GüncelManşet

Rojava ve Şengal İçin Harekete Geç!

Ülkemiz coğrafyaları gün geçmiyor ki; artık bir işçi, bir madenci, bir devrimci, bir sosyalist, bir Alevi, bir Kürt kanıyla sulanmasın. Akan kanlar Dersim’de, Sivas’ta,  Roboskide, Gezi’de, Soma’da, Lice’de, Gazze’de,Torunlarda sel olup çığlığa dönüştü. Oynanan oyunlar, yazılan senaryolar yılmadan dimdik ayakta duran halkın öfkesi ve nefreti karşısında  her zaman yönetmenleri ve senaristleri  başrol değişikliğine sürükledi. Şimdi yeni bir oyun yazılıyor. Yönetmenlerimiz belli emperyalizm ve onun uşakları. Yer Rojava.

Rojava’da destansı bir tarih yazılıyor. S. Kürdistan’ında Kürt halkının direnişi her geçen gün büyüyor ve karşısında onların direnişini engellemek için emperyalistler ve taşeronları her zaman ki gibi yeni katliamlara girişiyor. Rojava direnişinin üç merkezinden biri olan Kobane’de eli kanlı, kadınları pazarlarda köle olarak satan, diri diri toprağa gömen, Kürt, Alevi, Hıristiyan, Ezidi, Müslüman demeden öldürmekten çekinmeyen IŞİD’e karşı  Kürt halkı ve YPG amansız direniş sergiliyor, halkları açlıktan, susuzluktan ve yok edilmekten kurtarmak için gece gündüz savaşıyorlar.

 Kürdistan’da T.C yi Görebilmek…

Türkiye Kürdistanı topraklarında  devlet Suruç (Pirsus) ‘ta sınırdan IŞİD’in geçişlerini engellemek ve IŞİD teröründen kaçan mazlum halkları kurtarmak  için giden halka gaz bombaları, gerçek mermi, tazyikli suyla saldırıyor. İlçede resmen olağanüstü hal ilan edilmiş durumda devlet terörü esiyor. İlçenin her noktasında akrepler, kirpiler, panzerler, tomalar, çevik kuvvet ekipleri ve jandarmalar halka gözdağı vermekte, sindirmekte, korkutmakta ve pervasızca halka saldırmaktadır.

Türkiye’de devletin zulmüne az çok şahit olmuştuk. Gezi’de, Berkin’de, Soma’da Polis terörünü görmüş ve hissetmiştik. Şahit olduğumuzun en basit örnekleri bunlar. Ancak Suruç’u görünce yani Kürdistan’ı görünce asıl devleti de görmüş oluyoruz. Ne kadar zorba olabileceğini, ne kadar acımasız olabileceğini, ne kadar çirkinleşebileceğini yani maskesiz gerçek yüzünü de tüm çıplaklığıyla görmüş bulunuyoruz. İnsan psikolojisini alt üst eden o polis telsizinden yapılan anonsları duymak, o panzerlerin 80 yaşındaki anayı kovaladığını, akreplerin insanları taşıyan otobüsleri devirmek için bilinçli olarak çarpmalarını, insanları 20 cm öteden hedef alarak gaz bombasıyla yaralamalarını, gerçek mermileri insanların üstüne yağdırmasını görmek anlatılmaz yaşanır niteliktedir.

Tüm bunlara rağmen çevre illerden akın akın insanlar gelmekte ve Suruç halkıyla dayanışmayı ve direnişi büyütmektedirler. Halk muazzam bir direngenlik gösteriyor; yorgunluğa, açlığa, susuzluğa rağmen daha yaşanabilir dünya için düşmana karşı mücadele ediyorlar.

 Her şeye Rağmen Yapabileceklerimiz Var…

Rojava’da bu tarihsel direnişe tanık olduk ve oluyoruz.  Biz  bu zulmü Geziden tanıyoruz, kardeşliği, direnmeyi, aynı barikatlarda çatışmayı, polise taş atmayı Haziran isyanı öğretti bize. Gezi bunları bize öğrettiği kadar öğretmediği şeyler de var. Öğretmedikleri için de umudumuz, azmimiz ve samimiyetimiz var.

 Biz açlığı, susuzluğu Şengal’deki Ezidilerden, üşümeyi Kobanê’den, Rojava’dan öğrenebiliriz. Susuzluktan ölen Êzidîler için, üşüyen Rojava halkı için yardım elimizi uzatalım. Halk gençiliği olarak üzerimize düşen sorumlulukların bilincinde olup, Rojavayla dayanışmayı büyütelim. Gençlik olarak her gün 1 TL’mizi, 2 tane hırkamızın birini,evde var olan ilaçlarımızı, fazla olan battaniyelerimizi kısacası ekmeğimizi bölüşebiliriz. Asıl ihtiyacı olan onlardır.

Emperyalistlere karşı, onların taşeronlarına karşı, IŞİD’e karşı onların bu senaryolarını bir kez daha bozacağımızı ilan ediyoruz! Gençlik olarak bizi her defasında düşmandan üstün kılan ve asla kaybetmeyeceğimiz umudumuz, irademiz ve azmimiz için Rojavayla dayanışmayı büyütüyoruz. Egemenler unutmamalıdır ki; rüzgar çiçeğin yüzünü ne kadar eğse de o çiçek mutlaka güneşi görecektir.

Rojava için, Kobane için ya şimdi ya hiç..!

Bir YDG’li

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu