Güncel

Tutanaklarda Mîr Perwer’in cenazesine katılanlara ‘örgüt yandaşı’ dendi

Mîr Perwer’in cenaze töreninde işkenceye maruz kalarak gözaltına alınan avukat Sedat Düşünmez, karakoldaki evraklarda Perwer’in 'örgüt üyesi' cenazeye katılanların da “örgüt yandaşı” olarak yazıldığını söyledi.

Fransa’nın başkenti Paris’te 23 Aralık 2022 tarihinde Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne yönelik silahlı saldırıda Emine Kara, Abdurrahman Kızıl ile birlikte hayatını kaybeden sanatçı Mîr Perwer’in (Mehmet Şirin Aydın) cenazesi, 5 Ocak’ta Muş merkeze bağlı Yeşilova beldesinde asker ablukası altında defnedildi.

Kitlenin cenaze törenine katılması engellendi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu üyesi ve Van İl Örgütü Yöneticisi Avukat Sedat Düşünmez, cenaze töreninden dönerken durdurulduğu polis kontrol noktasında işkenceye maruz kaldı.

‘Olağanüstü bir askeri güç vardı’

Paris’te yaşamını yitiren Mîr Perwer’in cenazesine katılmak için yola çıktıklarını belirten Düşünmez, “Daha Wan’ın ilk çıkışında GBT sorguları başladı. Durdurulan araçlarda GBT uygulaması yapıldı ve bu uygulama bilinçli olarak 15-20 dakikaya kadar uzatıldı. Yol boyunca birden fazla kontrol noktasında denk geldik ve hepsinde tekrar tekrar GBT yapıldı. Mûş’a vardığımızda GBT kontrolü yapıldı. Orada polislere durumun hukuksuzluğunu anlattım ama bana rutin bir uygulama olduğu söylendi. Mîr Perwer’in doğduğu köye gitmek için Mûş’tan çıkınca cenaze törenine katılmak isteyenler köy yolunda bekletilmeye başlandı. Orada olağanüstü bir askeri güç vardı. Yani gördüğümüz kadarıyla tamamen kitleye müdahale etmek üzere gelen bir kolluk kuvveti vardı. Sorulan sorulara sadece ‘Valiliğin yasaklama kararı var’ deniliyordu” ifadelerini kullandı.

‘İnsanlar hedef alınarak gazlar sıkıldı’

Muş Valiliği’nin kararıyla tüm hukukun askıya alındığını belirten Düşünmez, “Anayasayı askıya alarak keyfi bir şekilde ‘giriş-çıkış yapılamaz’ uygulamasıyla karşı karşıya kaldık. Bizimle konuşan yüzbaşı rütbesindeki kişinin bile bu kararı okuduğuna inanamıyorum. Oraya gelenler arasında Perwer’in arkadaşları ve ailesinden kişiler de vardı ama hiçbir şekilde girişimize izin verilmedi. Bunun üzerine oturma eylemi yaptık. Bu esnada birden etkisi çok yüksek bir gaz sıkıldı. Hak ihlallerini raporlaştırmak için gitmiştim. Atılan gazlardan bir örnek istedim ancak verilmedi. Özellikle yaşlıların bulunduğu alana yoğun bir şekilde gaz sıkıldı. Yani insanlar doğrudan hedef alınarak gazlar sıkıldı” diye belirtti.

‘Gerçek mermi kullanıldı’

Jandarmanın saldırısına karşı halkın daha sonra direnişe geçtiğini ifade eden Düşünmez, şöyle dedi:

“Çok yoğun bir şekilde gaz ve plastik mermi kullandıktan sonra gerçek mermi kullanmaya başladılar. Çeşitli ağır silahlar vardı, uzaktan da olsa bunları izlemeye çalıştım ama imkan yoktu. Birçok silah, çok taramalı birden fazla kurşun barındıran ve ağırlığı fazla olan silahlardı bunlar. Bu silahları taşıyan, ateş eden askerler vardı. O gün jandarmanın yaptığı hukuksuzluk bununla da sınırlı kalmadı. Daha sonra insanlara yoğun bir şekilde şiddet uygulandı. Bazıları araçlardan indirilip dipçiklerle darp edildi. Daha sonra darp ettikleri insanları gözaltına aldılar. Havanın kararmasıyla birlikte farklı kentlerden gelenler dönüş için yola çıktı. Bulunduğum araç da Wan’a dönmek için yola çıktı.”

‘Gözümün içine baka baka yumruk attı’

Polis kontrol noktasında şiddete maruz kalan Düşünmez, “Kitleye, jandarma müdahale ettiği için kontrol noktalarında yoğun bir polis takviyesi vardı. Her birimden polisler oraya yığılmıştı. Bütün şubelerden bine yakın polis oraya konumlanmıştı. İnsanlar beni arayarak, polislerin geçişe izin vermediğini söyledi. Kontrol noktasına geldiğimizde bize de aynı şeyleri söylediler. İtiraz edince de şiddet uyguladılar” dedi.

Düşünmez, işkenceye maruz kaldığı ana dair şunları söyledi: “Avukat olduğumu belirtmeme rağmen şiddet devam etti. Araçtaki kadınların ise inmesine izin vermediler. Beni MOBESE kameralarının görüş alanından çıkartarak darp etmeye devam ettiler. Daha sonra gözaltı aracına götürüldüğümde baş komiser geldi ve gözümün içine baka baka yumruk attı. Milletvekilinin bacağını kıranlara işlem yapılmaması, İstanbul’da eşbaşkanımıza tokat atan polise işlem yapılmaması bizlere karşı şiddetin boyutunu artırmaya başladı. Bu çok büyük bir acizliğin göstergesiydi. Gözaltına alındıktan sonra bana imzalatmak için bir tutanak getirdiler. O tutanağın bir kısmını okuyabildim ve orada şöyle yazıyordu: ‘Terör örgütü mensubu, terör örgütünden yakalanması bulunan şahsın cenazesini karşılamak üzere terör örgütünden talimat alan terör örgütü yandaşları.” (MA)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu