GüncelKadın

YDK’nın “Pandemiyi Bir De Bana Sor” kampanyası devam ediyor

Yeni Demokrat kadın tarafından temmuz başında başlatılan "Pademiyi Kadınlar Konuşuyor, patriarkanın maskesi düşüyor, Pandemiyi Bir De Bana Sor" şiarıyla kampanya İzmir'de, Balıkesir'de İstanbul gibi bir çok ilde sürüyor.

YDK kampanyasına dair İzmir, Balıkesir ve İstanbul’da kadınlarla bir araya gelmeye ve konuşmaya devam ediyor.

İstanbul

İstanbul’ un bir çok ilçesinde  mahalle ve ev çalışması yapan YDK dün ise  (15 Ağustos)  Gülsuyu’nde kadınlarla bir araya geldi.

YDK Gülsuyu’nde yaptıkları çalışmayı; “Pandemiyi Gülsuyu’nda eğitim ve sağlık emekçisi ile tekstil işçisi kadınlara sorduk. Hem hastalık hem gelecek kaygısı taşıdıklarını belirten kadınlarla sohbet ederken, pandemi döneminin zorluklarını hatırladık, bu sürecin duygusal ve psikolojik olarak da yıpratıcı geçtiğini konuştuk.

Tekstil işçisi arkadaşımız, hem virüse karşı evde ve ailesi için kaygı duyduğunu hem de işe gitmediği için her an işini kaybetme korkusuyla yaşadığını anlattı. Bir çuval fabrikasında çalışan eşinin bu süreçte psikolojisinin bozulduğundan bahseden kadın, hemen her gün bir vakanın açığa çıktığı, bir müdürün enfekte olarak yaşamını yitirdiği fabrikadan eve gelen eşini dezenfekte etmek için uğraştığını, bunun da aile ilişkilerinde soruna neden olduğunu söyledi” şeklindeki sözlerle aktarmaya başladı.

Yapılan çalışmayı, “Bir hastanede sekreterlik yapan arkadaşımız ise sağlık emekçilerinin bu süreçte ciddi zorluklarla karşılaştığını, pandeminin ciddi anlamda kendilerinde psikolojik yıpranmaya neden olduğunu anlattı. Özellikle hastanede çalışan temizlik işçisi ve sekreterler gibi emekçilerin emeklerinin daha yoğunlaşmasına karşın daha görünmez hale getirildiğini belirtti. Hem iş hem de evdeki yoğunluk karşısında zaman zaman omuzlarının düştüğünü anlatan arkadaşımız, çocuğu için her seferinde kendisini toparlamaya çalıştığını anlattı.

Pandemi döneminde yaşanan ekonomik sıkıntıları, virüsten duyulan korku yüzünden yalnızlaşmayı konuştuğumuz sırada duygusal anlar yaşadık. Birlikte konuşmaya, bu dönemi paylaşmaya ne kadar ihtiyacımız olduğunu bir kez daha duyumsadık” şeklindeki devam eden sözlerle dile getirdi.

İZMİR 

“Kadınlar olarak bizim de normalimiz mücadele!”

YDK’da İzmir’de ev emekçisi ve öğrenci kadınlarla pandemiyi konuştuklarını kadınların;  “Pandemiyi bir de bana sor” diyen kadınlar pandemi ve “normalleşme”de yapılan düzenlemelerde kendilerinin olmadığını anlattıklarını aktardı.

İzmir’de çalışmada kadınların pandemi boyunca zor koşullarını şu şekilde;

“Ev emekçisi Ebru, “iki çocuğum var, çocuklarımı ve kendimi nasıl koruyacağımı bilemedim. Çok korktuk, endişelendik. Devlet sağlıklı açıklama yapmıyordu. Bu dönemde aç kaldık gerçekten, parasız kaldık. Çocuklarım okula gidemedi, eşim çalışamamadı” diyerek kendisinin pandemiyi hangi koşullarda yaşadığını anlattı. Devletin yoksulların yanında olmadığını belirten Ebru, ne pandemi öncesi yaşamından ne de “normalleşme” denilen süreçten memnun olmadıklarını ve bu yüzden bu kampanyaya ses olduğunu söyledi.

“Alışmak zorundalar”

Haberin devamında İzmir’de 8 Mart’a katıldığı ve lezbiyen olduğu öğrenildiği için okulundan edilen ve bu yüzden evde çalışmak, çocuk bakmak zorunda kalan arkadaşımız, pandemi boyunca evde tedirginlik içinde geçirdiklerini ve çalışan anne-babasının çalışamaz hale geldiğini anlattı.
“Tüm aile olarak evdeyken telefonunu bile kullanamaz hale geldiğini anlatan arkadaşımız, hiçbir şeyin normalleşmemesine karşın “normalleşme” ile tehlikeli bir sürece itildiğimizi söyledi. Arkadaşımız, egemenlerin “normalleşme”si karşısında bizim normalimizin mücadele olduğunu vurgularken, egemenlerin LGBTİ+’lara dönük nefret dolu dilinin korkutucu olduğuna ve büyük devletin de, küçük devlet olan ailenin de kendilerinin cinsel kimlik ve yönelimlerine alışmak zorunda olduğuna vurgu yaptı.” şeklinde aktarımlarına devam edildi.

Balıkesir

Balıkesir ve Muğla’dan kadınlar anlattı: “Pandemi nefret saldırıları için bahane…”

YDK Balıkesir’de yaptıkları çalışmayı ise, ““Pandemiyi bana sor” diyen Muğla’dan Deniz ve Balıkesir’den Meyra, pandeminin nefret üretimi için bahane edildiğine, “normalleşme”nin kurallar olmadan anlam taşımayacağına vurgu yaptılar.

Balıkesir’den Meyra, “ilk başta her şey şaka gibi geldi, sanki okullar sadece 3 hafta tatil edilmiş ve geri döneceğimizi sanıyorduk. Lakin hiç öyle olmadı” diyor. Normalleşmenin bir yerden başlaması gerektiğini düşünen Meyra, devletin ilk baştaki kurallarına devam etmesi halinde normalleşmenin bir anlam taşıyacağını söyledi. Denetleme ile gündelik yaşamdaki tavizlerin azalabileceğini söyleyen Meyra, bunların aslında devlet açısından çok zor şeyler olmadığına vurgu yaptı. Babası sigara içerken ceza yediğini söyleyen Meyra, ama polisin ona ceza keserken maskesi olmadığını anlattı ve “kendilerine gelince rahatlar” dedi.” şeklinde aktardı.

“Kabul aşamasına geçmemize az bir zaman kaldı”

“Pandemi sürecinde çok yoğun homofobik ve transfobik söylemlere maruz kaldıklarını söyleyen Muğla’dan Deniz, bu söylemlerden kaynaklı bu süreçte Muğla’da yaşıyor olmasına rağmen ölüm korkusu yaşadığını ifade etti. Pandeminin LGBTİ+’lara saldırı meselesinde bahaneye dönüştürüldüğüne dikkat çeken Deniz, toplumda LGBTİ+’ların kabul görme aşamasına az bir süreç kaldığına inandığını belirtti.”

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu