GüncelMakaleler

Rojava Direnişi | Serekaniye Direnişi Kazandı, Rojava Devrimi Kazanacak!

"Sorun artık uluslararasıdır ve başta Kürt halkının mücadelesi olmak üzere, bölge halkının mücadelesi geniş bir destek bulmaktadır. Bu ise devrimin daha şimdiden kazandığını göstermektedir"

Faşist TC devletinin emperyalist güçlerin izniyle Kuzey Suriye’yi işgal girişimi belli sonuçlara ulaşmış görünüyor.

ABD emperyalizminin bölgeden askeri güçlerini çekmesiyle, bu durumu kendisine bir fırsat olarak gören TC devleti, işgalci ve ilhakçı yüzünü bir kez daha gösterdi. Başta örgütlediği DAİŞ artığı çeteler olmak üzere teknik ve teknolojik üstünlüğünü kullanarak Rojava’ya saldırdı. Ancak karşısında kendi topraklarını koruyan QSD savaşçılarını, devrimci komünistleri, enternasyonal savaşçıları buldu.

Bütün gücüyle yüklenmesine, teknik ve teknolojik üstünlüğünü kullanmasına rağmen sahada çok da ilerleyemedi. Özellikle Serakaniye Direnişi tarihsel bir dönüm noktası oldu ve faşist TC’nin işgal saldırısının kırılmasında belirleyici bir rol oynadı.

Direniş beraberinde ABD emperyalizminin TC faşizminin tasmasını sıkmasını ve R.T.Erdoğan’ın mal varlığı dahil çeşitli yaptırımları devreye sokmasını getirdi. Daha önceden planlandığı ve ortaklaşıldığı anlaşılan “limit”ler hatırlatıldı. “Ateşkes” ilan edilmek zorunda kalındı. Ancak sahada saldırılar sürdü.

Faşist Erdoğan ve TC rejimi, bu kez de yönünü Rus emperyalistlerine döndü. Ruslarla imzalanan mutabakatla, işgal saldırısı şimdilik durdu. TC faşizmi Tel Abyad ile Serekaniye arasındaki sahayı işgal etti. Ancak varılan mutabakatta, TC faşizmi bir zamanlar devirmek için yola çıktığı Esad rejimini, Rusya aracılığıyla tanımak zorunda kaldı. Bu son derece önemlidir ve önümüzdeki süreçteki gelişmeleri belirleyecektir.

Durum, TC ve Erdoğan açısından bir “pirüs zaferi”dir. Faşizm, işgal saldırısıyla belli toprak parçalarını işgal ve ilhak etse de bu durum ileride sorun olmaya devam edecektir.

Şimdiki durumda TC faşizmi, Rusya’yla varılan mutabakat çerçevesinde, özellikle İdlip’te beslediği ve koruduğu cihatçı çeteleri çekmek zorunda kalacaktır. İlerleyen süreçte başta Afrin olmak üzere, işgal ve ilhak ettiği Bab-Cerablus hattını ve elbette son olarak işgal ettiği Tel Abyad-Serekaniye hattını boşaltmak gerçeği ile de karşı karşıya kalacaktır.

Rojava Devrimi boğulmak isteniyor!

Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, ezilen sınıflara, halklara yönelik vahşi katliamlara imza atan emperyalist güçler, son olarak Rojava Devrimi karşısında da sınıfsal karakterlerini göstermiş durumdadırlar.

Emperyalistler ve bölge gericiliği el birliğiyle Rojava’da ortaya çıkan kazanımları tasfiye etme amacında ortaklaşmışlardır. İşgal saldırısı öncesinde yapılan pazarlıklar, işgal saldırısı sırasında yaşanan gerçekler ve alınan tutumlar bu gerçeği bir kez daha teyit etmiş durumdadır.

Faşist TC’nin Rojava’ya yönelik işgal ve ilhak saldırısının arkasında yatan neden elbette ki bölgedeki kazanımların yok edilmesidir. Olabildiğince geriletilmedir. Faşizm başından itibaren bu hedefini gizlememiştir. Suriye topraklarında daha önce gerçekleştirdiği işgal saldırılarına bir yenisini eklemiş ve başta Kürtler olmak üzere bölge halklarının özgürce ve bir arada yaşama girişimini boğmak istemektedir.

İşgal ettiği topraklara kendi denetimindeki çeteleri yerleştirerek, önümüzdeki süreçte elini güçlendirmek istemektedir. Antakya’nın, Kıbrıs’ın, Afrin’in işgali buna örnektir.

Faşizm açısından şimdiki durumda tek kazanım Rojava Kürtlerinin başta “özerklik” olmak üzere, toplamda devrimin kimi kazanımlarının geriletilmesidir. TC faşizmi, Suriye Kürtlerinin mümkün olduğunca zayıflatılmasını ve Esad rejimiyle masaya bu şekilde oturmasını sağlamıştır. Ki bu durum, Rusya’nın ve Esad rejiminin işine gelmiştir.

Direniş sürecek, Rojava kazanacak

Şimdiki durumda başta Serekaniye direnişinde olduğu gibi, Rojava Devrimi direnmeye devam edecektir. Ancak kabul edilmelidir ki; güçler dengesi son derece eşitsizdir. Bu durum kimi taktiksel adımların atılmasını, devrimin bıçak sırtında bir şekilde yürümesini doğurmuştur. Hayallerle değil gerçeklerle uğraşmak devrimcilerin işidir.

Şimdi de yapılması gereken budur.

Direniş sürerken Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Komutanı Mazlum Ebdi’nin şu açıklaması aslında sahada yaşanan gerçeğe işaret ediyordu: “Biliyoruz ki Rusya ve Suriye ile anlaşmak için acı verici tavizlere mecburuz. Ama taviz vermekle halkımızın can güvenliği arasında tercih yapacaksak şüphesiz halkımızın canını kurtarmayı tercih ederiz.” (14.10.19).

Bu değerlendirme nesnel gerçekliğe uygundur. Direniş ne kadar kahramanca ve tavizsiz olsa da güçler dengesi bellidir.

Buna uygun konumlanmak ve halkın can güvenliğini her şeyden önde tutmak doğru olandır. Çünkü en başından itibaren düşman çeteleri aracılığıyla hiçbir kurala uymayan bir savaş ve saldırganlık yürütülmekte, hatta direniş kendini gösterdiği ve uzadığı oranda, faşizm kitle imha silahları da dahil olmak üzere teknik ve teknolojik üstünlüğünü devreye sokmaktan imtina etmemektedir.

Rojava Devrimi’nin, başta Kürt ulusal özgürlük hareketi olmak üzere, bölge halkının kendi öz gücüne dayanmasından başka seçeneği yoktur.

saldırısında ortaya çıkan durum, bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. Ortaya çıkan bir diğer gerçek ise Rojava Devrimi’nin, Kürt halkının direnişinin en önemli müttefikinin ezilen dünya halkları ve proletaryası olduğudur.

İşgale karşı küresel çapta gösterilen tepki ve gerçekleştirilen dayanışma eylemleri, gerçekte kazananın kim olduğunu göstermiş durumdadır. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Sorun artık uluslararasıdır ve başta Kürt halkının mücadelesi olmak üzere, bölge halkının mücadelesi geniş bir destek bulmaktadır. Bu ise devrimin daha şimdiden kazandığını göstermektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu