GüncelMakaleler

Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının savaşçısı: BİN BEREKET

Meclis’in 1959’da feshedilmesi ile birlikte mücadelesine devam eden Bin Bereket, Asya ve Afrika Halkları Dayanışma Örgütü’nün 1959 yılında Kahire’deki toplantısına katılmıştır.

1920 yılında, Fas’ın başkenti Rabat’ta emekçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Mehdi Bin Bereket, çocuk yaşta çalışmaya ve ailesine yardımcı olmaya başlamıştır.

Dini eğitim de alan Bereket daha sonra başka bir okulda matematik eğitimi almıştır. Çocuk yaştayken inatçılığı ve çalışkanlığı ile öne çıkan Bin Bereket, hemen herkesin dikkatini üzerine toplamıştır. O, toplumsal konuları değerlendirirken matematiksel yaklaşımlar sergilemekte, küçük yaşta yapmış olduğu yorumlarla hayretler uyandırmaktaydı.

Eğitimine Fransa’da devam etmek isteyen Bin Bereket, Naziler’in Fransa’yı işgal etmesi nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremedi. Bu nedenle eğitimine Cezayir’de devam etti. Burada matematik eğitimi alan Bin Bereket, üniversitede politik çalışmalar yapmaktan da geri kalmadı.

Burada Afrika Öğrenciler Birliği’ne seçilen bin Bereket, üniversite çalışmalarında emperyalizmin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki sömürüsüne karşı direnişin örgütlenmesi gerektiğine ilişkin propagandalar yapmış ve buradaki çalışmaları ile siyasal arenada daha fazla rol almaya başlamıştır.

1943 yılında ülkesine dönen Bereket, üniversitede matematik öğretmenliği yapmaya başladı.

Bin Bereket, Fas’ın bağımsızlığı ve devrimci çizgi…

Bin Bereket üniversitede öğretmenlik yaptığı zamanlarda Fransa, Fas’ı işgal etmiş ve kendisi hakkında da tutuklama kararı çıkarılmıştı. Zira Bin Bereket Fas’ın bağımsızlığı için çağrı yapan ve eylem örgütleyenler arasında yaşı en küçük olandı.

Bu imza etrafında toplanan kitle daha sonra bir parti kurarak ulusal direnişi örgütleme kararı aldı. Kurulan ve adı Ulusal Parti olan bu hareketin içinde Bin Bereket Marakeş Eylem Komitesi’ne üye oldu. Bu süreçte tutuklanan Bin Bereket, tutsaklığı boyunca direnişine zindan koşullarında devam etti.

Ailesi aracılığı ile dışarıya gönderdiği analiz ve perspektiflerle hareketinin örgütlenmesine katkıda bulundu. Hapisten çıktıktan sonra üyesi olduğu Ulusal Parti, kongre kararı ile adını  “Bağımsızlık Partisi” şekliyle değiştirmiş, Mehdi Bin Bereket de Partinin yürütme komitesine seçilmiştir.

Fransa’nın Fas’taki varlığına karşı örgütlenme çalışmalarına illegal alanda devam eden Bin Bereket, 28 Şubat 1958’de tekrar tutuklandı ve ardından ülkenin güneyine sürgüne gönderildi. Burada “mecburi ikamet” altında tutuldu ancak bu durum, onun yerel halkla ilişki kurmasının önüne geçemedi.

Yerel halk kendisine “tutuklu lider” diyordu. 1954 yılı Ekim ayında sürgünün bitmesiyle beraber, ulusal hareketin siyasi ve askeri kanadı arasında sıkı ilişkiler kurulması için ciddi görevler üstlendi. Zira bu dönemde silahlı hareket, siyasal hareketin önüne geçmiş ve parti birliğini sekteye uğratan bir çizgi izliyordu.

Bin Bereket, bu durumu gidermek için ciddi çalışma ve görüşmeler gerçekleştirmiştir.

Bu aynı zamanda Bin Bereket’in silahlı kanat içinde de belirginleşmesine ve öne çıkmasına neden olmuştur. 1952’ye gelindiğinde hareketin askeri kanadı direniş ve mücadele için kurulan bir ordu niteliğindeydi.

Bin Bereket Fransız emperyalistlerine karşı birçok silahlı eylemin örgütlenmesinde görev almış ve birçoğunda da başarı kaydetmiştir. Örgütlediği eylemler ülke genelinde ses getirirken çok değil 3 yıl sonra emperyalistler ülkeden çekilmiştir.

Emperyalistlerin çekilmesinin ardından kurulan mecliste partisinin yer alması gerektiğini belirten Bin Bereket bu kapsamda misyon üstlenmiş ve 1956’da Fas Kralı 5. Muhammed ile yapılacak görüşmelerdeki heyette yer almıştır. Görüşmeler neticesinde kurulan mecliste de bulunan Bin Bereket, Meclis içindeki devrimci düşüncelerin engellenmesi konusundaki eğilimlere karşı mücadele etmiş ve keskin bir muhalif olarak kalmıştır.

Meclis’in 1959’da feshedilmesi ile birlikte mücadelesine devam eden Bin Bereket, Asya ve Afrika Halkları Dayanışma Örgütü’nün 1959 yılında Kahire’deki toplantısına katışmıştır. Bu süreç Bin Bereket için bir dönüm noktasıdır. Zira Bin Bereket’in üyesi olduğu Parti, burjuvazinin denetimine geçmiş ve Fransız emperyalizminin güdümündeki bir araca dönüşmüştür.

Bu nedenle Bin Bereket, Partisinin bu toplantıya katılmama kararına rağmen katılmış ve Partisi adına ve Partideki anti-emperyalist çizgiyi temsilen bir mesaj göndererek, konferansı selamlamıştır. Bu durum Bin Bereket’in bir grup arkadaşı ile partiden ayrılması ve “Halk güçlerinin Ulusal Birliği” Partisini kurması ile sonuçlanmıştır.

Bin Bereket Asya ve Afrika Halkları mücadelesinde belirginleşiyor

Bin Bereket yapmış olduğu bütün çalışmalarda devrimci çizginin üretilmesini savunurken aynı zamanda Ortadoğu halklarının mücadelesinin kendileri içinde organik bir sorun olduğunu belirtmiştir.

Bu kapsamda gerçekleştirdiği çalışmalar onun 1960 yılında Afrika halkları konferansının yürütme konseyi üyesi olarak seçilmesi ile sonuçlanmıştır. Asya ve Afrika Halkları Dayanışma Örgütünde de yönetime gelen Bin Bereket, Fransa emperyalizmin direktifi doğrultusunda Fas’ın Cezayir’e saldırmasına karşı Cezayir’deki ulusal direnişi desteklemiş ve ülkesinden sürülmüştür.

1964 yılında Cezayir’de geçirdiği 6 ay boyunca buranın anti-emperyalist mücadelesi ile bütünleşmiş ve buradaki süreci de örgütlemeye çalışmıştır. Cezayir’in başkenti o dönemlerde uluslararası devrimci hareketlerinin fikir merkezi konumuna dönüşmüştü. Bu dönemde Bin Bereket Che Guevara, Amilcar Cabral ve Malcolm X’le görüştü.

Kahire, Roma, Cenevre ve Havana’ya giderek Ocak 1966’da Havana’da yapılacak Birinci Asya, Afrika ve Latin Amerika Halkları Konferansı için üçüncü dünyadaki devrimci hareketlerin birleştirilmesi yönünde çalıştı.

Mezarsız muhalif…

Sürgün hayatının bitmesinin ardından yaşam sürdüğü her alanda ulusal birliğin emperyalizmin parçalama ve yönetme politikasına karşı önemli olduğunu dile getiren çalışmalar gerçekleştirmiş, elde ettiği birikimle ülkesinin parçalanmışlığına karşı mücadeleyle öne çıkmıştır.

Fas’ın parçalanmışlığını reddeden Bin Bereket, emperyalizm ile ilişkili olan yerel aktörlerin bu parçalanmışlığı koruduklarını belirtiyordu. Çin Devrimi ve onun deneyimlerinden de yararlanan Bin Bereket, emperyalistlerin güdümündeki komprador burjuvaziye karşı eylemlere girişir. Bu süreçte Fas Kralı 2. Hasan’a bir suikast eylemi gerçekleştirdi.

Eylem sonrasında hakkında idam kararı çıkarılmasının ardından Paris’e gitti. Firari yaşamında da çalışmalarına devam eden Bin Bereket, 29 Ekim 1965’te yoldaşları ile önceden belirlenmiş bir randevuya giderken kaçırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Bin Bereket’in nasıl ve kimler tarafından kaçırıldığı bir süre gizli kalırken daha sonra bu katliamın İsrail tarafından gerçekleştirildiği ve İsrail’in Afrika’daki ilk operasyonu olduğu açığa çıktı.

İsrail bu eylem karşısında hiçbir açıklama yapmazken Bin Bereket’in Ortadoğu Kuzey Afrika halklarının mücadelesini örgütleyecek çalışmalarının bulunduğu olduğu ve bunun da oldukça tehlike arz ettiğine dair belgelerin İsrail istihbarat verilerinde yer aldığı bilinmekteydi.

Bin Bereket katledildikten sonra  “mezarı olmayan muhalif” olarak Ortadoğu halklarının bilincine ve yüreğine gömüldü.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu