EmekGüncel

SÖYLEŞİ | Sinbo Direnişçileri: “Sadece kendimiz için değil, tüm işçiler için direniyoruz!”

Koronovirüs salgını nedeniyle geçici süreliğine kapatılan ya da çalışma süreleri mevcut durumdan dolayı azalan ve faaliyetleri kısmen de olsa imkansızlaşan işyerlerinin zararlarını azaltmak için “Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 17 Nisan’da yürürlüğe girdi. Kanunla birlikte ücretsiz izin uygulaması getirildi.

Uygulama sonucu birçok işyeri, çalışanlarını ücretsiz izne çıkardı. Sinbo firmasına ait Haramidere’de bulanan fabrika da bu kapsamda sendikalı olan 6 işçiyi 11 Eylül’de 2 ay boyunca ücretsiz izne çıkardı.

2 ayın bitmesiyle birlikte firma, işçilerin evlerine bilgilendirme kağıdı göndererek ücretsiz izni 2 ay daha uzattı. Bununla birlikte işçiler 18 Kasım’da fabrika önünde “Direniş Çadırı” kurdu. “Sendikalı oldukları için ücretsiz izine çıkartmalara, işten çıkarmalara, kölelik yasalarına ve saldırılara karşı” direniş başlattılar.

Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak direniş alanına giderek direniş çadırında işçilerle söyleşi gerçekleştirdik. 3 Kadın direnişçi fabrika karşısına kurdukları çadırda hem direnişlerini sürdürüyor hem de çadırda gerçekleştirdikleri ‘Halk Okullarıyla’ direnişlere dair bilgiler paylaşıyor.

Direnişçiler Dilbent Türker, Hüsne Kuralay ve Kardelen Çelik bu direnişin sadece Sinbo işçileriyle sınırlı olmadığını ve pandeminin tüm yükünü omuzlayan işçi sınıfı için olduğunu vurguluyorlar.

İlk olarak konuştuğumuz Dilbent Türker oldu. Türker 3 yıldır çalıştığı Sinbo’da 1 yıldır Tüm Otomobil ve Metal İşçileri Sendikası’nda (TOMİS) örgütlendiğini anlattı. Sendikalaşmanın ardından baskı ve mobbigin de arttığını ifade eden Türker şunları söyledi:

“Ben 3 yıldır Sinbo’da çalışıyorum. Sinbo’da çalıştığımız süre boyunca maaşlarımızın geç yatırılması, parça parça yatırılıp bazen 4 taksitte verilmesi bizim için çok büyük sorun olmaya başlamıştı. Bunların haricinde iş yerinde hijyen koşullarının olmaması, ustaların ve şeflerin yaptığı mobbing ve baskılar, iş içinde sürekli performans dayatmaları bizi etkiliyordu. Ben de bu durumlardan kaynaklı sendikalı olmuştum. Pandemi öncesi süreçte de 10 arkadaşımız sendikalı olduğu için ya işten atıldı, ya da istifaya zorlandı. Biz de maaşlarımızın düzeltilmesi için hem dışarıdan sendikamızla hem de içeriden bizim iş durdurma eylemlerimizle birkaç şey yaptık. Maaşlarımızda da kısmi bir düzelme olmuştu. Aynı zamanda aldığımız asgari ücret de zamanında yatmaya başlamıştı. Böyle küçük bir kazanım elde etmiştik. Pandemi dönemi başlayınca belki içerideki bir takım koşullar da düzelir diye bekledik ama hijyenik ortam sağlanmadı, ustaların baskıları daha da arttı ve performans dayatmaları da yine arttı. Yani çalışma koşulları daha da zorlaştı. Bu da bizim için sendikal mücadeleyi yükseltmemizi düşündürdü. Çünkü içerideki tuvaletler temizlenmiyordu, tuvaletlere peçete dahi konulmuyordu, pozitif çıkan işçilerin çalıştığı ortamlar temizlenmiyordu, pozitif çıkan işçilerle temas eden işçiler teste dahi gönderilmiyordu. Yani işyeri çalışma koşullarının neredeyse olmadığı bir alandı.

Pandemi döneminde ise bir buçuk ay boyunca Kısa Çalışma Ödeneği’ne tabii tutulduk. Daha sonra fabrikaya dönüp Eylül ayına kadar çalışmaya devam ettik. 11 Eylül günü ise işte pandemi koşullarını bahane ederek ‘Sizi ücretsiz izne çıkarıyoruz, devlet bize bu hakkı verdi. İmza vermeseniz de olur, itirazınız kabul olmaz, gidin’ dediler. Böylelikle 11 Eylül’de bizim gibi TOMİS üyesi 6 arkadaş 2 ay boyunca ücretsiz izne çıkarıldık. Yani iş bahanesiyle çıkarıldık açıkçası, çünkü bizden sonra işe 100 işçi daha aldılar. Biz de burada kötü niyet olduğunu anladık.”

İşten çıkarılmamızın ardından da buraya gelerek basın açıklamamızı gerçekleştirdik. Bu iki ay boyunca da hukuki olarak tüm haklarımızı aradık, fabrika önüne gelerek işçilere seslendik, konuyla ilgili bildirilerimizi dağıtarak işçilere gerekli bilgilendirmeyi yaptık.”

 

Ücretsiz iznin bitmesinin ardından nasıl bir süreç işledi?

“Bizim ücretsiz iznimiz 17 Kasım’da bitmişti ve biz işbaşı yapacaktık ama o süreçte de evlerimize evrak göndererek ücretsiz iznimizi 2 ay daha uzattıklarını söylediler. Biz de yapılanlara karşı direnişimizi artırarak direniş çadırı kurma kararı aldık ve fabrika önüne gelerek direniş çadırımızı kurduk. 18 Kasım gününden itibaren 3 kadın arkadaş olarak burada direniyoruz.”

Direnişe geçen 3 kadından biri de Hüsne Kuralay, Kuralay da sendikalı olduğu için hem mobbinge hem de ücretsiz izin dayatmasına maruz kaldı. Kuralay kendi hikayesine dair şunları söyledi:

“Ben de yaklaşık 4 senedir Sinbo’da çalışıyorum. Bu dört yılın son bir yılında sendika faaliyeti yürütüyordum. Sendikalaşmaya başladıktan sonra özellikle şeflerin mobbingi vardı. İşte ağzımızı aramaya çalışıyorlardı, kimler sendikalı oldu diye. Ya da sendikalı olanların neler yaptığını öğrenmeye çalışıyorlardı falan.

Biz de sesimizi duyurmak için direnişe başladık. Çadırda direnişimize başladığımızdan itibaren de burada direniş okulları gerçekleştiriyoruz. Şimdiye kadar 4 tane gerçekleştirdik. Taleplerimiz karşılanana kadar direnişimizi burada devam ettireceğiz.”

Kardelen Çelik ise özellikle kadınların, direnişlerine verdiği desteğin yoğun olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Ben dört yıldır Sinbo’da çalışıyorum. İki yıldır da TOMİS Sendikası’nda örgütlüyüm. Sendika sürecimin başlangıcında da baskıların olduğunu görüyorduk. Yani sendikalı arkadaşlar olarak gözler hep üzerimizde oluyordu. Sendikalı olarak izin falan istediğimiz de dahi izin vermiyorlardı. İşten çıkmamız için yoğun baskıya maruz kalıyorduk. Arkadaşlarımızın dediği gibi şefler de aynı baskıları uyguluyordu sürekli. 

Direnişimiz 27 Kasım’dan beri devam ediyor. O günden itibaren direnişimize destek olunuyor. Özellikle kadın arkadaşlar direnişime destek oluyor. Dediğimiz gibi direnişimizi kazanana kadar devam ettireceğiz.”

Son olarak Sinbo önünde direnen Dilbent Türker, Hüsne Kuralay ve Kardelen Çelik’in talepleri şu şekilde:

Ücretsiz izin ile 7244 No’lı yasanın kaldırılması

İşe geri dönmek istiyoruz. Sendikalaşmak anayasal bir hak.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu