GüncelManşet

Özgürlük yakındır Farqîn…

Farqîn: Devletin T. Kürdistanı’nda sokağa çıkma yasaklarıyla beraber gerçekleştirdiği katliamlarını, saldırılarını hepimiz biliyoruz artık. Uzun zamandır sosyal medya aracılığıyla fotoğraflardan, videolardan Cizîr, Nusaybin, Sur ve Farqîn’den gelen ölüm haberlerine tanığız. Elbette ki bu katliamlar, TC devletinin hanesine yazılan ne ilk ne de son katliamlardır. Tarihsel olarak ezilen uluslara katliam politikalarının dayatıldığı bölgede, tarihten edilen tecrübeyle beraber halk direnişi adım adım örüyor; örgütlüyor.

Fargîn…

Evet, Farqîn’deyiz. Devlet yine tarihinden bu yana Kürt halkına uyguladığı zulmü uygulamış ve tankıyla topuyla Farqîn halkını imha girişiminde bulunmuş. Farqîn’e doğru yola çıktığımda aklımda tek bir soru işareti vardı: “Cizîr kadar kötü durumda mıydı acaba Farqîn?” Uzun süren yolculuğun ardından asker ablukasında olan T. Kürdistanı’nda bir kente daha ayak basmıştık. Belediyede küçük bir programın ve ablukada katledilenlerden Rıdvan Us için düzenlenen taziye çadırına ziyaretin ardından çıktık Farqîn sokaklarına.

Yılgınlık yok direniş ve kararlılık var!

Ablukanın ve katliamların yapıldığı sokakları gördüğümde sesli düşünmekten kendimi alı koyamadım. Evet, şaşkındım ve şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Üç mahallede taş üstünde taş kalmamıştı. Şaşkınlığım devlet nasıl bunu yapar diye değil, halkın bu kadar yoğun saldırılar karşısında kendilerini nasıl koruduklarına dairdi. Mahallelerde canlı bir ağaç dahi kalmamış; hepsini ya mermilerle devirip etkisiz hale getirmişler, yada elektrikli testerelerle…

Konak, Mesci  ve Tekel mahallelerinde her köşe başlarında zırhlı araçlar duruyor ve halkı tehdit etmeye devam ediyor. İnsanlar ise yerle bir olmuş evlerinden kurtarılabilecek eşyalarını alıyor ve terk ediyor, büyüdüğü kültürünü aldığı sokakları. Bir kısmının gidecek yeri olmadığı için toparlamaya çalışıyor virane olmuş evini, iş yerini. Bir kısmı ise inadına terk etmeyeceğini söylüyor topraklarını ve sonuna kadar direneceğini de ifade ediyor.

12227648 931699970258086 7075049414421871611 nDevlet zihniyetini duvarlara kustu!

Devletin kolluk güçleri duvarlara ırkçı, şoven, milliyetçi ve cinsiyetçi küfür içerikli yazılar yazarak Kürt halkına yönelik nefretini kusmayı da ihmal etmemiş. “İyi Kürt ölü Kürt’tür“, “PKK leştir gibi ve tehdit içerikli birçok yazılar yazmışlar duvarlara. Bütün bu ırkçı, şoven, milliyetçi yazılamaların arasında direnişi, mücadeleyi ve kararlılığı anlatan yazılamalar da yer alıyordu. “Sen, ben yok devrim var”, “Özgürlük yakındır Farqîn”, “Direniyoruz” gibi birçok yazılamayla umudun mücadeleyle geleceğinin mesajlarını vererek direnişe davetiye sunmuştu Farqîn halkı…

Sokaklar, sadece devletin terörünü değil aynı zamanda halkın özsavunmasını ve direnişini de açıkça ortaya koyuyordu.

“Savaşın çocukları barış diyor”

Kürtçe bilmeyebilirsiniz ancak burada insanların ne söylediğini anlamamak çok zor. “Biz halkız” diyor insanlar ve devletin orada gerçekleştirdiği zulmü, katliamları, yaşadıklarını bir bir anlatıyorlar. Büyük birilerine sormanıza gerek yok. Çocuklar profesyonel bir muhabir edasıyla anlatıyorlar olanı biteni. Üstelik kendi gelecek kaygılarını güderek de değil. Daha 5-6 yaşlarında olan küçük biz kız çocuğuna kulak verelim: “Benim nenem bacağından vurularak öldü. Biz kimse ölmesin istiyoruz. Arkadaşlarımın parası yok ama evleri yıkıldı. Nerede kalacaklar şimdi onlar. Evleri olsun istiyoruz. Kartonlarda uyuyoruz. Biz kartonlarda uyumak 12278681 931699780258105 7230182439085931835 nistemiyoruz. Biz çocukların ölmesini istemiyoruz.” Ne çok şey istiyor değil mi küçücük bedeniyle? Oysa o yaşlarda bir çocuğun isteklerinin çok farklı olması gerekir. Çikolata, bir bez bebek, tatile gitmek, arkadaşlarıyla eğlenceli zamanlar geçirmek, çizgi film izlemek gibi birçok isteği olur o yaşlarda bir çocuğun. İşte bu çocuklar savaşın çocukları. Ağlamıyorlar ve en önemlisi de korkmadıklarını söylüyorlar bütün yaşadıklarına rağmen.

Her şeye rağmen küçücük çocuklar sokaklarda duran zırhlı araçların önünde ellerinde “Kimse ölmesin, biz barış istiyoruz” yazılı dövizle kafa tutuyorlar devletin güvenlik güçlerine. Devletin orada yaptıklarını bizler unutabiliriz belki! Ancak bu çocuklar asla unutmayacaklar ve hesap sorma bilinciyle gelişip çıkacaklar er yada geç devletin karşısına…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu