GüncelMakaleler

ROJAVA | Özgürlük ateşinden Rojava devrimine kısa bir yolculuk!

"Bir direniş başlar... Cüretli bir adım atılır, Ortadoğu “karanlığında” eve hapsolan yiğit kadınlar dünya gericiliğine karşı mücadelenin literatürüne Rojava kadın devrimini kalın harflerle yazar"

Bir direniş başlar… Cüretli bir adım atılır, Ortadoğu “karanlığında” eve hapsolan yiğit kadınlar dünya gericiliğine karşı mücadelenin literatürüne Rojava kadın devrimini kalın harflerle yazar.

Kobane’de başlayan kıvılcım Rojava mevzilerine, oradan Türkiye metropollerine, Türkiye Kürdistanı’ndan Avrupa sokaklarına ve yer kürenin herhangi bir parçasında “Biji Rojava”, “Biji Kobane”, “Biji Afrin” sloganı olarak karşılık bulur.

Halkların, kültürlerin birbirinden ayrıldığı, sınırların çizildiği zamanlardan devrim ateşinin yakıldığı kıvılcıma yani 2012’ye kadar sayısız isyana, direnişe sahip bu coğrafyada direnmek adeta yaşamak için zaruri bir ihtiyaç. Çünkü bu topraklar bir halkı ikiye, bir ulusu dörde bölen ilhak politikasının yaşam bulduğu alan. Çünkü bu toprakların sınır hattındaki Kürtler neredeyse aile boyutunda birbirinden ayrılmışlar.

Bugün Kobanê ya da Afrinli bir aile ile konuştuğunuzda mutlaka sınır hattının diğer yakasında bir akrabasının olduğunu söyler. Buradaki halkların sınırın diğer yanı ile kopmaz bağları vardır. Ailelerin bir kısmı tren raylarından esinlenerek verilen ad olan Binxet’de yani tren hattının güneyindeki Suriye Kürdistanı’nda, diğer kısmı da Serxet’te yani tren hattının kuzeyindeki Türkiye Kürdistanı’nda kalmış. Ne yazık ki ne Binxet’ın ne de Serxet’ın adı Kürdistan; biri Suriye, diğer Türkiye toprakları ile anılıyordu.

Rojava halkı devrimin başlangıcı olarak Kobanê’yi gördü!

Kobanê Halk Meclisi, 19 Temmuz 2012’de bu makus talihi “değiştirerek” önemli bir adım atmıştı. Tüm dünyanın gözleri önünde başlayan direniş ateşinden sonra Kobanê halk meclisi kentin yönetimini üstlenerek Rojava’daki devrim ateşini yaktı. Devrimin Kobanê’de başlamasının bir önemi de halkın el konulan mülklerinin geri almasıydı. Halk Meclisi’nin ilk kararlarından biri de bu oldu.

O tarihten sonra Rojava her türlü saldırının hedefi olurken, aynı zamanda tarihsel bir direnişe de sahne oldu. 2012 Temmuz’undan bu yana Rojava’da halk güçlerinin dişiyle tırnağıyla savunduğu bitmemiş bir devrimsel süreç devam ediyor.

 

Renkleri, zılgıtları, halayları, emekleri ile yaratılan kadın devrimi!

Rojava’nın silahlı gücü YPG (Halk Savunma Birlikleri) özgün silahlı kadın gücü, kadın ordusu YPJ (Kadın Savunma Birlikleri), Rojava’yı Baas rejiminden ve IŞİD’den temizleme, savunma savaşında en başından itibaren yer aldı ve kadınlar bu mücadelenin eşit bileşenleri olarak kendilerini bu mücadele ile ilan ettiler. Kadın devrimi elbette kadın ordusu olmadan gerçekleşemez ve korunamazdı.

Kadın ordusunun yarattığı kazanım ve özgürlükleri komün, meclis ve tüm örgütlenme ağlarında ve adalet sağlayan mekanizmalarla eril ve baskıcı Baas rejiminin kalıntılarını hafızalardan silmek, kadın düşmanı siyaseti ve yaşamı değiştirip dönüştüren Kongra-Star aracılığıyla bilince çıkarmaya çalışıyor.

Demokratik sistemi inşa eden Arap, Kürt, Süryani, Ermeni, Türkmen, Asuri vb. kadınlar dili, kültürü, ekonomisi, ekolojisi, adaleti ile devrimin, yaşamın inşası için elzem olan tüm mekanizmalar içinde en aktif, en önde ve güçlü savunucu olarak bir irade sahibi oldular.

Kurulan meclislere kadınların dahil edilmesine büyük önem verildi ve hatta şehirlerde kadınlar kendi ayrı meclislerini oluşturdular. Kadınları ilgilendiren bütün sorunlarda karar mekanizması olarak kadın örgütleri/organları/meclisleri esas kabul ediliyor. Kamu dairesinde yüzde 40 kadın kotası uygulaması kararlılıkla gerçekleştiriliyor. PYD (Demokratik Birlik Partisi) eşbaşkanlık sistemini uyguluyor.

Rojava Anayasası’nın kadınların hak ve özgürlüklerin garanti altına alan bazı maddeleri şöyle:

6. Madde: Demokratik Özerk Yönetimlerde her şahıs ve oluşum erk ve haklar bakımından yasalar önünde eşittir.”

22. Madde: Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin sivil, siyasi, kültürel, toplumsal, ekonomik maddeler ve ilgili tüm bildiriler bu Toplumsal Sözleşme’nin bir parçasıdır.”

23. Madde: Herkes etnik, dil, cinsiyet, din, mezhep ve kültürel kimliğini yaşama hakkına sahiptir.”

27. Madde: Kadınların siyasi, toplumsal, ekonomik, kültürel ve her türlü yaşam hakkı vardır (güvence altına alınır)

28. Madde: Kadınlar, özsavunma ve her türlü cinsiyet ayrımını kaldırma, reddetme hakkına sahiptir.”

29. Madde: Toplumsal Sözleşme, çocuk haklarını güvence altına alır, çocukların çalıştırılması, çocuklara fizik ve psikolojik işkence yapılması ve çocukların küçük yaşta evlendirilmesini yasaklar.”

47. Madde: Demokratik Özerk Yönetimlerin üye sayısı kentlerin ve bölgelerin nüfus sayısına (oranına) göre belirlenir ve cinsiyet kotası yüzde 40’tan (% 40) az olamaz. Aynı zamanda seçim yasasına göre; Süryani ve gençlik temsiliyet kotası da özel olarak belirlenir.”

65. Madde: Mahkemelerdeki temsiliyette de yüzde 40 (% 40) cinsiyet kotası uygulanır.”

86. Madde: Kadın temsil oranı tüm kurum, yönetim ve kurullarında yüzde 40’tan az olmamalıdır.”

90. Madde: Eğitim yöntemler ve müfredatında da siyasetten uzaklaştırma, ırkçı ve şoven kavramları kaldırılır. Bunların yerine toplumsal çok renklilik ve çok kültürlülüğü koyar.”

 

Rojava’da Yaşam Devam Ediyor!

“Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devletine izin vermeyiz” konuşmalarına ya da “Kobani düştü düşecek” demeçlerine inat Rojava’da halklar kardeşçe kendi devrimine sahip çıkıyor ve yeni bir yaşam inşa ediyor. Tüm işgale ve ilhaka karşı topraklarını savunan başta Kürt halkı olmak üzere, Arap, Süryani, Keldani, Asuri, Ermeni vb. halkları Serekaniye ya da Til Temir cephe hattında tüm iradesi ve inancı ile savaştığına tüm dünya tanıklık etti.

Direnen, özgürlüğü seçen Rojava halklarının 19 Temmuz iradesinden 9 Ekim TC işgaline kadarki tüm süreci düşmanın tüm teknolojik üstünlüklere rağmen irade ve inanç bize halkların hep birlikte nefes aldığı ve o birlikteliğin yarattığı coğrafyayı işaret ediyor.

Ne savaşın ne işgalin bitmediği her an bir yerde bombanın patladığı ya da patlayacağı, sürekli keşif uçuşlarının ya da savaş uçaklarının “gezindiği” bir yaşam Rojava. Tüm bunlar burada yaşayan halkları yolundan geri çevirmiyor. Yaşayan tüm halklar mücadelesine devam ediyor, kadınlar kadın kazanımları için mücadele ediyor, gazeteciler “nasıl daha iyisini yapabiliriz”e yoğunlaşıyor, akademiler eğitim seviyesini yükseltmeye hem yaşamın hem de savaşın ihtiyacı için daha fazla çalışıyor.

Ortadoğu coğrafyasında Kürtler ve ilerici insanlık ilk kez demokratik özgür bir yönetim inşa etmeye çalışıyor. Bütün baskıcı zorba yönetim ve sistemlere karşı bir irade ve kararlılık ortaya koyuyor.

Eskiye köhnemişe meydan okuyarak yeni bir yol açmaya çalışıyor. Bu değerli ve önemli kazanımların korunması savunulup yaşatılması için başta halkların birlik, mücadele fikri ve kararlılığı güçlendirilmelidir.

Dünyanın ve bölgenin havasının zorbalıkla kirletildiği soluksuz bırakılmaya çalışıldığı günümüzde özgürce solumanın ağır bir o kadar yerine getirilmesi gereken zorlu devrimci görevleri ve sorumlulukları vardır.

Başarılması gereken budur. Bunu başaracak bilinç kararlılık ve örgütlülük vardır. Halklar tarihlerinde hiç olmadıkları kadar büyük bedeller ödeyerek acılar yaşayarak elde ettikleri özgür yaşamlarını koruyacak güçtedirler. (Bir TKP-ML TİKKO savaşçısı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu