Güncel

SMF, tutuklamalara ve baskılara karşı basın açıklaması düzenledi

Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) son süreçte üye ve taraftarlarına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalara karşı İHD İstanbul şubesinde basın açıklaması düzenledi.

H. Merkezi: Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) son süreçte üye ve taraftarlarına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalara karşı İHD İstanbul şubesinde basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasına Tutuklu Aileleri, SMF-HDP ittifak Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, Avukat Meral Hanbayat ve İHD Kadın Hakları Komisyonu üyesi Mürüvet Yılmaz katıldı. Basın açıklamasına ayrıca HDP ilçe yönetimi, HDP heyeti, Yeni Dünya İçin Çağrı ve DAF’ta katılım sağladı.

Basın açıklamasını SMF temsilcisi okudu. Okunan basın açıklaması şöyle:

Baskılar, gözaltılar, tutuklamalar demokratik haklar ve sosyalizm mücadelemizi engelleyemez!

Kapitalist-emperyalist dünya düzeninin sonucu olarak haksız savaşlar, zorunlu göç ve doğa tahribatının yaşandığı, işçi ve emekçilerin kazanımlarının geriletilmeye çalışıldığı, kadınlar ve LGBTİ’lere yönelik şiddet ve saldırıların arttığı bir süreçten geçmekteyiz.

Emperyalist bloklar arası çelişki ve çatışmada çıkar ilişkisine dayalı oluşturulan birlikler ve cepheler, güçler dengesine göre şekillenirken, bu şartları fırsat bilen egemen güçler kendilerinin belirledikleri uluslararası hukuku dahi yok sayıp, gerek ulusal gerek devlet sınırları dışında saldırı, işgal ve ilhaklar gerçekleştiriyor. Bu politikaların faturası ise ezilen mazlum halklara ödetilmek isteniyor.

Burjuva egemenlik sistemi kendi sebep olduğu tüm bu sorunların çözüm gücü olarak ise yine burjuva partileri ve hükümetleri göstermekte, bu vasıtayla halkı kendi haksız savaşlarının bir parçası haline getirmek istemektedir.

AKP-Erdoğan faşizmi de dünyadaki bu siyasal durumun ve sürecin bir parçasıdır. Resmi olarak kaldırıldığı iddia edilen OHAL, yeni düzenlemeler ve yasalarla hukuken süreklileştirilmiştir. İktidar, devrimci, demokratik, yurtsever ve sosyalist kurumlar ve bir bütün toplumsal muhalefet üzerinde süreklileşen bir terör uygulamaktadır.

Keyfi ve çoğu kez gayrı resmi gözaltılarla insanlara ajanlık ve işbirliği dayatılmakta, demokratik hak ve hukuka tekabül eden ifade ve eylem özgürlüğü gereği geçmişte yapılmış olan gösteri, miting vb. eylemlere katılmak, dernek ve kurum faaliyetleri yürütmek terörize edilerek bugün bir suçlama unsuruna dönüştürülmektedir.

AKP- Erdoğan iktidarının bu faşist saldırılarla amaçladığı, uyguladığı sömürü, baskı, zulüm ve terör karşısında gelişen toplumsal tepkiyi ve demokratik haklar mücadelesini bastırmak ve sindirmektir.

Son dönemde kurumumuz SMF’ye yönelik operasyonlarda 60’a yakın kişi gözaltına alınmış, onlarcası tutuklanmıştır. Yüzlerce yoldaşımız hakkında açılmış onlarca soruşturma ve dava bulunmaktadır. Yaklaşık iki ay önce kurumumuzun üye ve taraftarlarına yönelik gerçekleştirilen siyasi operasyonlarda 8 yoldaşımız gözaltına alınıp iki yoldaşımızın tutuklamasından sonra 22 Kasım’da yeni bir saldırı dalgası daha gerçekleştirilerek 14 yoldaşımız daha gözaltına alınmış, 8’i tutuklanmıştır. Tutuklananlar arasında Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi (YÇKM ) bünyesinde çalışmalarını sürdüren Sancı Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi Yazı Kurulu üyesi Duygu Kıt, Grup Munzur kolektifi üyesi Berivan Gülen ve Onur Yanardağ ve Halkın Günlüğü Gazetesi emekçisi Mahir Gürz de bulunmakta. Bu süreçte birçok yoldaşımız ise gayri resmi ve gayri hukuki yollarla ‘gözaltına alınma’, zorla alıkonulma, takip, tehdit, taciz gibi yöntemlerle yıldırılmak ve sindirilmek istenmektedir.

Davalar için gerekçe bulamayan polis ve savcılar, 1 Mayıs, Gezi eylemleri, 12 Mart ve İbrahim Kaypakkaya’yı anma etkinlikleri, Berkin Elvan cenazesi ve benzeri eylem ve etkinlikleri suçlama nedeni yaparak kendi koydukları hukuku dahi yok sayıp düzmece yöntemlerle sözde ‘terör örgütü’ davaları açmaktadır. 12 Eylül hukukundan kat be kat ağır bir süreç işletilmektedir. 12 Eylül’de işkence ile kanıt yaratılmak isteniyordu, Cemaat gerekçe uyduruyordu, AKP iktidarı ise gerekçe uydurmaya dahi gerek görmeden tutuklama ve ceza yoluna başvurmaktadır.

Açıkça beyan ediyoruz; polis fezlekeleri ve gayri hukuki düzmece kurgularla SMF’yi ‘kriminalize’ edemezsiniz. 1 Mayıs’a, Gezi eylemlerine, 12 Mart ve İbrahim Kaypakkaya anmalarına, Berkin Elvan ve devrimcilerin cenazelerine katılmak, sosyalizmi savunmak suç değildir.

Gözaltı ve tutuklama terörüne son verilmeli, tutuklu tüm devrimciler, yoldaşlarımız serbest bırakılmalıdır.

Gözaltı ve tutuklama terörüyle bizi yıldıramazsınız, bizler haklılığımızdan aldığımız güç ve kararlılıkla demokratik haklar ve sosyalizm mücadelemizi büyüteceğiz.

Canbaz: “Zorlu Bir süreçten geçmekteyiz”

Basın açıklamasının okunmasından sonra söz alan Dilşat Canbaz Kaya, zorlu bir süreçten geçildiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü; “Kendinden olmayan herkese karşı olan, onları baskı ve zor kullanarak sindirmeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Hepimizin bildiği üzere AİHM kararına rağmen Sayın Selahattin Demirtaş tutuklandı, aynı şekilde Sırrı Süreyya Önder ve dün gece de İdris Baluken arkadaşımız tutuklandı. Bu tutuklamalar gösteriyor ki adalet adına alınan kararlar siyasi kararlardır. Böyle bir “hukuk” devletinde yaşadığımızı göz önüne aldığımızda SMF ‘ye de yapılan bu baskılarda ayrı bir yerde durmamaktadır. SMF’ye dair yapılan tüm suçlamalar en demokratik en meşru haklardır. SMF içerisinde özelde gençlere yönelik ajanlaştırma ve baskıysa ayrı bir yerde durmaktadır Bilinmelidir ki bu baskı tüm muhalif kesimlere karşı yapılmaktadır. Bizler tüm bu baskılara karşı korkmadan yılmadan mücadelemize devam edeceğiz.”

“Hukuki mücadelemize devam edeceğiz”

Avukat Meral Hanbayat ise bu basın açıklamasına davet edilmeden önce yeni ne söyleyebileceğini düşünerek geldiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Toplumsal muhalefetin ağır şekilde baskı altına alındığı bu dönemde SMF de artan bu göz altılardan payını almaktadır. Anmaya katılmak, 1 Mayıs’a katılmak, Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak, 18 Mayıs İbrahim Kaypakkaya anmasına katılmak suç değildir. Bu durumlara karşı hukuki olarak mücadele yürütmekteyiz ancak sulh ceza hakimleri iktidarın siyasi komiseri olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bunlara karşı demokratik kurumlara sahip çıkmak ve birlikte mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor.”

“Kadınlara karşı baskının hem patriarkadan hem de kapitalist sistemden gelmektedir”

Son olarak söz alan İHD Kadın Hakları Komisyonu üyesi Mürüvet Yılmaz; Kadınlara karşı baskının hem patriarkadan hem de kapitalist sistemden geldiğini söyledi. Bu baskılara karşı kadınların birlikte mücadele ederek kazanacaklarını belirten Yılmaz, tutuklanan Duygu Kıt’ın Komisyon üyesi olduğunu ve derhal serbest bırakılmasını istedi.

Kaynak: Gazete Patika

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu