Kadın

Şule Çet davasının 3. duruşması görüldü; Kadınlar takipçi olmaya devam edeceğiz

yaşındaki üniversite öğrencisi Şule Çet'in Ankara'da bir plazanın 20'nci katından atılarak katledilmesine dair görülen davada tutuklu "sanıklar" Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın tutukluluğunun devamına karar verilirken, dava 16 Ekim'e ertelendi.

22 yaşındaki üniversite öğrencisi Şule Çet’in Ankara’da bir plazanın 20’nci katından düşerek şüpheli bir şekilde ölümüyle ilgili, tutuklu katiller Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın yargılanmasına devam edildi. Katillerin tutuklu yargılanmasına karar verilirken, bir sonraki duruşma 16 Ekim’e ertelendi.

Duruşmada Çağatay Aksu’nun, “Bu dava nedeniyle doğaüstü güçlerim olduğunu düşünüyorum. Birine dokunmadan tecavüz etmek, birine dokunmadan atmak nasıl oluyor anlamadım” şeklindeki sözleri tepki çekti.

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in, geçen yıl 29 Mayıs’ta bir plazanın 20’nci katından atıldığı iddiasıyla görülen davanın üçüncü duruşmasında, ‘cinayet’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘hürriyeti tahdit’ suçlamalarıyla tutuklu yargılanan Çağatay Aksu ve Berk Akand hakim karşısına çıktı.

Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıkların yanı sıra Şule Çet’in babası İsmail Çet, aile yakınları, tarafların avukatları, aralarında milletvekillerinin de bulunduğu çeşitli demokratik kitle örgütleri ve kadın örgütü temsilcileri de katıldı.

Adli Tıp uzmanı: Cinsel bölgelerde tespit edilen lezyonlar yüksekten düşme sonucu olamaz

İlk olarak, daha önce Çet’in ölümüyle ilgili rapor hazırlayan Mersin Üniversitesi’nden adli tıp uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar tanık olarak dinlendi.

Kar, olay yerinde yaptıkları incelemede, yastık ve kanepenin yaslandığı duvarda şüpheli biyolojik lekeler tespit ettiklerini, bunlardan örnek alınıp şüphelilerin DNA’larıyla karşılaştırılması durumunda ek delil bulunabileceğini ifade etti.

Şule Çet’in tırnaklarında zanlılardan Berk Akand’a ait doku örneği bulunduğunun hatırlatılması ve tırnak altı doku geçişinin hangi yolla gerçekleşeceğinin sorulması üzerine Kar, bunun iddia edildiği gibi tokalaşma veya bir materyalin karşılıklı alınıp verilmesiyle mümkün olmadığını, doku transferinin boğuşmayla gerçekleşeceğini, saldırganda yaralanma görülmese bile tırnak altı doku geçişinin mümkün olabileceğini söyledi.

Cinsel bölgelerde tespit edilen lezyonların yüksekten düşme sonucu olamayacağını vurgulayan Kar, avukatların soruları üzerine, anal bölgedeki ekimozların, zorla ilişki sonucu meydana gelebileceğini belirtti.

Kar, yine soru üzerine, boyundaki hyoid kemiği kırığının yüzde 5 ile 7 arasında yüksekten düşme, yüzde 70’in üzerinde de elle boğulmalarda görüldüğünü söyledi. Kar, Çet’in kalça kısmındaki noktasal kanamaların ısırık iziyle uyumlu olduğunu, ancak yüzde yüz ‘ısırık izi’ demediğini belirtti.

Duruşma sonrasında adliye önünde basın açıklaması yapan Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, bu davanın Şule Çet üzerinden kadınlara bir baskı unsuru haline getirildiğini ve gelinen noktada hakkın tecelli edeceğini belirterek davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade etti.

Baba İsmail Çet ise “Adalete güveniyoruz. Bütün sivil toplum örgütleri ve baro başkanları bizim yanımızda. İnşallah 16 Ekim’de adaletin yerini bulacağına inanıyorum” dedi. (Haber Merkezi)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu