ATİK Haber Merkezi’nin haberine göre, geçtiğimiz Çarşamba(13 Mayıs) günü Viyana Kadın Dayanışması tarafından gerçekleştirilen eylem için kadınlar 16. Bölge’de toplandı. Burada ise ilk olarak Türkçe ve Almanya hazırlanan metin okundu.
Okunan açıklamada, Kassel’de ayrıldığı eşi tarafından katledilen Şadia’nın hikayesi paylaşıldı:
“Her güne farklı coğrafyadan katledilen kadın haberleriyle uyanıyoruz. Katillerin ortak hikayelerini (eski eş, eş, sevgili, baba, kardeş) okuyoruz. Almanya’da eşinin sistematik olarak uyguladığı şiddete karşı çıkarak ayrılan ve 3 çocuğu ile yeni bir başlangıç yapmak isteyen Şadia Ahmad da, 02 Mayıs 2020 günü eski eşi tarafından katledildi. Tüm dünya genelinde kadına dönük şiddet, patriarkal sistem tarafından politik olarak üretilmektedir” denildi.
Ardından kadınlar, 134 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun sürecini paylaştılar. Dersim özgülünde yaşanan bu olayın erkek-devlet egemenliğinde yaşandığını vurgulayan kadınlar şunları ifade etti:
“Tüm Dünya coğrafyalarında olduğu gibi, AKP- MHP şahsında Türkiye ve T. Kürdistanı’nda da üretilen cinsiyetçi politikalarla, kadınlar için 24 saat tehlikenin kol gezdiği bir toplumsal yapı yaratılmıştır. Dersim’in direniş kültürünü – kimliğini yok etmek için açılan kafe ve barlar, bu politikayı uygulayabilmek için dışarıdan yabancı ve düşmanca yöntemler geliştirecek bireylerin Dersim’e yerleştirilmesi; en başta kadınları ve gençleri hedeflemektedir”
“Gülistan’ın sesi olmaya devam edeceğiz”
Kadınlar, Gülistan’ın son görüntülerinin neden paylaşılmadığını da açıklamalarında sordular. ‘Dersim’in doğasını katletme pahasına her adım başına termal kamera yerleştirerek tüm topluma nefes aldırmayan asker ve polisler, Gülistan Doku’ya nasıl ulaşamıyor?’ diye soran kadınlar açıklamaya şöyle devam ettiler:
“Gülistan Doku’nun köprü üzerinde görülen ve son görüntüleri olarak servis edilen görüntülerin devamı nerede? Gülistan Doku’nun bulunmaması sadece bir güvenlik ve bilgi eksikliği olmadığı, örgütlü bir devlet-çete suç şebekesinin ortak planlama sonucu olduğu açıktır. Devletin ve erkeğin baskısını kabul etmeyip kendi kimliğini bulmaya çalışan, bilinçli ve örgütlü kadının özelde hedeflendiğinin resmidir. Bu politikaları teşhir ederek sesimizi daha gür haykırarak, Gülistan’ın sesiyle buluşturana kadar direnmeye ve haykırmaya devam edeceğiz. Sesimiz Gülistan’ın sesi, çığlığımız Gülistan’ın çığlığı, direnişimiz tüm Gülistanların direnişi olmaya devam edecektir.”
Avusturyalı kadın kurumlarından Feminist Zentral’in (FZ) yanı sıra, eyleme katılan diğer kadın kurumları da yaptıkları konuşmalarda; kadın dayanışmasının daha da güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptılar. Eylem; “Birlikte Güçlüyüz”, “Yaşasın Kadın Dayanışması”, “Jin, Jiyan, Azadi” sloganlarıyla sona erdi.
