Güncel

Cumartesi Anneleri: “Öldülerse bize cenazelerimizi verin”

Cumartesi Anneleri, 783. hafta basın açıklamasını sosyal medya üzerinden gerçekleştirerek, 22 yıl önce gözaltına kaybedilen Neslihan Uslu, Metin Andaç, Mehmet Ali Mandal ve Hasan Aydoğan için adalet istedi

Cumartesi Anneleri, 783. hafta açıklamasını gözaltında kaybedilişlerinin 22. yılında Neslihan Uslu, Metin Andaç, Mehmet Ali Mandal ve Hasan Aydoğan için gerçekleştirdi. Koronavirüs pandemisi nedeniyle açıklama sosyal medya üzerinden yapılırken, açıklamada hakikat ve adalet talebinden vazgeçilmeyeceği vurgulandı

Haftanın açıklamasını okuyan gözaltında katledilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, koronavirüs nedeniyle hapishanelerin büyük risk altında olduğunu belirtti, tutsakların derhal serbest bırakılmasını istedi.

Ocak, her zamankinden daha yüksek sesle mücadele edilmesi gerektiğini belirterek, gözaltında kaybedilişlerinin 22. yılında Neslihan Uslu, Metin Andaç, Hasan Aydoğan ve Mehmet Ali Mandal için adalet istedi. “Artık yeter. Yargı makamlarını hukukun üstünlüğünü yaşatma ve yüceltme görevini yerine getirmeye çağırıyoruz” diyen Ocak, gözaltında kaybedilen sevdikleri için ne hakikat ve adalet talebinden, ne de 84 haftadır yasaklanan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Yaşam hakkı ve dayanışma değerlerini hatırlatmaya ve hatırlamaya bu günlerde daha çok ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Ocak, herkesi Cumartesi Anneleri’nin hakikat ve adalet talebini yaygınlaştırmaya, sosyal medya üzerinden yapılan açıklamaları takip etmeye çağırdı.

Ne olmuştu?

31 Mart 1998 yılında 46 yaşındaki Bergama doğumlu Metin Andaç, 30 yaşındaki Düzce doğumlu Neslihan Uslu, 24 yaşındaki Tokat doğumlu Hasan Aydoğan, 40 yaşındaki İzmir Menemen doğumlu Mehmet Ali Mandal Alaçatı’da gözaltına alındı. Ailelerin, avukatların, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), Uluslararası Af Örgütü’nün ve Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği’nin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı.

Onların gözaltında oldukları kabul edilmedi. Hükümet adına dönemin İçişleri Bakanı Murat Başeskioğlu, “adı geçen şahısların örgüt üyesi olmaktan dolayı arananlar listesinde olduğu anlaşılmıştır” demekle yetindi.

Olayın üzerinden bir yıl kadar sonra kendisini JİTEM’e bağlı 03 Tim Görevlisi olarak tanıtan Turan Ünsal’ın basına yansıyan itiraflarına göre, Neslihan Uslu ve arkadaşları önce Foça’da askeri alan içerisinde olan kontrgerillaya ait bir binada işkenceyle sorgulandı. Sonra İzmir’in Hatay Üçkuyular semtindeki kontraya ait binada tutuldular.

Neslihan ve arkadaşları sonunda işkenceden çıkmış, kolları ve bacakları kırık, ilaçla uyuşturulmuş bir halde bir balıkçı teknesine bindirildiler ve tekne İzmir Seferihisar açıklarında bomba ile infilak ettirilerek batırıldı.

Olayın detaylarını anlatan Turan Ünsal, işkenceye katılanların eşgal bilgilerini ve isimlerini de verdi. Bu iddialar hakkında etkin bir soruşturma yürütülmedi. Neslihan Uslu, Metin Andaç, Mehmet Ali Mandal ve Hasan Aydoğan’ın akıbetleri karanlıkta bırakıldı. Ailelerin, “kaybolan yakınlarımızla ilgili tüm başvurularımızı sonuçsuz bıraktınız, hiç olmazsa onların ölü veya diri olduklarını söyleyin. Öldülerse bize cenazelerimizi verin” talebi de bugüne kadar karşılıksız bırakıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu