GüncelManşet

“Sistem yamalı bohçaya dönmüş, daha ne kadar dayanır bilinmez”

Mersin: Özgür Gelecek Gazetesi olarak geçtiğimiz günlerde Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Sağlık Yüksekokulu öğrencilerince ziyaret edilen MEÜ Çiftlikköy Kampüsü’nde bulunan şantiyede çalışan Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Mezunu ve şantiye kalıpçısı Ömer Şimşek ile taşeron işçilik ve iş güvenliği konuları üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

– Taşeron çalışma saatleri nasıl, günde kaç saat çalışıyorsunuz?

– Normal resmi saat olan 8 saat çalışıyoruz, fazlası yok.

– Sendikalı mısınız? Değilseniz düşünüyor musunuz?

– Sendikalı değilim. Mevcut durumda zaten  taşeron işçiler Türkiye’nin hiçbir yerinde sendikalı olamıyor, olursa atılır. Ancak resmi kurumlar için çalışan taşeron işçiler bunu gerçekleştirebiliyorlar. Türkiye sendikalaşma konusunda oldukça geri kalmış. Hak gaspları haddinden fazla yaşanıyor ama inşaat sektöründe bir dernekleşme, sendikalaşma yok. Yani yasal olarak teoride böyle bir hak var ama uygulamada yok.

 

“Her türlü işçi suçlu oluyor”

– “İş güvenliği” konusuna gelelim. Son dönemlerde ülke genelinde çok fazla işçi ölümleri oluyor. İnşaatlarda, maden ocaklarında, tersanelerde… Sizce bu ölümler neden önlenmiyor? Yani işçi ölümleri en aza indirilebilecek neden bu konudaki çalışmalar hep eksik gedik yapılıyor?

– Türkiye’de insan hayatı zaten değersiz, ucuz. Bu yüzden gerekli şeyler yapılmıyor. Üretip geliştirme kültürü de yok. Bu kültür gelişmesin diye her şey yapılmış. Kimse yapması gerekeni hakkıyla yapmıyor. Her şey kağıt üzerinde tam olması gerektiği gibi, kurallara bakıyorsunuz 1. dünya standartları ama uygulamaya gelince 5. oluyor. Ben öncelikle şöyle söyleyeyim Türkiye’de OHSAS 18001 bayrağı asan hiçbir firma bunu gerçekten yerine getirmiyor, yalan söylüyorlar. Türkiye’de o seviyeye gelmeyen firmalar arlanmadan o bayrağı asıyorlar “bu firma OHSAS 18001iş güvenliği standartlarına uygundur” diye.

Daha sendikalaşma, dernekleşme, işçi eğitimi bile yok. Zaten mesele de burada başlıyor bütün bunlar yapılmadan iş güvenliği kuralları belirlenip uygulanmaya başlanırsa ‘sakat bir çocuk’ olur. Yani bu dikkatsizliğe, ters işleyen sisteme rağmen yine az ölüm oluyor bence. Mesela tersane bölgelerinde işçi ölümleri saklanıyor, az gösteriliyor, basına verilmiyor. İşçi ancak sendikalaşırsa hakkını alır daha insanca koşullarda çalışır. Paradan kaçınmak için alınmayan küçük önlemler alınmadığı için bir çok işçi kaybı oluyor. Olan işçiye oluyor, zaten her türlü ölen işçi suçlu çıkartılıyor.

 

“Sistem sakat, bir yerde patlar”

– Şu an üniversite içerisinde devam eden inşaatlarda sizce iş güvenliği sağlanıyor mu? Yeterli mi?

– Burada gördüğüm evet, üniversite dışındaki inşaatlara kıyasla burada daha çok ciddiye alınıyor. Ama tabi şöyle; mesela depremden sona yapı denetim firmaları çıktı. Bunlar müteahhitten para alıyor. Yani ben size para ödüyorum sonra gelin beni denetleyin diyorum. Siz beni bir yere kadar denetleyebilirsiniz. Çünkü paranızı benden alıyorsunuz. Benim yanlışlarımı açığa çıkarırsanız sözleşmemizi iptal ederim.

İş Güvenliği meselesi de bu şekilde işliyor. Mesela inşaatlara gelen doktorlar da paralarını aynı yerden alıyorlar. Aynı doktor 5 farklı şantiyeye bakıyor. Mesela ben mühendisim aynı zamanda, şu anda çalıştığım şirkette 5 ayrı inşaata imza veriyorum ve o şantiyeleri gözümle de görmüyorum, ayda bir bana raporları getiriliyor, sistem bu.

En başta söylediğim gibi teoride her şey var, pratikte hiç bir şey yok, bir alt yapı yok. İşçilere eğitim verilmiyor ama tüm sorumlu işçilermiş gibi gösteriliyor. Sorun sistem sorunudur. Türkiye’de sistem açıkları oldukça fazla ve bu açıklar üzerine kurulu bir düzen var. İşçiyi koruyan bir iş güvenliği yok, patronu koruyan bir “iş güvenliği” var. Mesela hiçbir şantiyede ben bugüne kadar “risk analizi” yapıldığını görmedim. İş güvenliğinden bahsediyorsak, işçiler gelip sahada çalışmaya başlamadan önce “risk analizi” yapılması gerekiyor.

Tsunamiden yıldırıma kadar en uçuk senaryolar bile hesaba katılmalı ve ondan sonra işçiler sahaya çıkmalı. Ama inşaat sektöründe tam tersi oluyor. İşçiler çalışmaya başlıyor, daha sonra güvenlik alınmaya çalışılıyor. Biz burada ne anlatırsak anlatalım asıl zsorun zaten sistem. Bizim sistem sakat, yamalı bohçaya dönmüş. Bunun üzeri kapatılmaya çalışılıyor. Daha ne kadar dayanır bilinmez, elbet bir yerde patlar.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu