Kadın

Özgecan Aslan Kadıköy’de anıldı: “Katledilen her kadının isyanıyız”

Özgecan Aslan katledilişinin 5. yılında Kadıköy’de kadın örgütleri tarafından bir yürüyüşle anıldı.

5 yıl önce Mersin’de bindiği dolmuşta katledilen Özgecan Aslan aramızdan ayrılışının 5. yılında kadın örgütleri tarafından Kadıköy’de bir yürüyüşle anıldı.

Kadıköy Bahariye Caddesi’nden Süreyya Operası önüne “Kadın cinayetleri politiktir” sloganıyla Süreyya Operası önüne yürüyen kadınlar halka yönelik konuşmalarda Özgecan isyanından aldıkları güçle bir kişi daha eksilmeyeceklerini haykırdı. Yapılan eyleme Yeni Demokrat Kadın(YDK), Sosyalist Kadın Meclisleri(SKM) ve Devrimci Partili Kadınlar katılırken “Özgecan, Gülistan, Yeldana susmuyoruz” yazılı pankartı açan kadınlar Özgecan’ın fotoğraflarının yer aldığı dövizleri taşıdı.

Kadınlar, yapılan yürüyüşün ardından Süreyya Operası önüne geldi. Burada basın açıklamasını Canan Kaplan okudu.
Özgecan katledildiğinde birçok kadının “o dolmuşta ben de olabilirdim” duygusunu yaşadığını söyleyen Canan Kaplan, açıklamada. “Bindiğimiz dolmuşta katledilmek, sokak ortasında tacize uğramak yani erkek egemen sistemin kadın düşmanı yüzü bir gerçek olarak hayatımızın ortasına düşmüştü. Bu adaletsiz gerçek, sokaklara çıkan on binlerce kadının öfkesine ve isyanına dönüştü” diyerek, aradan geçen beş yılda Özgecan’la biriken öfkenin Şule Çet’in katledilmesiyle isyana dönüştüğünü vurguladı.

‘Kontrgerilla şeflerinin işlediği kadın cinayetleri savcıların gündemine girmiyor’

Kaplan açıklamanın devamında AKP’nin bir taraftan erkek şiddetini bireysel suça indirgediğini, bir taraftan da vekillerinin, polislerinin, patronlarının sebep olduğu cinayetleri örttüğünü vurgulayarak şunları söyledi:

“AKP’li vekillerin, polislerin ve kontrgerilla şeflerin karıştığı kadın cinayetleri hiçbir savcının gündemi olmuyor. Erkekleri ‘tahrik indirimi’ ile koruyan yargı, AKP’nin suçlarını aklama bürosuna dönüşmüş durumda. İktidar oldukları 18 yılda toplumda yarattıkları çürümüşlük, bürokrasinin içinde bulunduğu yozlaşma, erkek adaletin yargıda vücut bulması ve yandaş medyanın suç ortaklığı; kadına yönelik şiddeti artırmış hatta cins kırımına dönüştürmüş durumda. Taciz, tecavüz ve kadın cinayeti devlet politikası olarak biz kadınları bastırmanın, sindirmenin aracı ve adına kader dedikleri suçlara razı olmamız için uygulanıyor. Ama biz kadınlar; susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Katledilen her bir kadının isyanı olup haykırıyoruz, erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz.”

Nadira ve Yelda’ya ne oldu?

Açıklamanın devamında Özgecan ile sokaklara taşan kadınların öfkesinin erkek-devlet şiddeti ile katledilen her bir kadınla artmaya devam ettiğini vurgulayan Kaplan, Şule Çet, Emine Bulut ve Ceren Özdemir’in katillerinin, kadın dayanışmasının gücü ile ceza aldığına dikkat çekti. Kaplan, kadın katillerinin çok güvendikleri yargının, polisin, medyanın onları korumasına rağmen kadınların ilmek ilmek adalet mücadelesini ve kadın isyanını ördüğünü söyledi.

Kaplan, “Çünkü biliyoruz ki bizi yaşatan da kadın adaletini sağlayan da kadın dayanışması ve kadın özgürlük mücadelesidir.” dedi ve şöyle devam etti: “Bu nedenle bugün bir kez daha Özgecan Aslan’ın ölüm yıl dönümünde, katledilen kadınlar için sokaktayız. Günlerdir akıbetini sorduğumuz soruyu bir kez daha sormak ve ‘Gülistan Doku nerede?’ demek için buradayız.

İntihar ettiği söylenen ama ölümlerinin üzerindeki şüphelerin araştırılmadığı ‘Nadira Kadirova ve Yeldana Kaharman’a ne oldu?’ demek için sokaktayız.

İddiaları araştırmayan polis ve savcı kimleri koruyor demek için buradayız.

Bu soruların cevabını alana dek sormaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz demek için buradayız.

Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok. Herkesi kadın cinayetlerine dur demeye, kadın dayanışmasını büyütmeye ve kadın katillerinin cezasızlıkla ödüllendirilmemesi için mücadele etmeye çağırıyoruz.”

Kadınların açıklaması, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” sloganları ve alkışlarla sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu