Güncel

Özgür Basın onurun kalesidir!

Amed merkezli operasyonlarda gözaltına alınan 21 Kürt gazeteci için basın açıklaması gerçekleştirildi

Amed merkezli yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 21 Kürt gazeteci için, DİSK Basın İş Sendikası’nın çağrısıyla basın açıklaması gerçekleştirildi.

Basın İş’in Taksim’deki merkezinde yapılan açıklamaya Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, gazeteci Tuğrul Eryılmaz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm, İstanbul İl Başkanı Ferhat Encu ve çok sayıda gazeteci katıldı.

“Nefes alamıyoruz, gazetecilik boğulamaz”

Gazeteci meslek örgütleri adına hazırlanan basın metnini Basın-İş Başkanı Faruk Eren okudu. “Gazeteciler her gün yeni baskılarla karşılaşıyor. Bundan bir yıl önce tüm basın meslek örgütleri olarak, yine gazetecilere yönelik baskılar nedeniyle Cağaloğlu’nda İstanbul Valiliği’ne “Nefes alamıyoruz, gazetecilik boğulamaz” yazan bir pankartla yürümüştük. Bu görevi sırasında güvenlik güçlerinin boğazına dizleriyle çöktüğü fotomuhabiri arkadaşımız Bülent Kılınç’ın çığlığıydı” diyen Eren şunları ifade etti:

“Tüm bunlar yaşanırken Diyarbakır’dan 21 meslektaşımızın apar topar gözaltına alındığı haberini aldık. Meslektaşlarımız dört gündür gerekçesiz gözaltında tutuluyor. Kendilerine hiçbir suçlama yöneltilmedi. Gözaltı yöntemi yasalara aykırı. Bilgisayarlarına, gazetecilik materyallerine usulsüzce el konuldu. Diyarbakır’daki bu toplu gazeteci gözaltılarından bir hafta önce yine bir operasyonda Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu gözaltına alınmıştı. Derneğin diğer Eşbaşkanı Serdar Altan duruma tepki gösteren bir açıklama yapmıştı. Bu kez Serdar Altan gözaltında ve açıklamayı serbest bırakılan Eşbaşkan Dicle Müftüoğlu yaptı. Özellikle Kürt basınına yönelik baskılar giderek artıyor ve ne yazık ki bu baskılara karşı yeteri kadar ses çıkarılmıyor.”

“Özgür basın susturulamaz. Gazetecilik suç değildir”

Kürt gazetecilere yönelen bu saldırılara ses çıkarılmazsa bu baskılardan herkesin payını alacağını da sözlerine ekleyen Eren, “Daha önce başarılamadığı gibi, bu kez de başarılamayacak. Gazetecilik yapmaya her koşulda devam edeceğiz. Bütün gazetecileri, meslek örgütlerini mesleklerine sahip çıkmaya, dayanışmaya çağırıyoruz.
Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın. Özgür basın susturulamaz. Gazetecilik suç değildir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Eren’in ardından konuşan TGS İstanbul Şube Yöneticisi Çağrı Sarı ise, gözaltı süresinin uzatılması ve avukatlara bilgi verilmemesine tepki göstererek, “Neyle suçlandıklarını Anadolu Ajansı’ndan öğrenmek zorunda kaldığımız bir Türkiye var” dedi. Baştan basın örgütleri ile herkesi gazetecilerle dayanışmaya çağıran Sarı, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

“Kürt gazeteciler neden gözaltına alınmış? Biz bunun nedeni biliyoruz elbette. Bölgede bu kadar baskının arttığı, ‘sınır ötesi operasyonlarının’ tartışıldığı bir süreçte, Sur’da insan kemiklerinin çıktığı bir süreçte gazetecilerin halka bilgi ulaştırmasının önünü kapatmak, gerçeği gizlemeye çalışmak olduğunu biliyoruz. Onlarca yıldır Kürt gazeteciler susmadı bu baskılar karşısında. Bu baskılar gazetecilerin mesleğini yapmasına engel olamayacak. Birlikte mücadeleye yeniden davet edelim herkesi. Birlikte onları gözaltından çıkarmanın yol ve yöntemlerine bakalım.”

Yeni Yaşam Gazetesi editörü Zana Kaya da “Türkiye’de bir baskı mekanizması herkesi saracaksa ilk bize, Kürt gazetecilere uygulanır ve sıra diğerlerine gelir” diye belirtti. Bir Kürt gazeteciyle yan yana durmayı sorun eden ‘muhalif’ gazeteci ve basın yayın organlarına seslenen Kaya, “Kaçışı yok, size de gelecek. Bu baskılara karşı birlikte, ortak karşı durmalıyız. Özgür basın geleneği her koşulda ayakta durmayı bilir, bizim çağrımız kendi mesleğimize sahip çıkmak. Bu mesleğin yapılma koşulları ortadan kaldırılıyor, sahip çıkacağınız şey mesleğinizdir” dedi. Özgür basını onurun kalesi olarak tanımlayan Kaya, “Onunla dayanışmak ancak size onur kazandırır. Buradan da ancak ortak çıkarız. Toplumun bütün kesimlerinin haber alma hakkına sahip çıkması gerekir. Eleştirsin, tepki göstersin” diye konuştu.

Açıklamada sonra olarak HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm konuştu. Özgür bir basınının olmadığı bir ülkede demokrasinin de olmadığını vurgulayan Gülüm, şunları söyledi:

“İktidarın yapmaya çalıştığı şey tam da bu. Seçime giden bir süreçte şunu istiyor, herkes sussun sadece AKP-MHP konuşsun. Kürt halkına yönelik uzun zamandır bir düşman siyaseti yürütülüyor. Bu saldırı dalgasının bir parçası olarak da Kürt basın emekçileri bu dalgadan payını alıyor. Bir toplum susturulmak isteniyorsa ilk basın susturuluyor. Cezaevlerini, kadınları, emekçileri, halklara, inançlara yönelik baskıları görünmez kılmak da basını susturmaktan geçiyor.”

“Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın”

Ortak mücadele hattını örme çağrısında bulunan Gülüm, “Getirilmek istenen yeni yasayla tam da bu dönemde AKP’nin tüm yolsuzluklarını kapatmaya yarayacak bir düzenleme. Bütün bunlara karşı ortak bir mücadele hattını örmek lazım. Dayanışma gerçekleştirmek ve birlikte direnme gibi bir sorumluluğumuz var. Basın yoksa bizim haber alacağımız bir mekanizma yok. O nedenle gözaltındaki gazeteci arkadaşlarımızla herkesi dayanışmaya çağırıyoruz. Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın” dedi.

Açıklama, “Özgür basın susturulamaz” sloganı ve alkışların ardından açıklama sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu