, Rojava Devrimi’ne uzak durmanın, onu küçümsemenin gerçekte sosyal şovenizme karşılık geldiğini pratikte göstermiş durumdadır.

Rojava Devrimi, enternasyonalisttir. Bunun en somut örneğini devrim sürecinde ve TC’nin son işgal girişiminde ve ona karşı yaşanan direnişte Enternasyonalist Özgürlük Taburu’nun (EÖT) somut ve pratik bir pozisyon alışında görmekteyiz.

Devrimin örgütlenmesi ve sürdürülmesi sürecinde de enternasyonal savaşçıların çabası ve emeği unutulmamalıdır. EÖT; devrimci olanların reformistlerden, pasifistlerden, sosyal şovenlerden ayrıldığı bir mevzidir.

EÖT; sadece askeri bir tabur değil “ideolojik” bir taburdur da! Reformistlerden, şovenistlerden ve sahte solculardan kendisini ayıran bir hatta durmaktadır.

ve sosyal şovenizme karşı açık bir bayraktır. Hem Türkiye devrimindeki bir saflaşmayı hem de gerçek ve sahteyi açığa çıkaran bir ayrım çizgisidir. Aynı zamanda birçok ülkeden katılım yapan ya da Avrupa’da dayanışma eylemleri gerçekleştiren enternasyonallerin, Rojava’da ortak bir çatı altındaki mücadele iradesidir.

Rojava Devrimi sadece on binlerce evladını bu devrime feda eden başta Kürt halkı olmak üzere Arap-Ermeni-Süryani-Asuri-Çerkez vb. halkın devrimi değildir. Rojava Devrimi Suruç’ta katledilen 33 devrimci gençten Ulaş Bayraktaroğlu’na, Bayram Namaz’dan, Ceren Güneş’e ve Nubar Ozanyan’a uzanan bir çizgide Türkiye devriminin devrimidir.

Rojava Devrimi kadınların ve halkların devrimidir. Hakikatin yolunu açmanın devrimidir. Ortadoğu halklarının özgürleşme yoludur. Bir kez daha kutluyoruz.

(Yeni Özgür Politika 21 Temmuz 2020) 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu