GüncelManşet

Yasaklı bölgede yasal gözüken öğretmenler

Amed: Devletin T.Kürdistanı’nda başlatmış olduğu savaş tüm hızıyla devam ediyor. TC devleti, her ne kadar topyekun bir savaş içerisine girse de, yasaklı bölge ilan ederek saldırdığı alanlarda bir milim ilerleyememiştir. Sınırsız bir direniş sergileyen bölge halkı ise başlatmış olduğu hendek savaşının arkasında taviz vermeden direnmeye ve TC ordusunu geriletmeye devam ediyor. Okullar bir ayı aşkındır kapalı ve çocuklar bırakalım okula gitmeyi evlerinden dahi çıkamıyorlar. İlk dönem neredeyse bitti ve çocukların ders görmesi, eğitim alması gereken okulların sınıflarına Esadullah Timleri doldu. O sınıfların sıralarında oturan bir çocuğu daha katletmek için ölüm makinesi gibi dolaşıyorlar.

Savaş sürecinde feshedilen okullara ve eğitim sistemine dair savaş bölgelerinde öğretmenlik yapan ancak ismini vermek istemeyen A.O. ve A. E. ile bir söyleşi gerçekleştirdik. İlk olarak konuştuğumuz A.O. Amed’de yasaklı bölge ilan edilen Sur semtinin çocuklarına eğitim veriyor, daha doğrusu veremiyor!

“Boş sınıfa gidip geri dönüyorum”

A.O. okulunun bulunduğu bölgede fiili olarak bir sokağa çıkma yasağı olmadığını ancak öğrencilerinin yasaklı bölgelerde oturduğu için okula gelemediklerini söylüyor. Öğrencilerinin Sur içerisinden geldiğini ve Sur’da 6 mahallede yasak olduğunu söyleyen öğretmen devamında şunlara yer veriyor: “Sadece öğretmenler geliyor okula, onlarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın zoruyla geliyorlar. Yani okulda ders işleniyormuş gibi gösteriyorlar. 24 gündür ders işleyemiyoruz. Görevli olduğum okula gitmek istediğimde üstümü başımı didik didik arıyorlar. Mesele devlet memurluğu meselesi ise, ben de ‘devlet memuruyum’ ama o beni didik arayabiliyor. Sınavlarımız yapılmadı, bütün derslerimiz yarım kaldı. Çocuklar böyle giderse istedikleri üniversiteyi veya bölümü kazanamayacaklar. Çünkü bu koşullarda bildiklerini de unuttular. Her gün okula gidiyorum, imzamı atıp çıkıyorum. Bize her gün ders veriyormuşuz gibi ek ders veriliyor. Ama boş sınıfa gidip geri dönüyorum.

“Yeter ki devletin ‘bütünlüğünü’ bozacak nesiller yetişmesin”

Eğitim sisteminin dünü ile bugünü arasında hiçbir fark olmadığının altını çizerek sisteme veryansın eden A. O. öğretmen, “Bakın bundan iki sene önce kaçak bahis yeri açıldı ve Türkiye’de en çok para yatırılan yerlerden bir tanesidir buralar. Gençleri bahse yönlendirmek ve siyasetten uzak tutmak için açtıkları yerler buralar. Eskiden de gençleri ya futbolla ya da uyuşturucu ile siyasetten uzaklaştırmaya çalışmışlardı. Bunlar gençleri uyuşturmak ve sorgulamayan nesiller yetiştirmek için göz yumulur şeylerdir. Yeter ki devletin bütünlüğünü bozacak nesiller yetişmesin. Burada gençlerin çalışıp kendi hayatını devam ettirebileceği olanaklar çok sınırlıdır. Doğallığında gençler okuyarak hayatlarını kurtarmaya çalışıyor. Hatta bakarsanız bölgeden KPSS sınavlarından dereceler çıkar” dedi.

“Bu saatten sonra eskisi gibi barış teraneleriyle dolaşacaklarını sanmıyorum”

Bölgede yaşanan sivil kayıplara dair konuşan A. O. öğretmen, halktan insanların katledildiğini ve önceden bu alanlarda hendeklerin meşruluğunun tartışıldığını şimdi ise hendeklerin gerekliliğinin tartışılır olduğunu vurguladı. “Mahallelerde hendekler kazılıyorsa, barikatlar kuruluyorsa halkla birlikte kuruluyor” diyen öğretmen son olarak şunlara dikkat çekti; “Hendek direnişleri başta sadece halkla sınırlı kalıyordu. Etkilenmiyordu insanlar. Ama şu anda sivil ölümler çok fazla oluyor ve herkes hendek savaşının gerekliliğini tartışıyor. Çünkü ölmeyen insanlar hayatlarını o hendeklere borçlu ve bugün orada bir insan öldürülmüş ise yarın sıra sende demektir. Yani insanlar sahipleniyorlar artık bu mücadeleyi, ki sahiplenilmesi de gerekiyor. Başta belki öyle değildi ama şu an böyle. Başlatılan bu savaşla birlikte Kürt halkını aza razı etmeye çalışıyorlar. Yani dün çözüm sürecine razı ettiler bugün daha aza razı etmeye çalışıyorlar. Bu saatten sonra eskisi gibi barış teraneleriyle dolaşacaklarını sanmıyorum. Bu zamana kadar kandırdıkları Kürt halkı uyandı. Bu saatten sonra onlar korksunlar.

“Afet alanına çevirdikleri çocukların öfkesinden nasıl kurtulacaklar?”

Neredeyse iki haftadır sokağa çıkma yasağı olan Mêrdin Dargeçit’te anaokulu öğretmenliği yapan A. E. ise, öğretmenlerin ilçeyi terk etiklerini belirterek sadece yerli olan öğretmenlerin kaldığını söyledi. Kendisinin sağlık problemlerinden kaynaklı bölgeyi terk ettiğini söyleyen A. E. öğretmen şu mesajları verdi:

Okullar kapalı ama maaşlarımız kesintisiz yatıyor. Bu bölgelerde ezelden beridir okullara özel olarak saldırılmıştır. Benim öğretmenlik yaptığım okul beş sene önce yakılmış ve öğretmenleri kaçıp gitmiş. Biz yeniden kendi imkânlarımızı kullanarak inşa ettik okulu. Muhtemelen şimdi tekrardan yıktılar okulumuzu! Okullarımızı yeniden inşa etmek çok zor değil. Biz el birliği ile yeniden yaparız. Ancak afet alanına çevirdikleri çocukların öfkesinden onlar nasıl kurtulacaklar bilemem…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu