GüncelMakaleler

PUSULA | Başkası Olmamak!

"Unutmamak gerekir ki yapılamayan, yerine getirilemeyen her görev adım adım bizleri biz olmaktan uzaklaştıran bir sürece ve yönelime sokar"

Devrimci her militan, büyük fedakarlık ve emek ortaya koymaya çalışmaktadır. Ancak henüz beklenen ve istenen sonuç alınamıyorsa oturup düşünmek gerekir. Nerede eksik kalınmaktadır? Tamamlanmamış olan nedir?

Sonuç almaya gidemeyen yolda eksik kalınan, hatalı olan nedir? Kısaca düşünme, bilgilenme ve pratikte ortaya konan eksiklikler nelerdir? Örgütleme ve müdahalede yaşanan yetersizlikler nelerdir?

Ne yapmamız ve nasıl olmamız gerektiği sorunu dünden bugüne tamamlanmayan ve bitmeyen, her zaman sorulması gereken sorulardır. Her sürecin ve anın, her komite ve militanın evrensel ve ortak yanları, sorunları olduğu gibi kendine ait olan özgünlüklerinin ve farklılıklarının olduğunu da bilmek gerekir.

Temel mesele burjuva-feodal sistemden tümden kopmak ve onunla yüzleşme cesareti göstererek çatışmaktır. Var olandan, ortaya konandan daha büyük bir çaba, daha güçlü bir irade ortaya koymaktır.

Görev ve sorunlar üzerinde daha ciddi bir yoğunlaşma, her zamandan daha fazla kendi gerilik ve yetmezliklerimizle hesaplaşma ve mücadele yürüterek köklü bir kopuş gerçekleştirmektir.

O ana kadar yapılanlarla yetinmek ve sınırlı kalmak, bizleri o ana kadar yaşananları tekrar etmekten ve benzer sonuçlar almaktan öteye götürmeyecektir. Kendimizi ve dışımızı değiştirici ve dönüştürücü bir tarzda sonuç alınamayacaktır. Her komite ve her militan şu soruyu sormalıdır: Daha fazla, daha bilinçli ne yapabilirim?

Sorgulamaktan ve kendimize soru sormaktan bir an olsun bile geri durmamalı, bizleri başarı ve zafere götürecek pratiğe ve yönelime girmek için elimizden geleni yapmaktan asla vazgeçmemeliyiz.

Demokratik halk devrimi, başarıların çoğaltılıp, kazanımların büyütülmesi ve sürdürülmesiyle kazanılır. Düşünme ve çalışma tarzını her gün, her an, her pratik ve görev karşısında yeniden düzenleyerek işe başlamak gerekir.

Düşünme ve bilgilenmede gerçekliğe ne kadar yakın olursak, gerçekliği değiştirmeye de o kadar yakın oluruz. Bunun için ortaya konan zamandan daha fazlasını ayırmak, daha önce yürütülen yoğunlaşma ve çalışmadan daha fazlasını yapmak, önce yapılan müdahale üzerinde durup yeniden düzenlemek, ortaya konan iradeden daha fazlasını göstermek gereklidir.

Çok zaman farkına varmadan tek yanlılığa düşülür. Olay ve gelişmenin bir yanına bakılır. Bir yan görülüp anlamaya çalışılır. Hem anlamada hem de çözmede bir yana, bir yöne ve bir tarafa önem verilir.

Diğer yan, yön ve taraf ya yeterince görülmez ya da görülse bile gerekli önem verilemez Soruna müdahale de ise bir parçaya, bir yana ve tarafa yoğunlaşılır. Diğer yan, karşıt tarafa yani göremediğimiz yana hiç yönelinmez. Düşünme ve bilgilenme de düşülen tek yanlılık müdahale tarzına da yansır. Dolayısıyla beklenen ve planlanan sonuç elde edilemez.

Komite toplantıları, eğitim çalışmaları, eleştiri özeleştiri değerlendirmeleri yapılarak öncülük yapıldığı sanılır. Ancak öncülük görevinin bununla sınırlı olmadığını, bu çalışmaları örgütlemenin yetmediğini görmek ve anlamak lazım. Eğer tek tek yoldaşların gelişim çizgileriyle, sorun ve yaşadığı sıkıntılarla ilgilenilemezse, onları anlayan, kavrayan-değiştiren-dönüştüren çizgi oluşturulamazsa, öncülük adına önceden yapılanların yetmediğini görmek ve  kabul etmek lazım.

Burjuva feodal sistem içinde yaşanıyorsa ona ait olan düşünsel-yaşamsal zaaflar topluma ve insana yüklenmektedir. Dolayısıyla kendimizle, dışımızla insan ve kitlelerle uğraşmak demek içinde yaşadığımız sistemle uğraşmak demektir.

Oldukça zor bir görevle karşı karşıya olduğumuzu bilmek ve anlamak gerekir. Kolay ve rahat bir işle uğraşmadığımızı bilmemiz gerekir. Her bir gelişme ve olayı, her bir pratiği ayrıntılı incelemek, bilgilenmek ve çözmek zorundayız. Değiştirmek içinde güçlü, örgütlü ve iradi müdahale gereklidir.

Kendimize ve dışımıza müdahalede ideolojiyi esas alan bir tarzı yakalamalıyız. İdeoloji esas, örgütsel müdahale tamamlayıcı olmalıdır. Gerçeğe en yakın anlama gücü ancak gerçeği değiştirebilir. İdeolojiye en ileri düzeyde hakim olan gerçeği anlar-kavrar-çözer ve değiştirir. Bu yolda güçlü adım atabilirsek kendimiz oluruz. Aksi durumda başkası olmaktan kurtulamayız.

Görev ve sorumluluklarımızı layıkıyla ve hakkıyla yerine getirebildiğimiz oranda kendimiz oluruz yoksa başkası olmaktan yani küçük burjuva olmaktan kurtulamayız.

Unutmamak gerekir ki yapılamayan, yerine getirilemeyen her görev adım adım bizleri biz olmaktan uzaklaştıran bir sürece ve yönelime sokar. Farkında olmadan başkası olmaya başladığımızı görüp kendimize, dışımıza güçlü ve etkili müdahale etmeliyiz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu