GüncelMakaleler

OCAK AYI | Manuel

"Her Ermeni devrimci Ararat’ın rengini taşır. Taşlarının dilsiz yüreğini, çelikten sütunlarını taşır omuzlarında."

İsmi gibi manevi olarak güçlü, sağlam ve güvenilir olan Manuel, devrimden, halkından aldığı gücü etrafına dağıtmasını bilen yerde durdu. Sevdikleri için her şeyi yapan, kendine güveni tam olan yoldaş, feda ruhlu bir devrimcilik yaptı.

Önderi, İbrahim Kaypakkaya yoldaşa, silahlı mücadele fikrine tutkuyla sarıldı. Bedel ödeme pahasına mücadele etmekten vazgeçmedi. Çalışkan, titiz ve sabırlıydı. Azim ve irade gücü oldukça ileride ışığı etrafına dağıtmaktan çekinmeyen bir güce sahipti. Oldukça inançlı, amacına güçlü bağlı olan Manuel, korkusuz bir Partizandı.

Manuel’in yaşamı ve mücadelesi hem Ermeni halkının acılarını omuzlarında hem de Ermeni devrimcilerin silinmeyen derin izlerini bilincinde taşıdı. İstanbul işkencehanelerinin karanlık dehlizlerinde köklerine tutunarak, devrim ideallerine sarılarak, tıpkı önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaş gibi sır vermeme geleneğini sürdürdü. Faşizmin eline Ermeni bir devrimci düşmüştü. İşkenceciler zevkten dört köşe olmuşlardı.

Tüm zamanlarını adanmış bir sevdalı yüreği susturmak için akıl tutulması işkenceler uyguladılar. İstanbul’un en profesyonel işkencecileri Manuel yoldaşın başına üşüştü. İstedikleri bir tek kelimeyi bile alamayınca çıldırdılar. Ona daha fazla nasıl eziyet edeceklerini nasıl daha fazla acı çektireceklerinden başka bir şey düşünmeden yüklendiler. Manuel yoldaş ise devrimci değerlerine ve ilkelerine daha fazla nasıl sahip çıkacağını düşündü.

Yaşamı uğruna ölecek kadar seven bu inançlı genç yürek düşmanın en güçlü en korunaklı olduğu askeri kışlasını gerilla tarzıyla İzmit/Kandıra Alayı’nı bastılar. Gerilla baskının verdiği coşku onun daha güçlü direnmesine hizmet etti.

Bilinci ve coşkusuyla faşizmi işkencahenelerinde alt etmesini bildi. Düşman ikinci kez yenilmişti. Gerillaların disiplinli planlı Kandıra baskınıyla şehirlerde de rahat yüzü görmeyeceklerini gösterdi.

Gerilla düşmana büyük korku saldı. Düşman yaşadığı şaşkınlığın şokunu kısa sürede atlamadı. Büyük korku, panik ve intikam duygusuyla saldırdılar Manuel’e. Ocak ayının soğuk bir sabahında Manuel’i katlettiler. Manuel şehit düştüğünde gözleri Ararat’ta kaldı.

Çok sayıda Ermeni devrimcilerinin yaşamlarının kesiştiği noktadır, İstanbul yetimhaneleri ve okulları. Armenak Bakır, Hrant Dink, Nubar Yalım, Hayrabet Honca, Nubar Ozanyan, Manuel Demir’in ayak izleri hep birbirini takip etmiştir. İlk devrimci eğitimleri ve şekillenişleri, partileryle ilk tanışmaları bu okulda başladı.

Birbirinin ayak izlerine basarak yürüdüler özgürlüğe. Hepsinin hikayeleri o kadar benzerlik ve o kadar aynılık gösterir ki birinin hikayesi dinlendiğinde sanki diğerinin hikayesi dinlenir.

Onları Kaypakkaya yoldaş gibi bir öndere ölümüne bağlı kılan sırrı anlamak için Ermeni soykırımını iyi anlamak ve Kaypakkaya yoldaşın devrimci analizlerini doğru okumak gerekir. Soykırım evlatlarının İbrahim Kaypakkaya gibi önder bağlılıkları ne tesadüfi ne de anlamsız değildir.

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaş, Türkiye Cumhuriyeti tarihini incelerken, ülkenin uluslar sorununa bakarken en gerçekçi en isabetli bilimsel tespitler yapmayı başarmıştır. Gerek Kürt meselesine gerekse Ermeni meselesine bakışı bilimselliğin gerçekçiliğin somut örnekleri olarak görülür.  En özlü cümlelerle tarihsel gerçekliğin özetini sunmuştur; “1915’te ve 1919-20’de kitle halinde katledilen ve topraklarından sürülen Ermeniler.”

Bu devrimci tespit, Ermeni Partizanların tarihsel ve toplumsal arayışlarına yanıtın en yalın ve en anlaşılır açıklaması olmuştur. Sorunların nedenine ve kaynağına inen devrimci görüşler aynı zamanda kurtuluşun yolunu da göstermiştir. Kurtuluşun nerede ve nasıl olacağının tespiti onları daha fazla komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşa bağlamıştır. Bir kez onunla tanıştıktan sonra onları hiçbir güç durdurmazdı.

Hiçbir siyasal hareketin önderinde bulamadıkları bilimsel devrimci yanıtı bilge önder İbrahim yoldaşta bulmuşlardır. Kaypakkaya yoldaş dönemin küçük burjuva önderlerinden, tanınan siyasal şahsiyetlerden ayıran en temel ayırt edici özelliği onun ulusal sorunlara bilimsel gerçekçi tespitleri ve analizleri olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti tarihini soykırımlar ve katliamlar tarihi olduğu tespiti olmuştur.

TC tarihinin sonu gelmez darbeler ve örfi idareler olduğunu açıklamıştır.

İttihatçı-Kemalist solculuktan her türden reformist görüşlerden sosyal şoven anlayışlardan bıçak gibi keskin ve net bir kopuşun örneğini göstermiştir. Hem Türk burjuva-feodal sisteme hem de onun ittihatçı-Kemalist ideolojik temellerinden kopuşun öncüsü olmuştur. Kürt-Ermeni-Rum-Süryani-ezidi-Alevi halkların sağlam yoldaşı güvenilir dostu olmuştur.

Özgürlük arayan gerçek düşmanlarını tanımak öğrenmek isteyen kurtuluşun yolunun nerede, kimlerle birlikte, kime karşı olması gerektiğini öğrenmek isteyen İbrahim Kaypakkaya yoldaşa bakarak görüp anlamıştır.

Ermeni Partizanlar aradıklarını, sordukları soruları komünist önderin bilimsel devrimci görüşlerinde bulmuşlardı. Bu buluş onları yaşamlarının son nefesine dek öndere bağlılık temelinde sürdürmüşler. Kaypakkaya yoldaşın düşman karşısındaki tutarlı onurlu, devrimci duruşu öndere olan sempati ve bağlılıklarını daha fazla güçlendirmiştir.

Manuel Demir yoldaş düşman işkencehanelerinde ve zindanlarında ne teslimiyeti ne de itirafçılığı kabul etmedi. Başı dik durdu. Tıpkı İstanbul zindanlarında bükülmez bilek yenilmez baş olan Süleyman Cihan, direniş destanları yazan Ünal Küçükbayrak, Mehmet Kemal ve sayısız birçok yoldaşları gibi direnmiş proletaryanın kızıl bayrağını hep yükseklerde tutmayı başarmıştır.

Maviye sevdalı Manuel yoldaş herkesten daha fazla köklerine sarıldı. Özgürlüğü ve kurtuluşu herkesten daha fazla istediği için halkının başına gelen felaketlerin bir benzeri kendi başına geldi. Ermeniler binlerce yıllık yaşadıkları topraklarda isimsiz, mezarsız, sürgünler mezarlığında kaybolup silinmek istediler.

Ermeni devrimci olmak demek mezar yerinin bile olmaması demektir. Şans eseri olsa bile mezar yerinin yedi kez saldırıya uğrayarak tahrip edilmesi demektir. Zevk için günlerce işkencelerde askıya alınması demektir. Dayanılması kolay olmayan işkencelere en fazla maruz kalması demektir. En lanetli en aşağılık hakaretleri, küfürleri duymak en onursuz uygulamalara maruz kalması demektir.

Manul Demir yoldaş çıktığı özgürlük yolculuğunda bütün zorluklara göğüs germeyi bildi bir an olsun bile kurtuluş yolunda tereddüt etmeden bağlandığı devrimci değerleri savunmaya devam etti. Her Ermeni Partizan çıktığı hakikat yolculuğunda aynı zamanda soykırımda kaybettirilmiş hakının köklerini arama nedenlerini sorgulama mücadelesi verir.

Soykırım zulmü karşısında aklını kaybeden Ermeni halkının Mozart’ı Gomidas’ın melodilerini dinleyerek özgürlüğünü aramaya koyulur.

Ocak şehitlerini her zamandan daha fazla anılmaya yaşatılmaya ihtiyacımız olduğu günlerden geçiyoruz. Devrimci bilincimizin netleşmesi yürüdüğümüz demokratik halk devrimi yolunun daha iyi anlaşılması zorluklara karşı nasıl mücadele vermemiz gerektiğini daha iyi görmek için şehitlerimizi anmak, anlamak anılarına bağlı kalmalıyız.

Ocak ayında kaybettiğimiz sayısız önderimizi öncümüzü kahraman savaşçılarımızı anmak onların yolundan yürümek boynumuzun borcu olsun. Manuel Demir, Hrant Dink devrimci hafızamızın en değerli özgürlük anılarında yaşamaya devam edecektir.

Her Ermeni devrimci Ararat’ın rengini taşır. Taşlarının dilsiz yüreğini, çelikten sütunlarını taşır omuzlarında. Halkı gibi fedakar, çalışkan ve fedaidir.

Ne soykırım ne işkenceler Ermeni devrimcilerinin içindeki hakikati ve umudu öldüremedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu