GüncelMakaleler

SENTEZ | DAİŞ Kobane’de Yenildi, Faşist TC de Yenilecek!  

"DAİŞ, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm emekçi ezilen halkların emek ve mücadeleleri sonucu Kobane’de yenilgiye uğradıysa, aynı yenilgiyi bu sefer de faşist TC devleti daha ağır yaşayacaktır.

Kobane’nin DAİŞ çetelerinden özgürleşmesinin 8. yıldönümü kutlamaları altında Kobane bu defa da faşist TC devletinin işgal saldırıları tehdidi altındadır. Rojava özgülünde emperyalist devletlerin ve onun yerli işbirlikçilerinin hesapları bir hayli fazladır. Pastadan daha fazla pay alma hesaplarıyla hareket edilirken, bu pay savaşında en ağır hesap yine ezilen halklara ödetilmek istenmektedir. AKP-MHP faşist bloğunun yakın tarihte gerçekleşmesini planladığı seçimler öncesi, hem Türkiye ve Türkiye Kürdistanı halkına hem de Rojava halkına yönelik son savaşını vereceği bu savaştan da bir zaferle çıkmak istediği zaten uzun süredir bilinen bir gerçektir. Faşist iktidar, seçimler öncesi istediği zaferi Medya Savunma Alanları’nda uzun süreden beridir gerillaya yönelik sürdürdüğü yoğun hava ve kara saldırılarından alamamış, sahte zafer balonu elinde patlamıştır.

TC ordusu, gerillanın yürüttüğü savaş karşısında öylesine zorlanmıştır ki, bu durumu kimyasal silah kullanarak aşmaya çalışsa da başarılı olamamış, ele geçirdiği birçok bölgeyi bırakmak zorunda kalmıştır. Medya Savunma Alanları’nda istediğini alamayan faşist TC devleti, devrimin başından itibaren gözünü diktiği Rojava topraklarını hedef almış, “şansını” bir de burada denemek istemektedir. Bunun amaçla, 11 yıl boyunca istihbarat kurumları dışında herhangi bir resmi görüşmede bulunmayan AKP hükümeti, Suriye hükümeti ile 28 Aralık’ta savunma bakanları düzeyinde görüşmüş, bu görüşmelerin devam edeceğini bildirmiştir. Suriye Devlet Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Esad’ın TC devleti ile anlaşmasının şartının ise “TC’nin Suriye topraklarındaki işgalinin sona ermesi ve teröre verdiği desteği kesmesi” olduğu ifade edildi.

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat da Şam’da İran Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında Esad’ın sözlerine paralel, işgal ortadan kalkmadan Türkiye ile normal ilişkilerin kurulamayacağını, Erdoğan ve Esad’ın biraraya gelmesinin “uzlaşmazlık olan unsurların ortadan kalkmasına bağlı olduğunu” söyledi. TC-Şam görüşmeleri, Rusya’nın arabuluculuğuyla yapılırken Rusya, Esad yönetimini ayakta tutmaya çalışmakta ayrıca Rojava Özerk Yönetimi’ne bağlı bölgeler de dahil olmak üzere Suriye’nin tamamında Suriye rejiminin hakimiyetini doğalında da kendi egemenliğini kurmak istemektedir. Diğer taraftan Rusya özellikle Ukrayna’daki savaşta AKP-MHP faşist hükümetinin üstlendiği rolü sürdürmesi için Erdoğan’ın hükümette kalması amacıyla seçim öncesinde bazı isteklerini yerine getirmek için uğraşacaktır. Esad hükümetinin anlaşma yapması için öne sürdüğü şartlar her ne kadar ortada olsa da, TC devleti de işgal ettiği Afrin, Serekaniye, Gıre Sipi, İdlib, Cerablus ve Bab bölgelerinden, kendisine bağlı çete gruplarından ve onlar üzerinden Suriye’ye egemen olma hayallerinden kolay kolay vazgeçecek görünmüyor. İran da bir yandan Esad’ı desteklerken, TC’nin Suriye topraklarındaki etkisinden oldukça rahatsızdır. Bundan kaynaklı her iki devlet de TC’nin Suriye’deki etki alanının genişlemesiyle sonuçlanacak herhangi bir yakınlaşmadan anlaşmadan taraf olmayacaktır.

Emperyalistlerin TC’ye desteği sürüyor

27 Ocak’ta Cizre Bölgesi Demokratik Özerk Yönetim Yürütme Meclisi, ABD Dışişleri Bakanlığı Kuzey ve Doğu Suriye Temsilcisi Nicholas Grainger ile Qamişlo’da bir görüşme gerçekleşti. Görüşmede Özerk Yönetim, Koalisyon güçlerinin DAİŞ’e karşı mücadelede QSD’ye verdiği desteğin sürdürülmesini isterken aynı zamanda TC devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı tehdidine karşı güçlü tavır gösterilmesini istediler. Görüşmede Nicholas Grainger “çabalarını sürdüreceklerini ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik herhangi bir saldırıyı önleyeceklerini ve DAİŞ ile mücadelede QSD’ye desteklerini sürdüreceklerini” söylemiştir. Yine MİT başkanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz günlerde ABD’nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu Özel Koordinatörü Brett McGurk ile Dubai’de bir görüşme gerçekleştirdiği iddia edilmiş, görüşmede ABD’nin Fırat’ın doğusuna herhangi bir operasyona sıcak bakmadığını ifade ettiği söylenmektedir. Bu durumda “Fırat’ın batısı” olan Minbiç, Tıl Rıfat- Şehba hattına yönelik herhangi bir saldırıya sıcak baktıklarını söylemektedirler ki, yine aynı zamanda Özerk Yönetim’in kuruluş tarihi olan 20 Ocak 2018’de TC devletinin Afrin’e yönelik başlattığı saldırılarda hem ABD hem Rusya bu işgale destek vermişlerdir.

ABD’nin başını çektiği koalisyon güçleri, Özerk Yönetim’le kurduğu ilişkiyi sadece DAİŞ’e karşı sürdürdüğü ortak operasyonlarla sınırlandırmakta, söz konusu faşist TC devletinin saldırıları olduğunda “kınama” açıklamalarının dışında bir şey yapmamakta, TC’ye desteğini kendi emperyalist çıkarları doğrultusunda sürdürmeye devam etmektedir.

Yine dönem dönem, Özerk Yönetim ile Esad hükümetinin görüşmeleri sürmektedir. Son olarak Rojava Özerk Yönetim temsilcisi Bedran Çiya Kurd ile bir heyet, Şam’da hükümetle bir görüşme gerçekleştirmiş, bu görüşmelerden somut herhangi bir sonuç çıkmamıştır. Çünkü Esad Hükümeti, TC’nin Rojava’ya yönelik saldırı hazırlıklarını Özerk Yönetim’e karşı bir tehdit olarak kullanmayı sürdürmektedir. Bu tehditlerle öne sürdüğü şartların yerine getirilmesi için Özerk Yönetim üzerinde bir baskı kurmaya çalışmaktadır. Rusya ve Şam hükümeti, Minbiç, Til Rifat gibi bölgeleri de içine alan bölgelerin kendilerine teslim edilmesi için Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi üzerinde baskı kurmaktadır. Esad hükümeti ne Rojava Özerk Yönetimi’ni ne QSD’yi kabul etmektedir. Zaten esas istedikleri devrimi ve devrimin tüm kurumlarını tasviye ederek kendilerine bağlamaktır. Özerk Yönetim, her ne kadar Şam hükümeti ile ilişkilerinin gelişmesi ve birlikte hareket etmeyi istese de bu ilişkinin esasta Özerk Yönetim’in tanınması üzerinden gerçekleştirilebileceğini ifade etmektedirler.

MİT, bölgede saldırılarını sürdürüyor

QSD komutanı Mazlum Abdi, faşist TC ordusunun Şubat ayının ortalarında Kobane’ye saldırma planları olduğunu ifade ederken, bir taraftan faşist hükümetin saldırı planlarını deşifre etmekte, diğer taraftan da olası bir saldırı için hem Rojava halkının hem tüm ezilen halkların bu tehdit karşısında hazırlanmasını ve tutum almasını beklemektedir. TC’nin hemen her gün düzenlediği keşif, obüs, havan saldırıları sürerken, diğer taraftan da TC’nin saldırı ve tehditlerine paralel DAİŞ’in kendini yeniden örgütleme ve saldırı hazırlıkları devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl 20 Ocak’ta Sînaa Cezaevi’nde DAİŞ çetelerinin gerçekleştirdiği saldırıların bizzat MİT eliyle organize edildiği ortaya çıkmıştı. MİT, bölgede hem DAİŞ eliyle hem kendi ajan-işbirlikçi istihbarat ağını yaratarak saldırılarını sürdürmeye devam etmektedir. Buna karşın Rojava halkı ve QSD hem dışardan hem de içeriden gelen saldırılara karşı mücadeleyi sürdürmektedir. 25 Ocak’ta QSD’nin 5.000 savaşçı ile Rakka’da DAİŞ’e karşı yaptığı ve 80 noktaya baskın düzenlediği operasyonda içinde Rakka vilayeti valisi olarak bilinen bir çetenin olduğu toplamda 80 çete yakalandı. Bu çetelerin TC tarafından işgal edilen bölgelerden beslendiği ve desteklendiğini ifade etmeye gerek yok. Benzer bir operasyonda yine 24 Ocak’ta YBŞ’nin öncülüğünde Şengal’de KDP ve MİT kontrolündeki ajan ağına yönelik hayata geçirilen “İntikam Operasyonu” oldu. YBŞ’nin öncülüğünde gerçekleştirilen operasyonda MİT’e ve KDP’ye bağlı çok sayıda ajan-işbirlikçi yakalandı.

Kısacası Kürt ulusuna yönelik saldırılar, dört parçada da en kirli şekilde sürmektedir. Emperyalistlerin ve gerici faşist işbirlikçilerinin besleyip büyüttükleri ve ezilen tüm halkların başına bela edilen DAİŞ, yine tüm ezilen emekçi halkların desteğiyle verilen savaşta Kobane’de yenilgiye uğratıldı. Bu yenilgiyi yıllardır hazmedemeyen faşist TC, gözünü yine bu topraklara dikmiş durumdadır. Ama nasıl ki, 8 yıl önce DAİŞ, başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm emekçi ezilen halkların emek ve mücadeleleri sonucu Kobane’de yenilgiye uğradıysa, aynı yenilgiyi bu sefer de faşist TC devleti daha ağır yaşayacaktır.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu